Gezimize heyecan dolu bir motto olsun diye koyduğumuz “Kutuplara Yolculuğun” bizi en çok heyecanlandıran kısımlarından biri de balinaları seyredebilmek ve buzullara dokunabilmekti. Bugün bu hayali gerçekleştirebilmenin verdiği tarifisiz mutluluğu yaşadık. Zaman zaman zor da olsa hayal ettiklerimize ulaşabilmenin verdiği huzur ile de bu satırları yazıp heyecanımızı sizlerle paylaşıyoruz. Belgesel tadında geçirdiğimiz günün, bir kamera filmine veya fotoğrafına sığdırılabilmesi maalesef imkansız…
Dawson City ile Vancouver, Kanada arasındaki yol notlarımızı hem Türkçe hem de İngilizce okuyabilirsiniz.
You can read our road trip notes from Dawson City to Vancouver in Turkish and English below.
Our route is at the end of the updates.
29.Gün / 29nd Day (TUR / ENG)
Tok – Top Of The World Highway – Canada Border – Dawson City
3 August/Ağustos 2016
Kamp alanından 11’e doğru çıktık. Hedefimiz Tok ile Dawson City arasında yer alan ve Top Of The World Highway diye anılan zorlu yolu geçmek. Chicken kasabasında benzin ve yemek molası veriyoruz. Buraya kadar yol fena değil ara ara toprak ama zemini iyi durumda. Chicken kasabası altın hücumu esnasında kurulmuş, dağların ortasında bir kasaba. Altın eskisi gibi yoksa ne yaparlar ne ederler burada bilemedik. Chicken kasabasından sonra yol yaklaşık 50 km kadar toprak ve ABD-Kanada sınırına kadar olan 5-10 km ise süper kaliteli asfalt. Toprak kısımda çok fazla çukur var. Yol düzgün değil ancak manzaralar yine harika. Fotoğraf ve videolar maalesef gözlerimizin gördüklerini aktarmaya yetmiyor. Kanada sınırı sonrası da 100 km kadar toprak yol. Yer yer mıcır, çukur ve zemin dengesiz. Motor ara ara kendi kafasına göre gidiyor gibi hissetiğimiz çok oldu. Kanada tarafında da manzaralar harika, uçsuz bucaksız dağların arasında giderken 3-5 km sonra geçeceğiniz kıvrımlı dağ yollarını görmek çok keyif veriyor. Yukon üzerinden ücretsiz tekneler ile Dawson City’e geçiliyor. Akşam üzeri varıyoruz. Turizm ofisine uğruyoruz, hoş güzel bir ortamı var. Kalacak yer konusunda da yardımcı oluyorlar ve bir iki oteli tavsiye ediyorlar.
Calgary, Kanada ile Beaver Creek, Kanada arasındaki yol notlarımızı hem Türkçe hem de İngilizce okuyabilirsiniz.
You can read our road trip notes from Calgary to Beaver Creek, Canada in Turkish and English below. Our route is at the end of the updates.
13.Gün / 13th Day (TUR / ENG)
Banff, Lake Louise, Icefields Parkway, Jasper
18 July/Temmuz 2016
Sabah kahvaltı sonrası Calgary şehrinden Banff’a doğru yola çıktık. Kanada Rocky dağlarının olduğu bölgeye girince coğrafya değişiyor ve inanılmaz güzel manzaralar eşliğinde ilerlemeye başlıyoruz. Banff şehrine öğle yemeğine uğradık ve şehir çok hoşumuza gitti. Kafeleri, butik otelleri, restoranları ve dağ manzarası ile çok sıcacık bir şehir.
Özellikle kayakseverler için kışın, yazın da doğası ile tarifsiz güzellikler sunuyor. Ama bu bölgelerde son dakika kalacak yer bulmanın kolay olmadığını ve pahalı olduğunu hatırlatalım. Banff şehrinde aklımız kalarak çok merak ettiğimiz Lake Louise ve Icefields Parkway’e doğru gidiyoruz. Yol boyunca manzaralar inanılmaz etkileyici.
“Kutuplara Yolculuk” gezimizin 38. gününde 99 nolu yoldan yine tarifsiz manzaralar eşliğinde Vancouver‘a doğru yola devam diyoruz. Şehre kuzeyinden giriyoruz ve ilk meşhur Capilano Suspension Bridge Park‘a doğru yöneliyoruz. Saat 3 gibi ve hava iyice ısınmış vaziyette. Park hakkında bilgi almak için bilet satış noktasına geldiğimizde 2 saatin parkı dolaşmamıza yeteceğini öğreniyoruz. Çıkışımızın mesai çıkış saatine denk geleceğini düşünerek daha sonra gelmeye karar veriyoruz. Şimdiden trafik yoğun. İlk defa airbnb’den bir yer ayarladık ve kalacağımız eve vakitlice gitmek istiyoruz. Haftalardır uzak kaldığımız şehir trafiğine ve koşturmacasına hoş geldik 🙂 Evet evdeyiz ve ev sahibi çok tatlı Koreli bir aile. Odamız beklediğimizden çok daha geniş, konforlu.
“Kutuplara Yolculuk” gezimizin 40. gününde Kanada’ya veda edip yeniden ABD topraklarına giriş yapacağız ve hedefimiz Seattle şehrine doğru devam etmek. Vancouver‘da kaldığımız evde iki Azeri petrol mühendisi de kalıyordu ve onlarla kısa da olsa biraz sohbetimiz oldu. Yola çıkacağımız sabah İsmail’i, elinde bir bardak su kapının önünde bizi beklerken buluyoruz. “Bizde adettir arkanızdan dökeceğim” diyor. Ah, ne güzel ortak adetlerimiz var keşke hiç kaybetmeden yaşasak. Koreli ve Azeri dostlarla vedalaşıyoruz.
Bugünü dinlenerek ve şehri dolaşarak geçirdik. Bozeman şehri küçük ama bir o kadar da sevimli bir şehir. Üniversitenin olması şehre bir dinamiklik ve canlılık sağlamış. Şehrin etrafı ile beraber nüfusu yaklaşık 60.000 civarındaymış. Halkın yardımıyla yapılmış olan inanılmaz güzel bir kütüphanesi var. Günde yaklaşık 1.500 kişi ziyaret ediyormuş. Biz hayran kaldık ve tebrik ettik Bozeman halkını…
Yıllardır canlı performansını dinlemek istediğimiz Fazıl Say’ın Duke Üniversitesinde konser vereceğini duyunca; biletlerimizi satışa çıkar çıkmaz almıştık. Konser pazar akşamıydı ve biz Duke Üniversitesinin olduğu bölgeyi bu zamana kadar gezme imkanı bulamamıştık. Konserden bir gün önce giderek Raleigh-Durham-Chapel Hill bölgelerini az da olsa keşfedebilmek için güzel bir imkan doğmuştu.
Yolda olmak, yeni yerler keşfetmek başlı başına keyifli olsa da bazı yerler vardır ki üzerinden ne kadar zaman geçse de anıları ilk günkü gibi taze kalır. Birden fazla gitseniz bile her gidişinizde sizi ilk defa görüyormuşunuz gibi cezbeder. Görsellikleri, kültürü kadar yaşanan ilklerle de hafızalarımıza kazanır. Bize sorulan soruların başında da gezdiğimiz yerler arasında en çok nereyi beğendiğimiz ve hayal kırıklığı yaşatan bir yer olup olmadığı geliyor. O yüzden şimdiye kadar yurt dışında gezdiğimiz yerler arasında bizi etkileyen, hayran bıraktıran, ilkleri yaşadığımız yerler ve anılarımızda nasıl kaldıkları hakkında bir liste hazırlayıp ” İz Bırakanlar “ adı altında sizlerle paylaşmak istedik. Öncelik sırasına koymak çok zor olduğundan listeyi alfabetik sıraya göre düzenledik.
Evet, ABD alışveriş çılgınlığını sonuna kadar yaşayacağınız yerlerin başında gelmektedir. Bir ara Türk Lirasının ABD Doları karşısında oldukça değer kazanması ile ABD gezisi denince ilk akla neredeyse alışveriş gelir olmuştu. Türkiye ziyaretlerimiz öncesi veya bizi ziyarete gelen her eş dostla alışveriş merkezlerinde çok hoşlanmasak da gereğinden fazla zaman geçirmiştik. Doların yükselişe geçmeye başlaması ile eski cazibesini kaybetmeye başlamış gibi dursa da bazı dönemlerde yine de daha uyguna alışveriş yapma imkanı güncelliğini korumaktadır.
ABD’nin hatta dünyanın en iyi üniversitelerinden Harvard ve MIT’ye ev sahipliği yapan Boston şehri; ayrıca spor alanında ABD’de ekol olmuş Boston Celtics, New England Patriots ve Red Sox takımlarına da ev sahipliği yapmaktadır. New Jersey’de yaşadığımız yıllarda fırsat buldukça ziyaret ettiğimiz Boston, kışları sert geçmese ABD’de en çok yaşamak isteyeceğimiz şehirlerin başında yer alır. Özellikle bahar aylarında şehrin tadı bir başka oluyor. Ekim ile Nisan ayları arası genelde havanın soğuk olduğunu belirtelim.
Motokeyf e-dergide de yayınlanan motosiklet gezilerimizin 2015 Yılı Değerlendirmesi
Yolda olmayı yeni yerler keşfetmeyi, farklı insanlarla tanışmayı onların kültürlerini, yaşam tarzlarını öğrenmeyi, farklı lezzetlere evet diyebilmeyi, gerektiğinde paylaşmayı ve motosiklet üzerindeyken o anın tadını çıkarmayı eminiz hepimiz çok seviyoruz. Yol yaptıkça daha çok yolda olma isteğimiz artıyor ve her geziden yeni planlarla dönüyoruzdur. Hafta sonu gezilerinde veya kısa gezilerin dönüş yolunda keşke bir haftamız daha olsaydı, keşke bir ay hatta sınırsız zamanımız olsaydı ve gezimize devam edebilseydik demiyor muyuz? Uzun yolculukların akşamında özellikle kamp yapıyorsak; ateş başında yapılan güzel sohbetler, gördüklerimiz ve göreceklerimizin hayali bizlerin o günün yorgunluğunu atıp önümüzdeki günlerde çok daha uzun seyahatler yapmaya teşvik etmiyor mu?
2004 yılında yaptığımız 4 günlük Chicago (Şikago) gezimiz yeni olmasa da anılarımız taptaze ve bu güzel şehri yazmadan geçmek istemedik. ABD’nin 3. büyük şehri olan Chicago, yılın büyük bir bölümünde havasının soğuk olmasına rağmen canlı hayatı ile sıcacık bir şehirdir. Rüzgârlı şehir olarak anılıyor ancak bu rüzgârlı anlamının daha çok politik olduğu dile getirilmektedir. Michigan gölünün etkisi ile de gerçekten rüzgârlı bir şehir olduğu kesin 🙂 Mayıs ayının sonlarına doğru gittiğimiz Chicago’da serin bir hava hakimdi. Bizden sonra aynı dönemde giden arkadaşlarımız ise sıcak ve rutubetli bulmuştu. Gitmeden önce hava durumunu kontrol etmekte kesinlikle fayda var.
Halil ve arkadaşları ile Huntsville‘e motosikletle yaptığımız gezimiz sırasında yüz yüze tanışma fırsatımız da oldu. Kısa da olsa sıcak sohbetleri ve iletişimlerini devam ettirdikleri için her birine buradan bir kez daha teşekkür ederiz… Söyleşinin sonunda Halil’in ABD’de yaşadığı anılar ve ilginç olayları paylaştığı bölümü okumak eminiz çok keyifli olacak. Uçak kaçırmadan, hırsızlığa bütün aksilikler onları mı bulmuş derken bütün olumsuzlukları bir anda nasıl da güzel anılara çevirmişler…
Merhaba Halil, WAT programının aşamalarından bize biraz bahsedebilir misin?
Work and Travel programını ilk olarak üniversite 1. sınıfta bir arkadaşımdan duymuş ve benim için çok iyi bir fırsat olabileceğini düşünmüştüm. Daha sonra bilgi almak için İstanbul’da bir şirketle görüşmüştüm. Not ortalaması ve dil seviyesi şartları vardı. Ben bu şartları ilk senemde karşılayamıyordum ve bu nedenle bu hayalimi askıya almak zorunda kalmıştım. 3. sınıfa geldiğimde kendimi hazır hissettim ve başvurmaya karar verdim.