Motokeyf e-dergide de yayınlanan motosiklet gezilerimizin 2015 Yılı Değerlendirmesi
Yolda olmayı yeni yerler keşfetmeyi, farklı insanlarla tanışmayı onların kültürlerini, yaşam tarzlarını öğrenmeyi, farklı lezzetlere evet diyebilmeyi, gerektiğinde paylaşmayı ve motosiklet üzerindeyken o anın tadını çıkarmayı eminiz hepimiz çok seviyoruz. Yol yaptıkça daha çok yolda olma isteğimiz artıyor ve her geziden yeni planlarla dönüyoruzdur. Hafta sonu gezilerinde veya kısa gezilerin dönüş yolunda keşke bir haftamız daha olsaydı, keşke bir ay hatta sınırsız zamanımız olsaydı ve gezimize devam edebilseydik demiyor muyuz? Uzun yolculukların akşamında özellikle kamp yapıyorsak; ateş başında yapılan güzel sohbetler, gördüklerimiz ve göreceklerimizin hayali bizlerin o günün yorgunluğunu atıp önümüzdeki günlerde çok daha uzun seyahatler yapmaya teşvik etmiyor mu?
Yolda olmanın verdiği o güzel tat ile biz de 2015 yılında neler planlamadık ki; çoğunu gerçekleştirebildiğimiz için kendimizi şanslı buluyoruz. Yurt dışında yasadığımız için yıllık iznimizin büyük bölümünü Türkiye seyahatimizde kullanıyor ve ailelerimize vakit ayırmaya çalışıyoruz. Geri kalan izin günlerimizde ise; yaşadığımız ABD’deki resmi tatiller ile de birleştirerek çok uzun olmayan geziler yapıyoruz. Motosikletle yaptığımız gezilerimizin yeri ve tadı her zaman ayrı oluyor. Her gezgin gibi bu kısa süreli gezilerimizde daha uzun gezilerin hayalini kuruyoruz. Hatta kurmakla kalmayıp bu planımızı 2016 yılında gerçekleştirmek için ilk adımları atmaya başladık bile. 2015 yılını hem bu geziyi planlamaya hem de firsat buldukça kısa alıştırma gezileri yaparak geçirmeyi hedeflemiştik. Planladığımız gibi de geçti.
İzin süremiz kısıtlı olunca; yaşadığımız Georgia eyaletine nispeten daha yakın, hem yolları hem de doğası ile bizi kendine çeken bölgelere öncelik verdik. Yıl boyunca Georgia eyaletinin dağlık bölgeleri ile Florida, Alabama, Kuzey ve Güney Carolina, Tennessee, Missisippi eyaletlerinde her biri birbirinden keyifli gezilerimiz oldu.
Kışın, hava çok soğuk ve yağışlı olmadıkça hemen hemen her hafta sonu motosiklet gezilerimize devam ediyoruz. 2015 yılının Ocak ve Şubat ayları maalesef Atlanta’da normalden sert geçti. O yüzden ilk gezimizi Mart ayında Kuzey Carolina eyaletindeki Highlands kasabasına yapabildik. Her bir köşesinde huzur bulucağınız kasaba birkaç gün şehirden ve iş hayatından uzaklaşmak için ideal bölgelerden biridir. Bu bölgenin güzel doğasında yürüyüş yapıp etrafındaki dört şelaleyi de görme fırsatımız oldu. Highlands’den Franklin’e doğru uzanan US Highway 64 numaralı yol ise; doğa ile iç içe olacağınız, tatlı virajları ile motosiklet veya araba sürmekten keyif alınacak güzel bir yoldur. Biz de motosikletimizle bu yolun tadını doyasıya çıkardık.
Komşu eyalet Alabama’nın çok güzel eyalet parklarına ev sahipliği yaptığını ve bu parkların etrafında da manzarası ile etkileyici yollar olduğunu okumuştuk. Nisan ve Mayıs aylarında hafta sonlarımızı bu eyalet parklarını ziyaret edip kamp yaparak değerlendirdik.
Alabama eyaletinde, gördüğümüz eyalet parkları içinde en etkileyicisi Cheaha State Park oldu. Eyalet parkının içinden geçen ve müthiş manzaralar sunan Talladega Otoyolu; neredeyse her mevsim motorcuların sürüş yapmaktan inanılmaz keyif alacağı müthiş bir yoldur. İnişli çıkışlı ve bol virajlı olan bu yol ayrıca çok fotojenik manzaralar sunmaktadır. Alabama’nın, en yüksek noktasında yer alan eyalet parkı ise; kamp alanları, yazın serinleyebileceğiniz gölü, birbirinden güzel yürüyüş yolları, şelaleleri ve müthiş gün batımı ile bizim favori yerlerimizden biri oldu. Manzara izleme noktasına ulaşabilmek için; özellikle tekerlekli sandalyeliler, çocuklar ve yaşlılar düşünelerek yapılmış ahşap yürüyüş yoluna hayran kaldık. Umarız bizim ülkemizde de bir gün benzer gelişmelere şahit oluruz.
Alabama eyaletinde beğendiğimiz yerlerden bir tanesi de DeSoto State Park ve Little River Kanyon oldu. Eyalet parkı, birçok yürüyüş parkuru ve şelaleleri ile cezbediyor. Kanyon etrafında yer alan 176 nolu yolun güzel manzaraları eşliğinde motosiklet sürmek ise çok keyifliydi.
İlkbaharın ılık günlerini çevre eyaletlerde yaptığımız motosiklet gezilerimizle geçirmiş, bol bol kamp yapıp inanılmaz keyifli anlar yaşamıştık. Mayıs ayında 2,5 haftalık bir Türkiye seyahati yapıp ailelerimizle doya doya vakit geçirdik. Gezginlerin buluşmasına katılıp arkadaşlar ile yüz yüze tanışmak ise bu seferki Türkiye seyahatimizin unutulmazlarından biri oldu.
Haziran ayında evimize döndükten sonra, gezilerimize fırsat buldukça sıcak yaz günlerinde de devam ettik. Filmini izlerken çok merak ettiğimiz Selma şehri ile köleliğe karşı mücadelede önemli yerlerden biri olan Birmingham şehrine giderek insanlığın büyük yara aldığı bu bölgede bir hafta sonumuzu geçirdik. Irkçılık ile mücadele yolunda yaşananları yerinde görmek, yaşanan acıların yoğunluğunu hissetmek her ikimizi de derinden etkiledi. Umudumuz insanlığın geçmişte yaşananlardan ders alarak daha barışcıl bir gelecek kurabilmesi. Selma şehrinde Kanlı Pazar olarak adlandırılan olayların geçtiği Edmund Pettus köprüsü ve Birmingham şehrindeki İnsan Hakları Müzesi bu bölgedeki görülecekler arasındadır. Ayrıca Birmingham’a kadar gelmişken dünyanın en fazla motosikletinin sergilendiği Barber Vintage Müzesini görmeden dönmek olmaz. Motokeyf e-derginin Ekim-2015 sayısında anlattığımız müzeye motor sporları tutkunlarının hayran kalacağından eminiz. Müzede, 1900’lü yılların başından günümüze kadar üretilmiş 1400 motosiklet, 40 kadar Lotus yarış arabası bulunuyor. Motosikletlerin yaklaşık 700 tanesi sergileniyor. 200 ayrı markanın 20 farklı ülkede üretilmiş motosikletlerini müzede görebilirsiniz. Motosiklet türleri ise; eski klasiklerden günümüzün spor motosikletlerine, Grand Prix kazanmış yarış motosikletlerinden dünyayı dolaşmış adventure tarzı motosikletlere hatta ikinci Dünya Savaşı’nda kullanılmış modellere kadar geniş. Yaklaşık 4 saat kadar kaldığımız müzeden ayrılırken ruhumuz hâlâ motosikletlerin arasında dolaşıyordu.
Bir hafta sonu da yine Alabama’nın kuzeyinde yaptığımız gezi esnasında unutamayacağımız güzel bir anımız oldu. Work and Travel programı ile ABD’ye gelen veya gelmeyi planlayan bazı öğrenci kardeşlerimiz gezi sayfamız aracılığıyla bize ulaşıyorlar. Yazıştığımız bir kardeşimizin bu bölgede olduğunu öğrenince onunla da buluştuk. Beraberindeki diğer iki Türk kardeşimiz ile de tanışmamız güzel bir sürpriz oldu. ABD’deki maceralarını, sorunlarını dinleyip kısa da olsa keyifli bir sohbetimiz oldu. Birbirinden değerli bu kardeşlerimiz ile hâlâ bağlantımızın devam ediyor olması da bizim için güzel bir kazançtır.
Başka bir hafta sonu deniz tatili için gittiğimiz Panama City Beach’de de tanıştığımız 4 genç kardeşimiz ile de hâlâ bağlantı halindeyiz. Onların da tecrübelerini daha fazla üniversite öğrencisi gençlerimize iletebilmek için söyleşiler yapıp web sitemizde yayınlıyoruz. Bu yaz kendi gezilerimizin yanında elimizden geldiğince Work and Travel programı ile gelen gençlerin düşündükleri gezi planlarına da yardımcı olmaya çalıştık.
Temmuz ayında 3 günlüğüne gittiğimiz Güney Carolina eyaletinin sevimli şehri Charleston gezimiz de çok keyifli geçti. Akdeniz sahil şehirlerine benzeyen Charleston; mimari yapısının çeşitliliği, sanatsal etkinlikleri, galerileri, deniz ürünleri ağırlıklı restoranları ile hoş bir atmosfer sunuyor. Amerikan İç Savaşında ilk top atışının yapıldığı şehir Amerikan tarihinde de önemli bir yer tutmaktadır. Birkaç günlük bir gezi ile şehrin sokaklarında kaybolup kendinizi 1900’lerde hissedebilirsiniz. Kampta komşumuz olan Avusturalya’dan 3 haftalığına gelmiş olan çift ile de bol bol sohbet edip onlara görülecek yerler ve yol önerilerinde bulunduk. Onlardan da Avustralya ve Yeni Zelanda hakkında aldığımız bilgiler, o bölgeye olan görme iştahımızı daha da kabarttı.
ABD’nin kuzeydoğusunda Maine eyaletinden başlayıp güneydoğusunda North Carolina eyaletinde biten Appalachian dağlarının üzerinde yılan gibi kıvrılarak uzanan yollardan en görülesi olanı Blue Ridge Parkway’dir. Yaklaşık 750 km uzunluğundaki yol; Virginia ile North Carolina eyaletleri arasında yer almaktadır. Discovery kanalın Kuzey Amerika’daki en iyi 10 motosiklet yolu içinde de yer alması bu bölgeyi daha da cazip hale getirmektedir.
Doğa severlerin, yürüyüşcülerin, kampçıların ilgisini çeken bir doğaya sahip olan bölge, özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında çok talep görmektedir. Yol boyunca ziyaret edilebilecek eyalet parkları, yürüyüş parkurları, farklı özelliklere sahip mağaraları, Amerikan İç Savaşın geçtiği tarihi alanları, müthiş manzaralar sunan gözlem noktaları, birbirinden şirin küçük kasabaları ile inanılmaz keyif alınacak bir gezi rotasıdır . Hava durumunu takip ederek bu yolu yağmursuz bir dönemde motosikletle geçmek keyfinize keyif katacaktır. Biz bu yolun belli bir bölümünü bile geçerken eve geri dönmek istemiyoruz. Her defasında keşke birkaç günümüz daha olsaydı diye hayıflanıyoruz. 2014 yazında Cherokee şehrinden (güney girişinden) başlayarak 275 km’lik kısmını dolaşabildik. 2015 yılında da görmediğimiz Linville Şelalelerini ziyaret edip yine yolun belli bir bölümünü büyük bir keyifle sürdük. Eğer ABD’de sınırlı vaktiniz var ve motosiklet kiralayarak hem doğanın tadına varmak hem de sürüş zevkini yaşamak isterseniz tavsiyemiz kesinlikle bu yol olacaktır.
Cherokee kasabasına çok uzak olmayan ve ABD’de motosiklet sürücüleri tarafından en çok ziyaret edilen bir yerden daha bahsetmek istiyoruz. Deals Gap diye adlandırılan boğaz ABD’de motorcuların mekkesi diyebiliriz. 18 kilometre içinde bulunan 318 viraj özellikle spor motosiklet kullanacıların kendilerini sınama ve sınırlarını zorlama fırsatı buldukları nadir yerlerden biridir. Bu virajlara ‘Tail of the Dragon’ ismi verilmiştir. Motosikletimizle bu eşsiz virajların keyfini birkaç kere yaşama fırsatı yakaladık.
Eylül ayında 4 günde yaklaşık 1600 km yol yaptığımız Natchez Trace Parkway gezimiz de hiç bitmese dediğimiz yılın en etkileyici gezilerinden biri oldu. Bu gezide hem iyi yol yaptık hem gözlerimiz yeşile doydu hem virajların tadını çıkardık hem de gezinin son durağı olan Nashville şehrinde canlı müziğe doyarak ruhumuzu dinlendirdik. Ayrıca bu gezimiz bazı konularda öğretici de oldu. Motosiklet ile ilgili takım çantasını ve yedek anahtarını her zaman yanımızda taşımamız gerektiğinin önemini bir kez daha anladık. Motosiklet anahtarını kaybeden ve yedek anahtarı yanında olmayan bir arkadaşa bulmasında yardımcı olurken anahtar kaybetmenin heyecanını da onunla birlikte yaşamış olduk. Neyseki arkadaşın anahtarı bir piknik alanında derede bulundu. 🙂
Natchez Trace Parkway, Mississippi eyaletinin Natchez şehrinden başlayıp Tennessee eyaletinin Nashville şehrine yakın bir noktada biten, hız sınırının 80 km olup kamyon ve otobüs trafiğinin yasak olduğu bir yoldur. Doğanın içinde yolculuk yaptığımız bu yolda, bol bol bisiklet ve motosikletli ile karşılaşıp sohbet etme fırsatımız oldu. Yol boyunca çok sayıda Amerikan yerlilerine ait höyükler, eski şehirler, doğal parklar, şelaleler, görsel olarak muhteşem fotoğraflar çekebileceğiniz bir bataklık ve yürüyüş yolları yer alıyor. Dört güne sığdırdığımız gezimizden gerçekten çok keyif aldık. Natchez şehrinde kamp yaptığımız alanda gece yıldızları izleyerek uykuya daldık. Uzun süredir görmediğimiz kadar parlak ve net bir gökyüzü vardı. Bir kez daha doğaya ve bize sunduklarına minnettar olduk.
Ekim ayı başında geriye kalan 2 günlük izni de hafta sonu ile birleştirerek 4 günlük bir gezi yapma fırsatımız oldu. Rotamızı Blue Ridge Parkway’e yöneltip yolu tamamlama arzusundaydık ancak hava şartları yüzünden kuzey yerine güneye gitmeye karar verdik. Florida ile Georgia sınırında yer alan Amelia ve Cumberland Adalarında çok keyifli 3 gün geçirdik. Dönüş yolunda ise yine Georgia sahillerinde yer alan St Simons Adası ve tarihi Isle Of Hope bölgesini keşfetmeye çalıştık.
Atlanta’nın kuzeyinde yer alan şirin küçük Alman kasabası Helen, motorcuların hafta sonu günübirlik rağbet ettiği yerlerden biridir. Güzel havalarda biz de fırsat buldukça bu bölgeye kaçıyoruz. Mimarisi ve yemekleri ile kendinizi Almanya’da gibi hissediyorsunuz. ABD’de en coşkulu ve uzun Oktoberfest‘in kutlandığı Helen’e Eylül ayının ortası ile Ekim ayı boyunca gitmek ayrıca keyifli oluyor. Helen’e 10 dakika uzaklıktaki Georgia eyaletinin en popüler parkları arasında yer alan Unicoi State Park; olağanüstü doğal güzelliği, geniş aktivite çeşitliliği ile oldukça ziyaretçi çekmektedir. Ayrıca Georgia eyaletinin görülmesi gereken şelaleleri arasında yer alan Anna Ruby Falls da bu parkın içindedir. Bu bölgede kamp yapıp rahatlıkla birkaç gün geçirilebilir. Yıl boyunca birden fazla gittiğimiz bölgenin dağ yollarında motosiklet sürmekten de büyük keyif alıyoruz.
Özellikle motosiklet ile yaptığımız bu birkaç günlük gezilerimiz yoğun iş temposunda terapi gibi oluyor.
Gezilerimiz sırasında doğanın ve yolların keyfini çıkarırken bir taraftan da uzun yolculuğa çıkmamız halinde hem ekipman hem de sürüş yönünden ne gibi eksiklerimiz olduğuna dair kendimizi tartma fırsatımız oldu. Soğuk hava şartlarında yapacağımız sürüşler için gerekli olabilecek eksiklerimizi ve kamp malzemelerimizi de belirledik. Yakında kamp ve motosiklet ekipmanları için ekstra bir odaya ihtiyacımız olacak 🙂
2016 yılı için hedefimiz çok daha büyük ve birçok motosiklet sevdalısının hayallerinde yer alan Alaska’dan başlayıp Arjantin’in en güneyindeki Ushuaia şehrine ulaşan bir rotayı gerçekleştirebilmek. Alaska’nın ve Güney Amerikanın bozkırlarında motosiklet sürebilmek, hayatımızda ilk kez kutuba bu kadar yaklaşıp buzullara dokunabilmek, kuzeyde balinaların suyla dansını, güneyde Neşeli Ayaklar filmi ile içimizin daha da ısındığı penguenlerin sevimliliklerini izleyebilmek, dünyanın en büyük tuz çölünü geçip en tehlikeli yolundan geçmek ve nice güzellikler hayallarimizi süslüyor.
Bu hayalimizi gerçekleştirebilmek için hazırlıklarımıza ufaktan başlamanın da ayrı bir heyecanı içindeyiz. Bir aksilik olmazsa Temmuz ayında yola çıkmayı planlıyoruz. Gezi tarihi yaklaştıkça sosyal paylaşım kanallarından bilgilendirme yapacağız. Yeni gezilerimizden haberdar olmak isterseniz Facebook sayfamızı (AyferOnur Seyahatnamesi) beğenmeyi unutmayın. Ayrıca Twitter ve Instagram hesaplarımızdan da bizi takip edebilirsiniz.
Ayfer & Onur Öznar
Faceboook : AyferOnur Seyahatnamesi
Instagram : AyferOnur Seyahatnamesi
Youtube: AyferOnur Seyahatnamesi
İlk Yorumu Siz Yapın