"Enter"a basıp içeriğe geçin

İskandinavya Yol Notları-1

KUZEY IŞIKLARINA YOLCULUK 

Kuzey ışıklarını görmek amacıyla çıktığımız yolculuğumuzun ikinci haftasında girdiğimiz İskandinavya eşsiz doğasıyla bize birçok ilkleri yaşatacak heyecan dolu bir maceranın başlangıcı oldu. Müthiş doğası, yardımsever insanları, refah düzeyi yüksek hayat standartları, temiz ve düzenli yaşam alanları, kışa doğru alışması biraz zor olan az gün ışığı, kar fırtınaları, içinize işleyen ısıran soğuğu ve muhteşem kuzey ışıkları eşliğinde unutulmayacak anılar biriktirdiğimiz bir serüvendi. Bu mevsimde gördüklerimiz bizi o kadar çok etkiledi ki ilk fırsatta bu coğrafyaya yazın da gelip gezmenin hayallerine kapıldık… Bizde bu kadar etki bırakan coğrafyayı inanın daha da uzun yazabilirdik ama çok uzatmamaya çalışarak iki bölüme ayırdık. İskandinavya Yol Notları-1 yazımızdan sonra İskandinavya Yol Notları-2 yazımıza da göz atmayı unutmayın 🙂

12 Ekim 2022 tarihinde Almanya’nın Baltık Denizi kıyısındaki Scharbeutz kasabasından ayrılıp Kopenhag’a doğru yolumuza devam ettik. Tavsiyeler üzerine Danimarka’ya geçmeden önce Almanya tarafında market alışverişimizi tamamladık. Almanya – Danimarka sınırında nereye gidiyorsunuz, ne kadar kalacaksınız gibi soruların ardından herhangi bir sorun yaşamadan yolumuza devam ettik.

DANİMARKA

Kopenhag’ın merkezine yarm saat mesafede DCU Campıng Absalon‘da kaldık. Kamp alanı saat 5 gibi kapanmıştı ancak geç gelenler için elektrik hizmeti alabileceğiniz park alanı mevcut. Gece bu alana 3-4 karavan geldi. Kamp alanının banyo ve tuvaletlerini kullanabiliyorsunuz.

Not: Sezon dışı olunca kuzey ülkelerinde kamp alanlarının çoğu kapalıydı. Bazı kamp alanlarında ise iletişim numarası bırakılmış ve aradığınızda yardımcı oluyorlar.

Not: Danimarka’da yol üzerindeki dinlenme tesislerinin tuvaletleri genelde ücretli. Kredi kartı ile turnikelerden ödeme yapılabiliyor.

13 Ekim gününe Kopenhag‘ı gezerek başladık. Kopenhag’ın içinde bisiklet için ayrılmış olan yollar ve trafik ışıkları gerçekten inanılmaz. Soğuğa rağmen bisiklet kullanım oranı yüksek. Ayrıca yol hakkı bisikletlilerin olduğu için trafikte çok dikkatli olmak gerekiyor, en azından alışana kadar. Aracı sokak arasında bir yere park edebildik. 4 saat ücreti 100 Danimarka Kronu. (yaklaşık 13 Euro) 4 saat kadar dolaştıktan sonra Malmö’ye geçtik.

Kopenhag

Kopenhag’da Dolaştığımız Yerler

– Round Tower

– Stroget

– Nyhavn

– Christiansborg Sarayı

– Frederik’s Kilisesi

– Amalienborg Sarayı

– Kastellet

– The Little Mermaid (Denizkızı)

– Botanik Bahçesi

Not: Avrupa’da aracınızı park metreli olan otopark alanlarına bıraktığınızda bazı ülkelerde araca konulacak fiş verilmiyor. Plakanız sisteme geçiyor. Kredi kartı veya nakit ödeme yapabiliyorsunuz.

Kopenhag’ı, Malmö’ye bağlayan Öresund Köprüsü’nün geçiş ücreti 400 DKK. Akşam Malmö Camping‘de kaldık.  Öresundsbron izleme noktasından köprüyü fotoğraflama imkanı var, kamp alanına çok yakın.

İSVEÇ

14 Ekim sabahına Malmö‘yü gezerek başladık. Şehir merkezinin eski tarihi havasını koruyor olması çok etkileyici. Gezerken geçmişin izlerini hissediyorsunuz. 3-4 saat keyifle sokaklarını dolaştık. Aracı park ettiğimiz yere yakın olan Şehir Kütüphanesi de bonus oldu. İskandinavya’da hemen hemen her şehirde uğradığımız kütüphanelerini çok beğendik. Hem görsel hem de içerik olarak da çok tatmin edici bulduk.

Malmö Kütüphanesi

Malmö’de Dolaştığımız Yerler

– Malmö Kalesi

– Kungsparken

– Stortorget bölgesi

– Town Hall binası

– Lejonet Eczanesi

– St Peter Kilisesi

– Malmö Şehir Kütüphanesi

– Folkets Parkı

– Turning Torso binası

Öğleden sonra Göteborg’a devam ettik. Akşam saatine kalınca otele yerleşip geceyi dinlenerek geçirdik.

15 Ekim gününü şehri dolaşmaya ayırdık. Aklımızda en çok kalan ise Göteborg’un güzel parkları oldu. Sonbaharın renklerinin karıştığı parklarda yürümek çok keyifliydi. Malmö buraya göre daha tarihi kalıyor ancak Göteborg’un da parkları öne çıkıyor. Göteborg’da 2 gece Spar Garda otelinde kaldık. Otelin otoparkının olması ve şehir merkezine yürüme mesafesinde oluşu bu oteli tercih etmemizde etkili oldu.

Yeşil Göteborg

Göteborg’da Dolaştığımız Yerler

– Göteborg Sanat Müzesi ve Poseidon Heykeli

– Kungsparken

– The Market Hall

– Göteborg Katedrali

– Göteborg Şehir Müzesi

– Göteborg Opera Binası

– Tradgardsföreningen (Park)

NORVEÇ

16 Ekim günü Oslo’ya doğru yola devam ettik. Norveç girişinde 34 plaka aracı gören görevliler şaşkınlıklarını atlaktıktan sonra, nereye gidiyorsunuz, ne kadar kalacaksınız soruları ile iyi yolculuklar dileyerek bizi gönderdiler.

 Not: Kuzey ülkelerinde alkolün pahalı olmasından dolayı kara sınır geçişlerinde sıkı aramalar yapılabiliyormuş.

Yol boyunca sonbahar renklerinin dönmesiyle enfes manzaralar var. Elbette bu manzaralar daha sonraki günler için sadece fragman niteliğinde. Oslo’ya yoğun yağmurla vardık. Vigeland Park ve Holmenkollen kayak merkezine çıktık ancak sis ve yağmur dolayısıyla dolaşılacak gibi değildi. Oslo’da 2 gece kaldığımız Olimpiyat Otele geçtik. Oteli, Scandic Friends adlı uygulama aracılığı ile ayarladık. Olimpiyatlar için yapılan oteli ve bulunduğu alanı çok beğendik. Otelden şehir merkezine tren ile gidilebiliyor. Ruter uygulaması üzerinden biletinizi alabilirsiniz. Otelin yakınındaki göl ve çevresi de çok keyifli.

Olimpiyat Otelin yakınındaki enfes göl

17 Ekim günü Oslo şehir merkezine ayırdık. Şehri kapalı bir havada gezmemize rağmen; düzenliliği, temizliği, mimarisi, mesai günü olmasına rağmen sakinliği ile içimizi ferahlattı Oslo. Nereli olduğumuzu soran bir gencin Mayıs ayında Türkiye’ye arkadaşının düğününe gelecek olması ilginç anılarımızdan bir tanesi oldu. Daha sonraki günlerde de Türkiye ile bağlantısı olan Norveç’liler ile karşılaşmaya devam ettik.

Oslo Opera Binası

Oslo’da Dolaştığımız Yerler

 – Oslo Opera Binası

– Oslo Katedrali

– Oslo Street Food

– Damstredet Bölgesi

– Nedre Foss Park

– Akershus Kalesi

– Ulusal Tiyatro Binası, Parlemento Binası, Royal Palace, Karl Johans Gate

– Radhuset (Kapalı olunca içine giremedik ancak dış duvarlarındaki İskandinav Mitolojisi çizimleri görülmeye değer)

– Nobel Barış Merkezi

– Tarih Müzesi (Kapalı olunca giremedik.)

18 Ekim sabahı Oslo’dan yağmurlu bir havada ayrıldık. Çok görmek istediğimiz Viking Gemi Müzesi’nin maalesef kapalı olması üzücü oldu. Müze restorasyon sebebiyle 2026 yılına kadar kapalıymış. Flekkefjord’a gelene kadar sahile yakın yolu tercih ettik. Aslında buradan Stavanger’e devam eden 44 nolu yolu Norveç’te yaşayan bir arkadaşımız tavsiye etmişti ancak biz Kjerag’a doğru gideceğimiz için kuzeye Suleskard’a devam ettik. Akşam Suleskard Camping‘de kaldık.

19 Ekim günü Norveç’te fırsat bulup yapmak istediğimiz yürüyüş rotalarından biri olan Kjerag‘a erkenden gittik. Maceralı ve zorlu bir yürüyüş sonrasında akşam Haugen Camping‘de kalarak dinlendik. Lysebotn’daki kamp alanı kapalı olduğu için inmedik ancak aşağıya inen firketeler müthiş.

Kjerag yürüyüşümüz neden mi maceralı geçti buyrun yazımıza KJERAG Yazımız

Kjerag yürüyüşündeki meşhur kaya 🙂

20 Ekim sabahı kamp yerinden ayrılıp Stavanger’e doğru devam ettik. Yol boyu manzaralar güzel ve sürüş keyifliydi.

enfes yollar

Stavanger güzel bir liman kasabası, cruise gemilerinin de durağı olması sebebiyle epey hareketli. Birkaç saat dolaştık, kasabanın kütüphanesine de uğramayı ihmal etmedik. Gece konaklama yapılabilir ancak biz erken geldiğimizden yeterli geldi ve yolumuza devam ettik.

Sevimli Stavanger

Stavanger’den ayrıldıktan sonra Mortavika iskelesinden kalkan feribot ile karşıya geçerek E39 nolu yolu takiben yolumuza devam ettik. Yolumuzun üzerindeki Langfossen ve Latefossen şelalelerinde durup fotoğraf çektikten sonra Odda‘ya doğru sürdük.

Langfossen Şelalesi
Latefossen Şelalesi

Odda‘da küçük sevimli bir kasaba. Trolltunga yürüyüş yoluna yakın olması sebebiyle de hareketli ve kalacak yer seçeneği çok fazla. Not ettiğimiz Lofthus kampa uğradık ancak kapalıydı. Biraz daha ilerideki Mikkelparken‘de kaldık.

Bugün ile ilgili fotoğraflara bakarken çok etkileyici manzaraları fotoğraflamaya başladığımızı fark ettik. Norveç’in güzel doğası farkını hissettirmeye başladı, bakalım bizi kendine daha ne kadar hayran bıraktıracak.
Enfes Manzaralar

Not: Norveç‘te kamp alanlarının bungalovlarını tercih ettik. Isıtma hepsinde var. Bazılarında mutfak da mevcut. Özellikle gittiğimiz dönem sezon dışı olunca pek kalan yoktu. Fiyata genelde bungalov’un temizliği ile beraber çarşaf, yastık kılıfı dahil olmuyor. Pazarlığa da bazen açık oluyorlar.

21 Ekim sabahı ilk önce Voringfossen Şelalesi’ne uğradık. Restorasyon sebebiyle bir bölümü kapalıydı ayrıca dönemsel olarak da şelalenin su debisi fazla değildi. Yaz başı şelale kesinlikle daha çoşkulu olacaktır. Şelaleyi fotoğrafladıktan sonra Hardanger Köprüsü’nü geçerek Bergen’e devam ettik.

Voringfossen Şelalesi

Bergen‘de aracımızı park edecek yer bulmak zor oldu. Şehrin dışına doğru kısa süreli bir yer bulduk ve bu sürede sadece şehrin havasını alabildik 🙂 Önceden yer ayarlama şansımız olmadığından otel fiyatlarının fahiş fiyatları ve otopark sıkıntısı yüzünden Bergen’den ayrılmaya karar verdik. Saat 4 gibi Flam’e gitmek üzere yola çıktık.

Yolumuzun üzerindeki  Tvinnefossen Şelalesi’ne uğradık. Şelalenin fazla bir su debisi yoktu. Hava kararmaya başladığı için şelalenin yanındaki kamp alanı açık olsa geceyi burada geçirebilirdik. Flam’e kadar yol üzerindeki kamp alanları da kapalıydı. Flam‘e vardığımızda gittiğimiz Flam Camping de maalesef kapalıydı. 2-3 opsiyona daha baktıktan sonra Marina Otel‘de kalmaya karar verdik. Bölgede eskiden ahır olarak kullanılan bazı yerler pansiyona çevrilmiş ve ücretleri neredeyse otel fiyatına…

22 Ekim sabahına otelin odasından enfes bir manzarayla uyandık.

Flam’in enfes fjord manzarası

Flam kasabasından fjord ve Myrdal’a tren turu yapılıyor. En azından bizim gittiğimiz dönemde bu turlar mevcuttu. Araç ile fjord’ları dolaştığımız ve tekne ile geçişler yaptığımız için sadece tren turunu yaptık. Ekim ayı düşük sezon olunca kişi başı 500 NOK olan Flam – Myrdal (Flamsbana) tren turunu aldık. Tek yönü yaklaşık 1 saat kadar sürüyor. Yolumuzun üzerinde bir şelalede durduk ancak dönemsel olarak şelalede su yoktu. Genel görüşümüz tura verdiğimiz rakama ve ayırdığımız zamana çok değmedi. Zaten muaazam bir coğrafyanın içindeyken sayılı gününüz var ise yapılabilir ancak araç ile gelip Norveç’i dolaşıyorsanız değmez.

Rüya gibi (Flam vadisi)

Flam’den ayrıldıktan sonra Stegastein manzara izleme noktasına devam ettik. Firkete virajları dar ancak çok keyifli bir yol ve manzaralar müthiş. Kesinlikle kaçırılmayacak bir yer.

Stegastein’dan muazzam manzaralar

Fotoğrafları çekip kahvemizi de içtikten sonra yolun devamına doğru devam ettik ancak kar dolayısı ile dağ geçişi kapanmış dolayısı ile buradan geri dönüş yapıp dünyanın en uzun tünellerinden birisi olan Laerdal tünelinden geçerek yolumuza devam ettik.

Yolumuzun üzerinde bulunan Borgund Stave kilisesine uğradık. 1180 yılında inşa edilen ahşap kilise Norveç’in en ünlü kiliselerinden bir tanesiymiş. Kapalı olduğu için kiliseyi sadece dışarıdan fotoğraflayabildik.

Borgund Stave Kilisesi

Kiliseden sonra takip ettiğimiz tali yolun manzaraları da çok güzel. Ayrıca buradan geçen antik Kral Yolu da yürüyüş için yapılacaklar arasındadır. Akşam Laerdal Kamp alanında kaldık.

23 Ekim sabahı Ovre Ardal’a yakın Vettisfossen şelalesine gittik. Geçerken uğranabilir ama özellikle girmeye gerek yok. Norveç’te yaşayan Ramazan’ın tavsiye ettiği Tindevegen için Ovre Ardal’dan devam ediyoruz. Dar firketeler ama manzaralar müthiş. Yol yer yer tek şeritli. Yükseldikçe etrafımız bembeyaz oluyor. Kelimeler ile anlatılamayacak bir görselliğin içinde devam ederken kapalı bir bariyere geliyoruz. Yol kapalı mı diye düşünürken geçişin ücretli olduğunu görüyoruz. Bu arada görevli yok, kredi kartı ile ödeme yapıp devam ediyorsunuz. (90 NOK)  Yol kış aylarında kapalı kalıyormuş.

Tindevegen’in karlı yolları

Donmuş gölde buz pateni yapanları izledikten sonra 55 nolu yol üzerinden Lom’a doğru devam ettik. Lom kasabasındaki ahşap kiliseyi de ziyaret ettik ancak içeri giremedik. Styrn’e yakın bir kamp alanında geceyi geçirdik. Gün boyu çok güzel manzaralar eşliğinde sürdük. Bölgeye yakın olan Jostedalsbreen buzuluna (Avrupa’nın en büyük buzulu) yazın yürüyüşler yapılıyormuş.

Tindevegen’den manzaralar

Kamp alanının sahibi bir gece önce Türkiye’den gelmiş. Tatile Alanya’ya gitmişler. 34 plaka aracı görünce dün gece İstanbul’daydım, arabayla mı geldiniz buraya diye sohbete girdi. Norveç’te çok fazla denk geldiğimiz Türkiye hikayelerinden bir tanesi oldu.

Not: Stryn yerine Geiranger’e geçilebilir ancak biz ertesi günü Hellesylt üzerinden tekne ile Geiranger’e geçip hem de fjordu görmüş olduk.

Not: Eğer vaktiniz var ise başka bir alternatif ise Norveç’in en batı ucu Vestkapp ile dalgalar ile şekillenen Kannesteinen kayasını gördükten sonra Hellesylt’e doğru gelmek olabilir. Biz Alesund’dan günübirlk gidip geldik ancak burada stratejik hata yaptığımızı daha sonra fark ettik.

24 Ekim sabahı Hellesylt’e geldik ve 11 feribotu ile Geiranger’e Geiranger Fjordunu görerek geçtik. Feribot geçiş saatlerini önceden kontrol etmek gerekiyor. Özellikle sezon dışı sefer sayıları azalıyor. Sabah 10 gibi geldiğimiz limanda 11’de feribot olduğunu öğrendik. Bu arada feribot yanaşana kadar ortalıkta kimse yoktu. Sezon değilse bilgi almak bile zor olabiliyor! Araç ve 2 kişi için 1005 NOK verdik. Fjord’u içinden görmek gerçekten çok etkileyici ancak yine de verilen feribot ücretine değip değmediği soru işareti diyebiliriz.

Geiranger‘e varınca önce manzara izleme noktasına çıktık. Geiranger sürreal bir yer, anlatmak gerçekten zor. Muazzam bir fjord manzarası eşliğinde çevresi yüksek dağları izlerken kasabanın ortasından dökülen şelale sizi başka bir dünyaya taşıyor.

Sürreal Geiranger

Manzara izleme noktasından sonra 63 nolu yolu 15 nolu yol ile kesişen noktasına kadar gidip geri döndük. Yolun bu bölümü de görsel olarak çok güzel. Daha sonra Eidsdal’a doğru yolumuza devam ettik. Hedefimiz Trollstigen virajları ve Troll duvarını görmek.

Trollstigen virajları
İskandinav mitolojisinde Trol’lerin yurtlarının Norveç’te olduğu söylenir. Bu dağlar da taşlaşmış Trol’leri temsil ediyor.
Trollstigen Cafe

Trollstigen virajlarını inince güzel bir kafe var. Burada biraz soluklandıktan sonra Alesund’a Ramazan’lara doğru devam ettik. Akşam 7 gibi vardığımız Ramazan’lar da asıl süpriz Norveç’li eşinin bizi Türk yemekleri ile karşılamasıydı. Çok keyifli geçen akşam sonrası yarının planını yaparak uykuya çekildik.

25 Ekim günü Ramazan’ın tavsiye rotasını yaptık. Solevag – Festoya feribotu ile karşıya geçip Saebo’ya geldik. Manzaralar tek kelimeyle harika.

Eşsiz manzaralara devam…

Daha sonra Saebo – Leknes feribotu ile karşıya geçip Oye’de hayaletli oteli görmek için durduk. Yolun devamındaki vadi de çok güzel. Daha sonra Ljoen Geiranger manzara noktasında mola verdik. Fjordun buradan da manzarası enfes.

Ljoen Geiranger manzara noktasından Geiranger fjordu

Manzara noktasından sonra Sykkyiven – Magerholm feribotu ile karşıya geçip akşam Alesund‘a geri döndük.

26 Ekim yine Ramazan’ın tavsiye rotası ile yukarıda not olarak bahsettiğimiz Vestkapp ve Kannesteinen kayasını görmek üzere yola çıktık. Bu turu aslında Stryn’den yapsaydık ve sonrasında Alesund’a geçseydik daha mantıklı olurdu. Gel git yapmış olduk.

Kannesteinen kayası
Vestkapp – Norveç’in en batı ucu

Gün boyu manzaralar enfesti. En büyük sorun kısalan gün ile azalan gün ışığı dolayısı ile genelde dönüşlerde karanlığa kalmamız ve manzaranın enfesliğini tam hissedememek.

Ramazan’ın mangal ısrarını kırmayıp bir akşam daha kalmaya karar verdik. Bugünü ise Alesund’u dolaşmaya ayırdık. Alesund, Norveç’te gördüğümüz şehirler içinde en güzellerinden bir tanesi diyebiliriz.

Kuzeyin yıldızı Alesund

Eve dönüş yolumuzda Sunnmore Müzesi‘ne uğradık. Norveç’in eski dönemlerinde günlük yaşama ışık tutan güzel bir açık hava müzesi. Ramazan bize söz verdiği gibi güzel bir mangal yaptı. Keyifli bir gece sonrası uykuya çekildik.

Ramazan’larda kaldığımız dönemde Kuzey Işıklarını nerede iyi görebiliriz diye epey fikir yürüttükten sonra İsveç’in Kiruna şehrine gitmeye karar verdik.

28 Ekim sabahı erkenden Ramazan’lardan ayrıldık ve görmek istediğimiz Myrbaerholmbrua köprüsüne doğru devam ettik. Atlantik yolu üzerindeki bu köprü mimarisi ile çok güzel manzaraya sahip. Bizim şansımıza yağmurlu ve rüzgarlı bir gündü.

Myrbaerholmbrua Köprüsü

Hava tatsız olunca fazla fotoğraf çekemeden ve keyiflice dolaşamadan yolumuza devam etmek zorunda kaldık.

İskandinavya yol notlarının devamı için linki tıklayablirsiniz. Yol Notları devam

Keyifli geziler…

Ayfer & Onur Öznar

Faceboook : AyferOnur Seyahatnamesi

Instagram : AyferOnur Seyahatnamesi

Youtube: AyferOnur Seyahatnamesi

Tek Yorum

  1. Buse Buse

    Umarım bir gün kuzey ışıklarını görmek bana da nasip olur

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir