Iquique’de Şili’ye Tahlihsiz Başlangıç
Iquique, Şili’nin kuzey sahillerinde yer alan fazla özelliği olmasa da upuzun sahili ile dinlendirici bir şehir. Türkçe okunuşu da bize pek eğlenceli geldi İkike (ki de vurgu var) 🙂 ‘Kutuplara Yolculuk’ adını verdiğimiz motosikletle yaptığımız gezimizin Peru’dan sonraki durağı Şili olmuş ve kuzeyinden Arica‘dan girince Pasifik kıyısından devam etmeye karar vermiştik.
Sabah Arica’da kaldığımız otelden İsviçreli arkadaşlarımız ile ayrıldık. Onlar Pozo Almonte‘de yer ayırtmışlardı. Bizim ise hedefimizde Pasifik kıyısında yer alan Iquique şehri var. Yol boyunca çok fazla izlenecek manzara yok. Peru’nun sahil şeridine benzer bir çöl görüntüsü var. Ancak Peru’dan daha temiz diyebiliriz. Hep birlikte Huara‘ya çok yakın olan Büyük Atacama adlı figürü görmeye uğruyoruz. Şili’de 5000 tane kadar bu tarzda figürler varmış. Bu figür ise en büyüğüymüş ve yaklaşık 119 metre uzunluğunda dağın yamacında yer alıyor. Yolu toprak ama motosikletle rahat ulaştık.
Bu arada araçla gideceklere Arica ile Pozo Almonte arasında benzin olmadığını hatırlatalım. Her iki yönden de gelenler mutlaka depolarını doldursunlar. Yol boyunca benzin sorunu yaşayacağımızı tahmin etmediğimiz için Arica’dan hemen hemen dolu olan depomuz ile yola çıkmıştık. Neredeyse 250 km yol yapmış ve benzin istasyonuna denk gelememiştik. Yol boyunca su bile alabileceğiniz bir yer yok. Benzinimiz bitmek üzere ve en yakın benzin istasyonu 12km uzaklıkta ama bizim gitme şansımız yok. Giani’nin aklına ocakları için taşıdıkları benzin geliyor 1 lt. de olsa işimize yarar. Yanımızda onların olması büyük şans. Bir şeyler yiyip dinlenmek için girdiğimiz restoranda çalışan garsona benzin istasyonu sorduğumuzda gerimizde kalan bir evde bidonla satıldığını öğreniyoruz. Bu da büyük şans, gezinin bu zamana kadar kien pahalı benzini olsa da 5 lt.’lik su bidonlarında satılan benzinden hemen aldık. 5 lt. 5000 peso (1 USD 655 peso)
Şili maceramız heyecanlı başlamıştı. Iquique sahil şehri olunca; deniz, plaj ve güneşin tadını çıkarır, dinleniriz diye hayal etmiştik. Ama gerçekler öyle olmadı. ☹ Pozo Almonte’ye geldiğimizde İsviçreli arkadaşlarla yollarımız ayrıldı. 1872-1960 yılları arasında önemli bir maden kasabası olmuş Humberstone’a uğrayarak Iquique’ye geçecektik. Günümüzde hayalet şehir diye geçen kasaba ziyaret edilebiliyor.
Buradan ayrıldıktan 10-15 dakika sonra şehire yaklaşık 25 km kala motosikletin ön lastik hava basınç alarm ışığı yandı. Bu sefer şans bizimle değildi. Otoyolda duracak yer zor bulup lastiğin havasını ölçtüğümüzde hava kaçırdığını fark ettik ama patlak, çivi vs. gözükmüyordu. Peru’nun Arequipa şehirindeyken bir çukura kötü girmiş ve ön jant iki yandan hafif hasar almıştı ama hava kaçırmıyordu. Büyük olasılıkla ondandır diye düşünüp hava basarak yola devam ettik. Ama daha hızlı hava kaçırmaya devam ediyordu.
Şehire girer girmez ilk bulduğumuz araba tamirhanesine girdik. Bir şey yapamayız deyip başka bir tamirciye götürdüler. Oradakiler de yapamayacaklarını anlatmaya çalıştılar. Tam dil sorun olmaya başladığında yanlarındaki İngilizce bilen bir eleman imdadımıza yetişti. Bize eşlik ederek 3. bir yere götürdü. Yaparsa bir tek onun yapabileceğini söylediler. Gittiğimizde Sergio’nun işi çok yoğun olduğundan sabah getirirsek daha iyi olacağını söyledi. Zaten bizim de kalacak yer ayarlamamız gerekiyordu. Sabah 8’de görüşmek üzere ayrıldık ve kalacak yer bakmaya başladık.
Biraz dolaştıktan sonra Hostal Casa Norte‘de yer bulduk. Odamıza yerleşip markete gittik. Pikniklik yiyecek ve içecek aldıktan sonra soluğu sahilde aldık. Plaj, deniz, güneş keyfi kursağımızda kalmış olsa da gün batımına yetişmiştik. Dalga sesleri ve enfes gün batımı eşliğinde günün yorgunluğunu attık.
Bir taraftan da eğer Peru’dan Şili yerine Bolivya’ya geçmiş olsaydık ve bu talihsizlikleri orada yaşasaydık bu kadar şanslı olabilir miydik diye düşünmeden edemedik. Şehirin sahil şeridi çok keyifli. Sörfçüler, piknik yapanlar, spor yapanlar ile doluydu. Şehirin çok özelliği olmasa da plaj ve deniz bile yeter diyorsunuz…
Sahildeki yürüyüşümüze akşam trafiğe kapalı Baquedano Caddesinde devam ettik. Cadde üzerinde tur acentaları, restoranlar, kafeler, kalacak yerler ve ufak tefek hediyelik eşya satan dükkanlar var. Ayrıca sokak sanatçıları da performanslarını sergiliyordu.
Ertesi sabah Onur erkenden jantı yaptırmak üzere Sergio’nun yanına gittiğinde yeni sürprizle karşılaştı. Sorun jantta değil, lastikte oluşmuş iki delikten kaynaklanıyormuş. Ama maalesef tamiri mümkün olmadığından yeni lastik ihtiyacımız olmuştu. İstediğimiz lastik ise her yerde yoktu 🙁 Birkaç yerden sonra bir mağazada son kalmış lastiği bulduk.
Lastikçiye geri döndüğümüzde ise uzun uğraşlar sonucu takıldı ama bu sefer de ters yön olmuştu. İkinciye çıkarıp takma işi ise daha zorlu oldu. 4-5 saat uğraşın sonucu lastiğimiz düzeltilmiş jantı ile yola hazırdı.
Hem kaldığımız yerin pahalı ve birazcık sevimsiz olması hem de bir an önce San Pedro de Atacama‘ya gidelim düşüncesi ile yola çıkma kararı aldık. Bu arada Pozo Almonte ile Calama arasında da benzin istasyonu olmadığını bir gün önce geçen İsviçreli arkadaşlarımızdan öğrenmiştik. Yaklaşık 310 km mesafe var. Bu sefer tedbirli davranıp 3 litre ekstra benzin alarak Calama’ya doğru yola devam ettik.
Iquique’de Nerede Kaldık
Backpacker hosteline bakarken Hostal Casa Norte‘yi gördük. Motosikleti park edecek yeri olması ayrıca sıcaktan ve yoldan yorgun olmamız sebebiyle başka yer aramadan burada kalalım diye düşündük. Şili’de kalacak yerlerin pahalılığı bizi bir kez daha şaşırttı. Motosiklet park yeri de dahil iki kişi özel banyolu odasında 42.000 peso ödedik. Yaklaşık 64 USD yapıyor.
Iquique fotoğraf albümümüz için linki tıklayabilirsiniz… FOTOĞRAFLARIMIZ…
İlk Yorumu Siz Yapın