1255 metre yükseklikte North Carolina eyaletıinde yer alan Highlands kasabası; etrafının doğal güzelliği, görkemli manzarası, yaz aylarında havasının serin olması, golf merkezleri, sezonluk evleri ve sevimli kasaba merkezi ile özellikle yazın ve baharda çok talep görmektedir. Sonbaharda renklerin dönmeye başladığı Ekim ayının son haftası ile Kasım ayının ilk haftası doğanın bütün ihtişamı gözlerinizi kamaştıracak.
Gezi programlarında izlediğimiz ve gezi dergilerinde gördüğümüz doğa harikası Grand Canyon‘ı görme isteğimiz ABD’ye taşınmamızla birlikte alevlenmişti. Ve ilk batı ABD gezisine karar verdiğimizde planımıza dahil ettik. 2003 yılında New Jersey‘den Los Angeles, San Diego ve Las Vegas‘a yaptığımız gezimizde günübirlik kanyonu ziyaret edebilmiştik. Daha sonra Los Angeles’a taşınınca da 2 günlük Grand Canyon gezisi yaptık.
1979 yılında Unesco Dünya Miras listesine alınan Grand CanyonNational Park her yıl yaklaşık 5 milyon kişi tarafından ziyaret edilmektedir. Ayrıca ABD’de en çok ziyaret edilen milli parklardan biridir. Her iki gidişimizde de Las Vegas üzerinden Kanyonun güney bölgesini “South Rim” ziyaret etme fırsatı bulduk. Öğrendiğimiz kadarı ile en güzel manzaraları da SouthRim sunuyormuş. Zaten kanyonu ziyaret edenlerin %90’ı da yıl boyunca açık olan South Rim’i tercih ediyor. North Rim hava şartlarından dolayı maalesef uzun süre ziyarete kapanıyor.
Cherokee-NC ile Afton-VA şehirleri arasında Appalachian dağlarının üzerinde inanılmaz manzaralar sunan yol, yaklaşık 755 km’dir. Doğa severlerin, yürüyüşcülerin, kampçıların ilgisini çeken bir doğaya sahip olan bölge motosiklet sürücülerinin de ABD’deki en favori yollarından biridir. Ayrıca Blue Ridge Parkway, Discovery kanalın Kuzey Amerika’daki en iyi 10 motosiklet yolu içinde de yer almaktadır. Yol boyunca ziyaret edilebilecek eyalet parkları, yürüyüş parkurları, farklı özelliklere sahip mağaraları, iç savaşın geçtiği tarihi alanları, müthiş manzaralar sunan gözlem noktaları, birbirinden güzel küçük kasabaları ile özellikle ilk ve son baharda gidilirse daha da keyifli olacaktır. Hava durumunu takip ederek yağmursuz bir dönemde bu yolu motosikletle geçmek keyfinize keyif katacaktır.
Discovery kanalın Kuzey Amerika’daki en iyi 10 motosiklet yolu içinde yer alan Cherohala Skyway, ismini yolun geçtiği Cherokee ve Nantahala ormanlarından almaktadır. 65 km’lik yol 1996 yılında tamamlanmış ve Amerika’nın en çok masraf yapılmış yollarından biridir. Skyway hem motosiklet hem de spor araba sürücüleri için kısa zamanda popüler olmuştur.
Cherohala Skyway
Yol boyunca yaklaşık 1500 metrelik yükseklik farkı, virajlar, manzara izleme yerleri ile ormanların arasından geçen yol inanılmaz keyiflidir.Yakınındaki “Tail of the Dragon” yoluna göre virajları çok daha yumuşaktır ve daha fazla manzara izleme yeri vardır.
Florida eyaletinin doğu kıyısında kalan, ABD’nin en popüler tatil beldesiMiami, özellikle South Beach, Little Havana ve çılgın gece hayatı ile ünlüdür. Ayrıca farklı etnik yapısı ile deniz tatilinden daha fazlasını sunan Amerikan şehirlerinden biridir.
Kışı yaşamayan Miami şehrinde; yıl boyu denizin ve kumsalın tadını çıkarabilir, sabahlara kadar eğlenebilir, ABD’deki Kübalıların hayatlarının içine girebilir, ilgi çekici ulusal parkları ziyaret edebilir, Kuzey Amerika kıtasının en güney ucuna “Key West“e giderek müthiş gün batımını izleyebilirsiniz.
Tennessee’nin Great Smoky dağlarının eteklerinde kurulmuş şirin bir kasaba olan Gatlinburg; ABD’nin en güzel ve popüler dağ kasabalarından biridir. Doğası, kayak merkezi, canlı şehir içi ve sayısız aktiviteleri ile yılın her dönemi gidelebilir. Yazın Cherokee kasabasına yaptığımız motosiklet gezisinden dönerken Gatlinburg’dan geçmiş ve çok beğenmiştik. Biraz vakit geçirmek istemiş ama motosikleti park edecek yer bulamamıştık. Trafikte de çok fazla durmak istemediğimiz için daha sonra gelmek üzere yolumuza devam etmiştik. Kasım ayının son haftası havanın da biraz iyi olmasını değerlendirerek hafta sonu Gatlinburg’a gittik.
Çölün Ortasında Işıldayan Günahlar Şehri: Las Vegas
Las Vegas, kumarhaneler ve günah şehri (Sin City) diye bilinse de birbirinden ihtişamlı otelleri, şovları ile kumarla ilgisi olmayanlar tarafından da tercih edilen, ABD’de oldukça turistik bir destinasyondur. Çölün ortasında neon ışıklarının altında ışıldayan şehir bir kez olsun görülmeye değer diye düşünüyoruz.
2003 yılında New Jersey’de yaşadığımız dönemde yapmış olduğumuz San Diego, Los Angeles, Grand Canyon ve Las Vegas gezimizde Las Vegas’a çok fazla zaman ayıramamış ancak bu renkli şehri elimizden geldiğince yaşayabilmiştik. 2004 yılında Los Angeles’a taşındıktan sonra birkaç kez daha Las Vegas’a gittik.
Cherokee kabilesinin 10.000 yıllık evimiz dediği topraklara “Cherokee kasabasına” gidip doğasına, tarihine ve çevreye hayran kalmamak elde değil. ABD’nin Kuzey Carolina eyaletinde bulunan kasaba, tabanından Oconaluftee ırmağının geçtiği vadi (Oconaluftee River Valley) ve civarında yemyeşil bir bitki örtüsünün içinde kurulmuş. Yıl boyu farklı festivalleri ve kasabanın çok yakınından başlayan Great Smoky Mountains sayesinde oldukça talep gören tursitik bölgelerden biridir. Tavsiyemiz özellikle Cherokee’lerin festivallerine denk gelen dönemlerde kasabayı ziyaret etmeniz olacaktır.
Montreal, Quebec eyaletine bağlı Kanada’nın en büyük ikinci şehridir. Kuzey Amerika’da en dolu dolu yaşanabilecek şehirler arasında ilk sıralarda yer alır ve Kanada’nın Paris’i diye de bilinir. Şehrin isminde ise; Fransız denizci Jacques Cartier’in 1535 yılında yaptığı bir ziyareti sırasında çıktığı bir tepeye Mont-Royal ismini vermesi ve bu bölgenin Montreal olarak anılmasının etken olduğu söyleniyor. Montreal’in isim babası Cartier’in adına meydan ve köprü bulunmaktadır. Montreal, Unesco tarafından Şehir Tasarım Ödülü verilmiş sayılı şehirler arasındadır.
Quebec, yerlilerin dilinde akarsuyun daraldığı yer anlamına gelmekte ve şehir St. Lawrenceırmağının daraldığı bir noktada kurulmuş.
Doğu Kanada gezimizin bizi en çok heyecanlandıran şehri Quebec’e Montreal’dan yaklaşık iki buçuk saatlik bir araba yolculuğu sonrası geldik. Eski şehir (Vieux Quebec-Old Quebec) olarak adlandırılan surların içindeki bölgeye çok yakın bir yere arabamızı park edip kendimizi bu güzel şehrin sokaklarına bıraktık. Küçük taşlı yolların etrafında şirin kafeler, restoranlar , hediyelik eşya satan dükkanlar, katedraller derken St. Lawrence nehrine doğru sanki bir masaldan çıkmış gibi bakan Frontenac Şatosu ile daha ilk görüşte bu şehre karşı bir sıcaklığımız oluştu. Bu binaların büyük bir çoğunluğu ise taş ve şehre çok güzel bir görünüm veriyorlar. Kaldığımız iki gün boyunca şehri daha da çok sevdik. Hatta emeklilikte yaşanabilecek şehirler listesine aldık.
Hilton Head Island (Hilton Head Adası), Atlanta’dan yaklaşık 300 mil (480 km) uzaklıkta ve araba ile dört buçuk saat sürüyor. Hafta sonumuzu değerlendirmeyi düşündüğümüz adaya cuma gününden gidip en azından 2 gün kalarak tadını çıkarmaya çalıştık.
Tahminimizden daha fazlasını bulduğumuz ve çok güzel iki gün geçirdiğimiz Hilton Head Island; doğası, sahili, tüm adayı dolaşabileceğiniz bisiklet yolları, sakinliği ve havası ile bizi kendine hayran bıraktı. Başta yaşlı nüfusun fazla olması dikkatimizi çekip şaşırtsa da adayı dolaştıkça nedenini anladık. Emeklilikte yaşamak için çok ideal bir bölge olduğunu söyleyebiliriz.
Kanada’nın en büyük ve kalabalık şehri, Toronto‘nun nüfusunun yarısını göçmenler oluşturmaktadır. Ülkenin ticaret merkezi ve Ontario eyaletinin başkentidir. Ontario eyaletinin güneyinde ve Ontario gölünün kuzeybatı kıyısında yer alan şehir, kozmopolit yapısı ile oldukça renkli bir şehirdir.
Kanada gezimizin ilk büyük şehri Toronto’ya, Niagara-On-The-Lake bölgesinde geçirdiğimiz çok güzel birkaç saat sonrasında bir pazar öğleden sonra geldik. Kalacağımız otelin de olduğu şehir merkezine yaklaşık 7-8 km kala tıkanan trafiği aşmamız en az bir saatimizi aldı. Otobandan çıktığımızda trafiğe kapalı olan caddeler ile birlikte karşılaştığımız mahşer kalabalığı otele varana kadar hem yordu hem de sabahki dinginliğin üzerine şok etkisi yaptı.
Niagara Şelaleleri, Kuzey Amerika kıtasının doğusunda Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada tarafından Ontario Gölü ve Erie Gölü arasında bir boğaz içinde yer almakta ve iki ülke tarafından paylaşılmaktadır. Niagara Nehri’nin hem ABD hem de Kanada taraflarındaki gözlem noktalarından şelaleleri yıl boyunca görmek mümkün. Bir doğa harikası olan Niagara Şelalesi‘ni bu zamana kadar birkaç kere ABD tarafından görme fırsatımız olmuş ama nedense Kanada vizesi almak için girişimde bulunmamıştık. İsterseniz önce linki tıklayarak ABD tarafı hakkındaki yazımızı okuyarak başlayın. Şelaleler ilgili bazı bilgileri bu yazımızda da tekrarlamak istemedik.
Dallas‘a yapacağımız iş gezisini mesai arkadaşım Levent ile konuşurken bir gün önce gidipAustin gezisi fikri ortaya atıldı. Fikirden sonra da biletlerimizi cumartesi sabahı gitmek üzere ayarladık. Uçusumuzu Atlanta’dan Delta Havayolları ile Dallas’a (Fort Worth International Airport) yaptık. San Fransisco’dan gelen arkadaşımız Tuna’yı da alarak Austin’e araba ile geçtik. Araba ile yaklaşık 3,5 saat sürüyor.
Texas’ın başkenti Austin şehrinde ülkenin en iyi üniversitelerinden biri sayılan University of Texas’ın kampüsü bulunmaktadır. Ayrıca şehir içinden geçen Colorado Nehri‘nin ve çevresinin çok iyi değerlendirilip muhteşem bir görsellik sunuyor olması, ABD‘nin canlı müzik şehirlerinden biri ve güvenli olmasından dolayı yaşamak için ABD‘de en iyi şehirler arasında sayılıyor. Bizim de otele yerleşip kendimizi dışarı attıktan sonraki ilk izlenimimiz bu yönde oldu. Öğrenci ve genç nüfusun fazla olması ise şehre büyük canlılık katmış, şehrin enerjisi gerçekten yüksek.