Washington DC ABD’de bir eyalete bağlı olmayan tek şehirdir. Columbia bölgesinde (D.C. District of Columbia) bulunan şehir ABD’nin başkenti olduğu için özerk bir yapıya sahiptir.
New Jersey’de yaşadığımız yıllarda hem iş hem de gezi amaçlı sık sık gittiğimiz başkent, New York veya Los Angeles kadar turistik destinasyon şehri olarak ilk akla gelmese de ABD‘de gezilip görülmeye değer şehirlerden biridir. Önemli yerleri ister bir günde hızla dolaşabilirsiniz isterseniz müzelerle birlikte 2-3 günde doya doya gezebilirsiniz. Beyaz Saray (White House) ve hükümet binalarından çok daha fazlasını bulacağınız bu güzel müzeler şehrini bir günde hızla dolaşmanızı tavsiye etmeyiz, özellikle müze gezmeyi seviyorsanız daha fazla zaman ayırıp doya doya tadını çıkarın.
İlkbahar ve sonbahar ayları şehri ziyaret etmek için en ideal dönemlerdir. Genellikle yaz ayları sıcak ve rutubetli kış ayları da çok sert geçer.
Mayıs ayının 3. haftasında bir günlük “Memorial Day” tatili öncesindeki bir hafta ile birleştirerek 10 günlük Kanada turu yapmayı planlamıştık. Ancak planlarımızı, Soma’da yaşanan felaketin üzüntüsüne kuzeyde havanın da sürekli yağmur göstermesi üzerine vazgeçtik. Bir gün daha izin alıp 4 gün nereye gidebiliriz diye düşünürken özellikle deniz kıyısında aradığımız kamp yerlerinin dolu olması üzerine daha önce gitmediğimiz Memphis‘e karar verdik.
Rock ‘n’ Roll’un kralı Elvis Presley’in doğduğu topraklara yolculuk: Tupelo
Tupelo, Elvis Presley’in doğum yeri olması ile ismini duyduğumuz küçük bir şehir. Mississippi eyaletinde bulunan şehir Birmingham ile Memphis arasında kalıyor. Her iki şehirden de araba ile yaklaşık 2 saat mesafededir.
Blues müziğinin doğduğu şehir olarak da bilinen Tennessee eyaletine bağlı Memphis şehrine 4 günlüğüne motosikletle gittik. Aslında planımızda iki haftalık motosikletle Kanada gezisi vardı. Fakat Kanada gezimizi elimizde olmayan nedenlerden dolayı ileri bir tarihe ertelememiz üzerine zaten görmek istediğimiz Memphis kısa süreli gitmek için güzel bir alternatif oldu. Otel ayarlamak için son dakikaya kaldığımız ve gezimizin Memorial tatilinin olduğu hafta sonuna denk gelmesinden dolayı şehir merkezinde yer bulmakta sorun yaşadık. Var olan düzgün, güvenli otellerin gecesi 400 dolardan başlıyordu. Yakın bölgelerde ise otel fiyatları daha uygundu ama güvenlik sorunu olduğu için kararsız kaldık. Memphis müziği ile ne kadar ünlü ise maalesef ABD’nin en tehlikeli şehirleri arasında olmakla da ünlüdür.
Florida Eyaleti ile ilk akla nedense Miami Beach gelir; ama Florida inanılmaz güzel plajlara sahiptir. Bazıları eğlence yönünden ön plandadır, bazıları ise kumu ve kumsalı ile; güzel plajlara sahip Destin de Florida’nın kuzeybatısında Meksika Körfezi‘ne bakmaktadır. Şirin bir balıkçı kasabasıyken zamanla pudra şekeri gibi incecik beyaz kumsalı, zümrüt yeşili ile mavi tonlarının karıştığı denizi ve nefes kesen plajları ile ABD’nin en güzel tatil belderinden biri olmuş. Ayrıca bembeyaz kumsalı ile de dünyadaki en beyaz kuma sahip kumsallar arasına da girmiş.
Güney Carolina eyaletine bağlı olan Greenville şehri Atlanta’dan yaklaşık 140 mil (225 km) uzaklıkta ve araba ile 2 saat kadar sürmektedir. Günübirlik veya bir gece kalmayı planlayarak gidebilirsiniz. Eğer şehrin kuzeyinde kalan Nantahala Ulusal Ormanı, Chimney Rock State Park ve Lure gölü civarını da görmek isterseniz, bu bölgede zevkli birkaç gün geçirilebilir.
Niagara Şelaleleri, dünyada görülmesi gereken ilk beş şelaleden biridir. Kuzey Amerika kıtasının doğusunda ABD ile Kanada sınırı arasında Niagara Nehri üzerinde yer almaktadır. Gerek ABD tarafından gerekse Kanada tarafından muhteşem manzarayı izlemek için her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turist akın etmektedir. Özellikle Mayıs-Haziran ve Eylül ayları en yoğun olduğu dönem olup aktivitelerde uzun kuyruklarda beklemeye hazırlıklı olun. Nisan ve Ekim ayları biraz serin olsa da Nisan-Ekim arası Niagara Şelaleleri‘ni görmek için en ideal dönemlerdir.
Georgia eyaleti parklar bakımından oldukça zengin olup doğaseverlere birçok aktiviteyi sunmaktadır. Mümkün olduğunca havanın daha yumuşak olduğu bahar aylarında, hafta sonları Georgia State parkların birinde geçirmeye çalışıyoruz. Gerek kamp gerekse günübirlik yaptığımız gezilerimizden büyük keyif alıp doğanın içinde huzuru buluyoruz.
Eyalet parklarının milli parklardan en önemli farkı bulundukları eyaletlerin koruması ve bakımı altında olmasıdır. Genel olarak parklar hakkında bilgi verecek olursak; Georgia’daki bütün eyalet parklarında park ücreti 5 dolar olup, aktivite ücretleri dönemsel olarak değişmektedir. Birçoğunda çadır, RV kamp alanları ve kabinler kiralanabiliyor ama bazıları minimum iki gece kalışı şart koşuyor. Küçük market, piknik alanı, bazılarında plaj, rafting, ata biniş, yürüyüş–bisiklet parkurları, tenis kortları, voleybol sahası aklınıza gelebilecek birçok olanağı sunuyor.
Dallas’a 2010 yılının Kasım ayında 2 günlüğüne arkadaşlarımızı ziyaret etmek amacıyla gittik. Dallas, Fort-Worth havaalanı oldukça büyük ve yolcu trafiğinin en yoğun olduğu havaalanlarından biridir. Ayrıca Amerikan Havayolları’nın merkezidir. Amerikan Havayolları, Fort Worth’dan hem ABD içinde hem de uluslararası birçok uçuş imkanı sunuyor.
Genel olarak ilk dikkatimizi çeken; düz bir alana yayılmış şehirde, ABD’de yaşadığımız ve gezdiğimiz birçok bölgede mevcut olan yoğun yeşil doğanın eksikliğiydi. Gözlerimiz bir anda çıplaklığa alışmakta zorlandı.
Motosikletle Atlanta‘dan Florida‘ya yaptığımız gezimiz sırasında, Key West‘te kalırken havanın bozması ve daha da kötü olacağını öğrenmemiz üzerine doğu sahillerine doğru yola çıkma kararı aldık. Miami‘de daha önce iki kere kaldığımızdan yaklaşık 45 km kuzeyinde yer alan Fort Lauderdale‘i hedef olarak seçtik.
Key West, Kuzey Amerika kıtasının en güney ucuna yolculuk…
Atlanta’dan motosiklet ile yola çıktığımızda hedef olarak seçtiğimiz, Kuzey Amerika kıtasının en güney noktası olan Key West ‘e ikinci gelişimiz. Daha önce 2007 yılının Mayıs ayında gelmiş ve 2 gün kalmıştık. Miami‘den araba ile yaklaşık üç saat sürüyor.
2012 yılında spor motosiklet ile yapmış olduğum Deals Gap gezisinde yollar ve manzaralar çok hoşuma gitmiş ve ilk fırsatta daha detaylı bu bölgeyi gezmek için dönmeyi hedeflemiştim. 2013 yılının yazı sürekli yağmur ile geçmiş ve fırsat bulup gidemedik diye üzülürken Ağustos ayının son haftasında Cumartesi günü yağmur yağarsa yağsın ne yapalım diyerek yola çıktık.
Yağmurlu geçen yaz günlerinde maalesef motosiklet ile istediğimiz gibi gezememiştik. Yazın son günlerinde bir yerlere gitmek için can atıyorduk ve bir hafta sonu kuzeye Deals Gap’e gidip New Jersey’den gelen arkadaşımız ile buluşup hep birlikte Atlanta’ya geri döndük. Önümüzdeki hafta Pazartesi günü tatildi ve 2 gün daha izin alıp kendimize 5 günlük bir fırsat yarattık. Hava maalesef gitmek istediğimiz Blue Ridge Parkway’de yine yağmurlu gösteriyordu. Son güne kadar nereye gideceğimize karar veremedik. Perşembe sabahı hedefimiz New Orleans diyerek iki motosiklet yola çıktık.
Blues ve Caz’ın kalbinin attığı şehir: New Orleans
ABD’nin en renkli şehirlerinden New Orleans, 1700’lerde Fransızlar tarafından kurulmuştur. Mississippi nehri sayesinde, 1800’li yıllarda liman kenti olarak gelişmiş ve önemli bir ticaret merkezi olmuş. 1803 yılında ABD, New Orleans’ın da dahil olduğu Fransızların hakimiyetindeki bölgeleri satın almış.