Brezilya, T.C. pasaportlulardan vize istemediği için, ülkeye giriş çok rahattı. Gümrükten çıktıktan sonra, karşılamaya gelenlerin sayısı fazla olmadığı için bizim isimlerimizin yazılı olduğu tabelayı bulmak kolay oldu. Kalacağımız Guest House tarafından gönderilen ilk Brezilyalı ile tanıştıktan sonra Riode Janeiro maceramız başladı. Havaalanı oldukça büyük, uzun bir yürüyüşten sonra otoparka ulaştık. Aman Allah’ım bu ne sıcak böyle, arabanın içi yanıyor, içinde sanki eriyeceğiz! Kış mevsimini yaşayan bir bölgeden geliyorsanız hava ekstra sıcak geliyor.
Buenos Aires, Arjantin’in başkenti ve São Paulo‘dan sonra Güney Amerika’nın ikinci büyük şehridir. Güzel havalar anlamına gelen Buenos Aires’in havası her daim iyi midir bilmeyiz ama şehir olarak güzel olduğunu söyleyebiliriz. Arjantin, T.C. pasaportuna vize istememektedir.
İlk gidişimizde,Iguazu Falls’dan yurtiçi uçtuğumuz için gümrük işlemlerine girmedik. Bavullarımızı alıp, direkt dışarıya çıktık. Havaalanındaki ekranlarda taksi ücretleri hakkında bilgi geçiyor. Kapıdan çıkar çıkmaz bir taksi ayarlarsanız, taksimetreyi çalıştırmayıp sabit fiyat söylüyorlar ve normalden biraz daha pahalıya götürüyorlar. Buenos Aires’te iki havaalanı var, uluslararası uçuşların yapıldığı havaalanı Ezeiza (EZE). Aeroparque havaalanından ise ülke içi uçuşlar yapılıyor.
Bu yazımızda Los Angeles’a turistik gezi yapacaklara veya yaşamayı düşünenlere elimizden geldiğince bilgi vermek ve deneyimlerimizi paylaşmak istedik. 2004 yılının Kasım ayında taşındığımız Los Angeles’da 37 ay kalıp 2007 yılı Aralık ayında New Jersey’e geri döndük. Los Angeles’dan ayrılalı 8 yıl oldu ancak hâlâ burnumuzda tütüyor. Neleri özlemiyoruz ki; ılık kışlarını, rutubetsiz ve çok sıcak olmayan yazlarını, her hafta sonu sahil boyunca yaptığımız yürüyüşleri, muhteşem gün batımlarını, stressiz iş ortamını ve huzurlu apartman sitemizi özlemle anıyoruz.
ABD’de en çok sevdiğimiz şehirlerden biri olan San Francisco, limanı, plajları, Golden Gate Köprüsü, tramwayı, evleri, ufak tefek kafeleri, restoranları ve sürekli canlı olması ile bize hep çekici geldi. Los Angeles’da yaşadığımız dönemde iki ve New Jersey’de yaşadığımız yıllarda bir kez olmak üzere 3 kez gitme şansımız oldu. İlk gidişimiz 2004 yılı Kasım ayındaydı ve inanılmaz keyifli 4 gün geçirdik. İkinci gidişimiz Türkiye’den gelen kardeşimizle 2006 yılı Mayıs ayındaydı ve 3 gün kaldık. En son 2008’de iş nedeniyle bir haftalığına gittik. İlk iki gidişimizde kendi arabamız ile Los Angeles’dan ve son gidişimizde New Jersey’den, San Francisco uluslararası havaalanına Amerikan Havayolları ile geldik ve havaalanından araba kiraladık.
Savannah’a 2010 yılında Jacksonville’den Atlanta’ya dönerken uğramış ve öğlen yemeğimizi yemiştik. Havanın çok soğuk olmasından dolayı şehri dolaşamamış ve havalar ısınmaya başladığında tekrar geliriz diyerek ileri bir tarihe bırakmıştık. Daha sonraki yıllarda da birkaç kere gitme fırsatı bulduk. Araba ile Atlanta’dan yaklaşık 4 saat sürüyor.
Birden fazla gittiğimiz Helen, Atlanta’nın kuzeyinde, mimarisi ile şirin bir Alman kasabasıdır. Yaklaşık Atlanta merkezine 1,5 saat uzaklıkta olan Helen’e, 400 nolu otoyoldan kuzeye doğru giderek ulaşabilirsiniz. Helen’in içinden Chattahoochee nehri geçiyor ve nehir için en büyük aktivite lastik simitler ile yapılan river tubing.
Atlanta’ya geldiğimizden bu yana methini çok duyduğumuz Asheville’e sonunda 2012 yılının Kasım ayında gidebildik. Atlanta’dan otobandan direkt giderseniz yolculuk yaklaşık 3,5 saat kadar sürüyor. Biz bir cumartesi sabahı Atlanta’nın kuzeyinden Carolina’ya bağlanan dağ yollarından gitmeyi tercih ettik.
Güneyin Tatil Cenneti: Panama City Beach ve upuzun kumsalı…
Floridaeyaletinin kuzeybatısında Meksika körfezine bakan Panama CityBeach, uzun bembeyaz kumsalı ve masmavi denizi ile özellikle ABD’nin güneyinde yaşayanlar için vazgeçilmez tatil beldelerinden biridir.
Yaklaşık beş yıl kadar kaldığımız New Jersey ile ilgili tecrübelerimizi, gezilecek görülecek yerleri, yapılabilecek aktiviteleri, ulaşım ile ilgili detayları elimizden geldiğince yazmaya çalışacağız. Ayrıca bu yazdıklarımızın bizim gibi ABD’ye gelip de ilk adresi New Jersey olanlara yol göstermesini amaçlıyoruz. Yaklaşık 3,5 yıl Parsipanny ve 1,5 yıl Morristown bölgelerinde kaldık ve iki bölge birbirine çok yakındır. Özellikle Parsippany civarında çok fazla teknoloji firmasının merkezi veya şubeleri var, buralarda çalışan yabancı sayısı fazla ve ağırlığı Hintlidir. Dolayısıyla bu bölgelerde dolaşırken çok fazla Hint marketi, restoranı ve etrafta Hintli görebilirsiniz. Bu bölgedeki apartmanlarda da çoğunlukla Hintliler oturuyor. İyi tarafı güvenilir olmaları ancak yemek kokularına dayanabilmek çok zor. Özellikle nemli ve sıcak yaz aylarında alışkın olmayanlar için bu kokulara dayanabilmek çok kolay değil.
İsmi gibi berrak suyu ve kumsalı ile ABD’nin en iyi plajlarından: Clearwater Beach Gezi Notları
Florida’nın batısında Meksika körfezinde bulunan Clearwater Beach 2,5 mil uzunluğundaki pudra şekeri inceliğindeki beyaz kumsalı ve mavi-yeşil denizi ile Florida ve ABD’nin en iyi plajlarındandır. Bariyer ada üzerinde bulunan plaj Clearwater şehrine ve yine bariyer ada olan güneyindeki Sand Key’e bir köprü ile bağlanmaktadır. Tampa Uluslararası Havaalanına 20 mil, Downtown Tampa’ya ise 25 mil uzaklıktadır.
Adrenaliniz yükselip gözleriniz bayram edecek: Everglades National Park
Everglades National Park’da yaptığımız airboat turu Florida gezimizin en keyif aldığımız bölümlerinden biri oldu. Florida’nın güneybatı ucunu kapsayan parka Miami, Fort Lauderdale, Fort Myers ve Orlando‘dan farklı içerikleri olan turlar düzenleniyor. Biz Everglades şehrindeki ‘Everglades City Boardwalk’ firmasının düzenlediği airboat turuna katıldık. Bir saatlik tur kişi başı 40 dolar (çocuklar 25 dolar) ve ayrıca %7 civarı vergi ödeniyor. İlk tur sabah 9:00’da başlıyor ve son tur 17:00’da.
Florida‘nın doğusunda Atlantik Okyanus’una bakan bariyer ada üstünde bulunan şehir daha çok Port Canaveral’den kalkan cruise turlarına katılacaklar ve Kennedy Space Center‘ı ziyaret edecekler tarafından tercih edililiyor. Florida gezimiz sırasında bizim de bu bölgeyi tercih etmemizin nedeni Kennedy Space Center’a yakın olmasıydı. Ayrca kalmayı planladığımız Jetty Park kamp alanının deniz kenarında olması da cazip geldi.
Bir köprü ile karaya bağlanan 14 mil (22.4km) uzunluğundaki Sanibel Adasının (Sanibel Island) diğer ucu da yine bir köprü ile Captiva Adasına bağlanmaktadır. İlk bakışta doğal güzelliği ile adanın kendine özgü bir çekimi var ve huzur buluyorsunuz. Adanın başlarında bulunan kaldığımız kamp alanı ise ayrıca hoşumuza gitti ve bir gece kalmayı düşünürken ikinci geceyi de burada geçirmeye karar verdik. Adayı karaya bağlayan köprünün geçişi ücretli; motosiklet ile 2 dolar, araba ile 6 dolar.
Sanibel Adası‘nda kalırken günübirlik gittiğimiz Fort Myers Beach Florida’nın güneybatısında Meksika Körfezi‘ne bakmaktadır. Denizi, plajı, restoran ve kafeleri ile güzel bir tatil beldesi. Plajı halka açık ve ücretsiz, birçok bölgesinden giriş imkanı var. Genel duş, tuvalet ve kıyafet değiştirme odaları mevcut, ama saat 17:00’den sonra kapanıyor.