8 Mayıs’ta Ayvalık’tan çıkıp 12 Haziran’da Ayvalık’a geri döndüğümüz, beş haftalık güneydoğu gezimizin notlarını bu yazımızda derledik. Umarız ülkemizin eşsiz güzelliklerini barındıran güneydoğuyu bir nebze de olsa hissettirip keşfetmek isteyenlere klavuz olur.
Avusturya Lienz şehrine yakın kamp yaptığımız Camping Falken’den sabah bol kahkahalı ve fotoğraflı kahvaltı sonrası Hırvatistan maceramız için ayrıldık. Gece kamp alanında tanıştığımız motorcu dostlar ile sabah epey şamata yaptıktan sonra herkes gideceği yöne doğru yola çıktı.
Her yıl düzenlenen birbirinden ilgi çekici festival ve etkinliklere ev sahipliği yapan Miami yıl boyunca canlılığı ile ziyaretçilerinin ilgi odağı oluyor. Gezinizi bunlardan birine denk getirmek keyifli olacaktır. Miami festivaller ve etkinlikleri aylara göre sıralayacak olursak:
Art Deco Weekend: Ocak ayının ortası gibi düzenlenen festivalde: sanat sergileri, geçit törenleri, müzik performansları, moda gösterileri, yürüyüş turları vs. 80’den fazla etkinlikle Art Deco Historic District‘in kalbini keşfedeceksiniz. Her yıl 400.000’in üzerinde katılımcı ile kutlanan festival döneminde Miami’de bulunmak keyifli olacaktır.
Onur’un çocukluğunun bir bölümünün geçtiği Eskişehir’e, defalarca gelmemize rağmen şöyle tarihini ve dokusunu hissederek gezdiğimizi söyleyemeyiz. Bu seferki Eskişehir gezimiz, burada yaşayan kuzenlerimizin rehberliğinde farklı olacaktı 😊. Ve iki gece kaldığımız Eskişehir’den “bu şehirde yaşanır” diye ayrıldık…
Mayalar’a göre; Pok-A-Tok (Pok Ta Pok veya Pok Ta Tok), Aztek’lere göre Tlachtli diye bilinen top oyunu bugün Ulama olarak adlandırılıyor. Her Mezoamerikan antik kentinde en az bir tane olduğu tahmin edilen top sahalarının, yaklaşık 1300 tanesi bulunmuştur. Bilinen en eski top sahası; MÖ 1400 yılına kadar uzanıyor ve Paso de la Amada-Meksika’da bulunmuştur. Günümüzde de keşifler devam ediyor.
Denizi, tarihi ve doğası ile büyüleyen Akdeniz’in incisi Kekova, tekrar tekrar gelinecek yerler arasındadır. Kekova (Likya dilinde: Dolichiste); Simena Antik Kenti’ni (Kaleköy), Üçağız Köyü, Aperlai (Su) İskelesi, 7.2 km uzunluğundaki Simena’nın karşısında yer alan Kekova Adası’nı içine alan bölgenin genel adıdır. Kekova ve çevresi 18 Haziran 1990’da Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından sit alanı olarak ilan edilmiştir. Tüm yüzüş ve dalışların hükümet tarafından özel izin alınarak yapılması kararlaştırılmışsa da sonraki yıllarda bu yasak, tarihi batık alanlar haricindeki yerler için kaldırılmıştır.
Antik Yunan mutfağı, Mısır mutfağının mirasını devraldığı söylenmektedir. Mısır ile ticari ilişkileri sonucu, mayayla kabartılmış ekmek pişirme tekniğini kendi topraklarına taşımışlardır. Helenistik çağda 80 çeşit ekmeğin yapılıp satıldığı belirtilmektedir. Tavuk ise Antik Yunan’a MÖ 520 yılında İran’dan gelmiştir. Zaman içerisinde kültürler ve mutfaklar öyle birbirine karışmış ki hangi yemeğin kime ait olduğunu tartışmak yersiz olsa gerek, biz lezzetlerine bakalım😊.
Atina’nın simgesi Akropolis Atina’da gezilecek yerlerin tabii ki ilk sırasında yer alıyor, belki de sırf bunun için buradasınızdır. Şehrin neresinde olursanız olun heybeti ile gözünüze çarpacak Akropolis’in, Yunanca’da (ακρου-en yüksek πολισ-şehir) yukarı şehir anlamına gelmesine de şaşırmamak lazım. Şehirde yüksek binaların olmamasının nedeni de Akropolis’in görünüşünü engellememek içindir. Unesco Dünya Mirası Alanı olan Atina Akropolisi, 150 metre tepeden bakarak günümüzde de şehre hakim olmaya devam ediyor…
Atina ulaşım açısından yurtdışındaki en kolay şehirden biri olsa gerek. İstanbul’dan Atina’ya THY, Aegean ve Pegasus hava yollarının her gün direkt uçuşu var. Bunlardan Pegasus havayolları Sabiha Gökçen’den THY ve Aegean ise İstanbul Havaala’nından seferlerini yapmaktadır. Ayrıca İzmir’den de THY ve Aegean hava yollarının haftanın belirli günlerinde direkt uçuş seferleri var. Web sayfalarına üye olarak indirimlerini takip edebilirsiniz…
Yaklaşık 4 milyonluk nüfusu ile Atina, Avrupa Birliği ülkeleri arasında en kalabalık 4. başkenttir. Diğer Avrupa başkentlerine göre belki de bize en yakın hissedeceğiniz şehirdir. Kültür olarak bu kadar iç içe geçmiş, yıllarca bir arada yaşamış milletler olarak yabancılık çekmememiz tabii ki normal. Özellikle belirtmek isteriz ki tarih kitaplarında okutulan düşmanlık kitaplarda ve geçmişte kalmış, halk arasında bunun yaygın olmadığını, gittiğiniz birçok yerde kardeş diye karşılanacağınızdan emin olabilirsiniz. O yüzden Atina’ya hatta Yunanistan’a ön yargılarınızı evde bırakarak gelin deriz. Ha, cins birine hiç mi denk gelinmiyor o da şansınıza 😊.
Selanik’e ilk kez turla 19 yıl önce gelmiş ve bir gece kalmıştık. Geriye dönüp baktığımızda ne kadar da verimsiz üstün körü bir gezi olduğunu anlıyoruz. Selanik, din ve kültürlerin buluştuğu derin tarihi kadar görselliği ve enerjisi ile de kendine çeken bir şehir…
Atina’da kaldığımız bu dönemde, Yunanistan’ın bağımsızlık günü tatilini fırsat bilip daha detaylı bir gezi yapmayı planladık. Ata’mızın doğduğu toprakları tanımak, doğduğu evi ziyaret etmek için bundan güzel fırsat olamazdı. Selanik’in dillere destan lezzetlerini denemeden dönmek ise olmazsa olmazdı. Onur’un Yunan iş arkadaşları özellikle yeme-içme yerleri hakkında oldukça detaylı bilgiler verdi. Selanik gezilecek yerler listesi zaten hemen hemen her yerde aynı. Biz de kendimize göre bir plan yaptık.
Akropolis’ten sonra, Delphi (Delfi) Yunanistan’ın en popüler ikinci arkeolojik alanıdır. Yunanistan’da antik kentleri gezerken hem eski yaşamlara dokunuyor hem de zengin tarihini keşfediyorsunuz. Ama üst üste gezince her şeyin birbirine karıştığını ve beyninizin uyuştuğunu hissedebilirsiniz 🙂 Eğer kısa sürede antik kentlerin hepsini birden gezmeyi planlıyorsanız; seçici olmanızı ve Delphi’yi de ilk 3’e almanızı tavsiye ederiz. Neden mi?
Playa Del Carmen’den Tulumsadece 65 km ama yola çıktıktan sonra başlayan yağmur yüzünden bir benzinlikte dinmesini bekliyoruz ve bir saatten daha uzun sürede varıyoruz. Önce sahilde kalacak yer bakıyoruz ama fiyatlar yüksek ve bungalov tarzı çadırlar o kadar çekici gelmiyor. Sahil kısmında kalınacak epey egzotik oteller yapmışlar. İOverlander uygulamasında yazanların tavsiye ettiği bir otele gidip yerleşiyoruz. Pejman’ın aramıza katılmasıyla tekrar 5 kişi olduk. Meksika’dan ayrılmadan önceki son iki gecemizi hep birlikte burada geçireceğiz.
Merida’da geçirdiğimiz keyifli dört günün ardından yola çıktığımızda Playa del Carmen hiç aklımızda yoktu. Hedefimiz dillere destan Holbox Adası. Pejman bizden bir gün önce ayrıldı ve Cancun’a arkadaşının yanına gitti. Selin ve Serkan da Chichen Itza’yı gezip Cancun’a devam edecekler. Hepimiz tekrar Belize’ye geçmeden önce Tulum’da buluşacağız.