Belize’den Guatemala’ya yolda tanıştığımız motorcu arkadaşlarla kalabalık bir grup olarak geçtik. Gümrük işlemleri bütün Orta Amerika ülkelerinde olduğu gibi uzun ve eğlenceli… Guatemala’ya T.C. pasaportunuzla vizesiz giriş yapıp 90 güne kadar kalabiliyorsunuz.
Her rüyanın bir sonu var ama bazı rüyalar hiç bitmesin isteriz. İşte bizim de senelerce hayalini kurduğumuz Alaska’dan Ushuaia’ya uzanan “Kutuplara Yolculuk” adını verdiğimiz 11 aylık motosiklet maceramız Buenos Aires‘de sona ermişti. Zamanın su gibi akıp gittiği inanılmaz keyif aldığımız bu geziyi bitirmeyi her ikimiz de istemiyorduk. Buenos Aires’ten sonra geziye nereden nasıl devam etsek diye düşünmeye başladık.
Gezimizde Kullandığımız Ekipmanlar Hakkındaki Düşüncelerimiz
Daha önce kullandığımız motosiklet ekipmanlar ile ilgili düşüncelerimizi yazmıştık. Şimdi ise 11 aydır yoldayız ve farklı coğrafyalardan geçip farklı hava şartlarını yaşıyoruz. Yağmur, rüzgar, sıcak ve soğuk hayatımızın bir parçası sayılır. Kullandığımız ekipmanların da performansları uzun yolculukta farklılık gösteriyor. O yüzden ekipmanları seçerken daha da dikkat etmek gerekiyor. Bu yolculukta kullandığımız ekipmanlar hakkındaki düşüncelerimizi ve mennuniyet derecemizi bu yazımızda paylaşmak istedik…
Forma Adventure Bot
Geziden önce aldığım forma adventure botları özellikle rahatlığı açısından çok beğendim. Kısa sürede ayağıma uyum sağladılar. Birkaç kilometrelik yürüyüşlerde dahi rahatsızlık vermedi. Ancak su geçirmez diye tanıttıkları botlar Alaska’da ve sıkı yağmura yakalandığımız yerlerde maalesef su geçirdiler. Üzerine su geçirmemesi için uyguladığım koruyucu ürün de sürekli koruma sağlayamıyor. Tahminimce aşırı yağmurda dikiş yerlerinden su alıyor. Firma olarak ürünlerinin arkasında duruyorlar. Şikayetlerimi dile getirince yeni bir botu ücret talep etmeden gönderdiler. Gezinin Avrupa bölümünde yeni gelen botları kullanacağım. Güncelleme yaparım… (Onur)
Yeni botlar da maalesef çok şiddetli yağmurda bütün gün kullandığınızda hafiften nemlenme yapıyor. Botların su geçirmez özelliği olsa da ekstra yağmurluk ile kullanmakta fayda var. Kısa gezilerde sorun olmaz ama uzun yolculuklarda kesinlikle gerekli olacaktır. Rahatlık açısından uzun yolculuklarda tercih edilebilir.
Dainese Svelta lady goretex Bot
3 yıldır kullandığım botlar ile geziye çıktım. Soğuk hariç her türlü hava şartlarında botların performansından memnunum. Yağmur kesinlikle almıyor. Zaten numara konusunda sorun yaşadığımdan pek alternatifim de yok. Yavaş yavaş ömrünü doldurdu ve önden açılmaya başladı. Bulursam yine aynısından almayı düşünüyorum.(Ayfer)
“Kutuplara Yolculuk” ismini verdiğimiz gezimizin bugünkü hedefi; dünyanın sonundaki şehir diye bilinen Ushuaia‘ya yaklaşmak. Punta Arenas şehrinde gezgin dostlarımız Özlem ve Hidayet (uzaklaryakın) ile geçirdiğimiz keyifli günler sonrasında soğuk bir Patagonya sabahında yola çıktık. Punta Arenas’tan Porvenir‘e sadece sabah 9:00’da feribot var ve hava çok soğuk olunca erken kalkıp bu feribot ile gitmekten vazgeçiyoruz.
“Kutuplara Yolculuk” gezimize çıkmadan önce yolda birçok yeni arkadaş edineceğimizi biliyorduk. Bizi yol için heyecanlandıran ve merak uyandıran konuların başında da geliyordu. Farklı ülkelerden ve farklı kültürlerden gelen ortak noktalarımızın gezmek olduğu ve ömrümüz boyunca dostluğumuzun devam edeceğini bildiğimiz arkadaşlarımız oldu ve olmaya da devam ediyor. Tahmin ettiğimiz gibi sıcacık dotluklar kurduk. Ayrıca geçeceğimiz ülkelerde yaşayıp bizi davet eden Türk arkadaşlar ile de tanışmayı sabırsızlıkla beklemiştik. Hepsine buradan çok teşekkür ediyoruz.
Iquique, Şili’nin kuzey sahillerinde yer alan fazla özelliği olmasa da upuzun sahili ile dinlendirici bir şehir. Türkçe okunuşu da bize pek eğlenceli geldi İkike (ki de vurgu var) 🙂 ‘Kutuplara Yolculuk’ adını verdiğimiz motosikletle yaptığımız gezimizin Peru’dan sonraki durağı Şili olmuş ve kuzeyinden Arica‘dan girince Pasifik kıyısından devam etmeye karar vermiştik.
Medellin’e sadece 2 saat uzaklıktaki rengarenk seramik işlemeli evleri, doğası ve insanlarının sıcaklığı ile içinizin ısınacağı Guatepe Kolombiya’ya gelindiğinde kesinlikle görülmeye değer. Birçok kişi bu bölgeye özellikle Peñol tepesinden izlenen müthiş manzarası için Medellin’den günübirlik gelmeyi tercih etse de 1 veya 2 gün kalmanızı tavsiye ederiz. Medellin’den muhteşem manzaralar eşliğinde geldiğimiz Kolombiya’nın bu renkli kasabası Guatepe’yi çok sevdik. Bütün binaların alt dış yüzeyi resimlerle boyalı ve ilk 52 yıl önce başlamış.
Orta Amerika’yı Güney Amaerika’ya bağlayan Panama, Panama Kanalı kadar Karayipler’deki 300’ün üstündeki adacık topluluğundan oluşan eşsiz San Blas Adaları ile de ünlüdür. Deniz tatili düşünenler için bulunmaz bir cennet. Panama da diğer Orta ve Güney Amerika ülkeleri gibi T.C. pasaportlulardan vize istememektedir. Ayrıca THY’nin İstanbul’dan Panama City’e direkt uçuşunun olması; ulaşımı diğer Orta Amerika ülkelerine göre daha kolaylaştırmaktadır.
İyice dinlenemediğimiz bir sabaha ekip liderinin anonsu ile gözlerimizi açıyoruz. Kahvaltıya daha 30 dk. var. Gemi sallanmaya devam ediyor ve odada ayakta durulacak gibi değil. O yüzden yataktan hemen kalkmıyoruz. Yemek salonuna gittiğimizde neredeyse yarısının boş olduğunu görüyoruz. Deniz tutmasına karşı ne kadar önlem alınsa da etkileniliyor.
Antarktika’da geçireceğimiz son günümüze ekip liderinin sabah 6.30 olduğunu bildiren anonsu ile başlıyoruz. Bugün erken saatte bot gezisi yapılacağından kahvaltı saati öne çekildi. Zodiac sayısı 6 tane olduğundan iki gruba ayrıldık ve biz ikinci gruptayız. Sabahın soğuğunda çıkmayacağız için şanslıyız, belki 9.45’e kadar hava biraz daha ısınır diye umut ediyoruz.
Sabah kaptanımızın anonsu ile uyanıyoruz. Hava hafif sisli olsa da Lemaire Kanalına geldiğimizde daha iyi olacağını tahmin ediyor. Gelirken göremediğimiz sadece ihtişamını hissettiğimiz muhteşem manzaraları bu sefer izleyerek kanalı geçmeyi umut ediyoruz.
Kahvaltı sonrası dondurucu soğuya rağmen hepimiz güvertedeyiz. Antarktika’nın en güzel bölgesi diye geçen bu bölgeyi kimse kaçırmak istemiyor, her anını yaşamak istiyoruz.
Bugün sabah Ayfer de kendini daha iyi hissederek gözlerini açıyor. Kaptanımız “buzdağlarının ve yüzen buz parçacıkların arasından geçtiğimizi, manzaranın yine muhteşem olduğunu kaçırmamımızı” anons ediyor. Kahvaltı sonrası biz de soluğu güvertede alıyoruz. Sanki rüzgar da azalmış ve daha az sallanıyoruz.
Sabah 7.00’de kaptanımızın; “birazdan en önemli kanallardan biri olan Lemaire Kanalını geçeceğiz” anonsu ile uyanıyoruz,. Manzaranın paha biçilmez olduğunu ama bu sabah havanın bizden yana olmadığını ve sisten pek görülmediğini söylüyor. Yine de güverteden izlemeye değer diye düşünüyoruz. Güverte buzlanmış, hava buz gibi keskin soğuk.
Antartika turumuzun 5. sabahına 6.30’da kaptanımızın; geminin etrafında humpback‘lerin olduğu anonsu ile uyanıyoruz. Ayrıca Errera Kanalı’nın ihtişamlı manzarası eşliğinde en kuzeyindeki Cuverville Adası’na da birazdan yaklaşacağımızı söylüyor. Hava hafif serin olsa da balinaları görme heyecanı ile birçoğumuz güvertede yerimizi alıyoruz.