Merida

Merida, Yucatan’ın Enerjik Başkenti

Campeche’den sonunda ıslanmadan vardığımız Merida şehri bizi sürprizle karşılıyor. Kalmayı düşündüğümüz otelin biraz merkezden uzak olduğunu görünce vazgeçip şehre doğru yöneliyoruz. Ama ne trafik var ve bazı yolların trafiğe kapatılmış olduğunu fark ediyoruz. Alternatif bulduğumuz ikinci otele gitmek isterken polis durduruyor, yol kapalı. Otelin iki adım ötede olduğunu anlatmaya çalışsak da polis kesinlikle sokağa dönmemize izin vermiyor. Başka yol da yok! Mecburen bu oteli de pas geçiyoruz ilk bulduğumuza mı gitsek derken sağda bir otel dikkatimizi çekiyor. Otoparkı da var, otel dışarıdan düzgün duruyor. Fiyat sormak ve odalarına bakmak için giriyoruz. Otel umduğumuzdan çok daha iyi çıkıyor fiyatta da indirim yapıyorlar hiç tereddütsüz kabul ediyoruz. Bundan iyisi can sağlığı.

Bizden önce gelen arkadaşımız Pejman da yakında bir otel ayarlamış. Haberleşip akşam yemeği için sözleşiyoruz. Neredeyse 3 haftadır Pejman ile beraber yola devam ediyoruz. İster istemez ayrı yol aldığımız günlerde de birbirimizi merak ediyoruz. Otele yerleşip Merida’nın renkli sokaklarına kendimizi bıraktığımızda yolların neden kapatılmış olduğunu anlıyoruz. Oley, yine şanslıyız plansız festivale denk gelmişiz 🙂

Merida’da BMW’nin yerinin açılmış olduğunu öğrenince, yarın sabah önce motosikletin yağ değişimini hallettirmek istiyoruz. Sonrasında ise Uxmal Antik Şehrini gezmeyi planlıyoruz. Merida’ya gezmeye önce çevresinden başlayacağız…

Merida’ya Yakın Gezilecek Yerler

Gezimizin yüzüncü gününde önce Merida BMW’ye uğruyoruz. Yağ değişimi yapılırken BMW’de çalışanlarla bol bol sohbet ediyoruz. Eğer yolunuz düşerse ve ihtiyacınız olursa diye iletişim bilgilerini yazının sonuna ekleyeceğiz.

Yağ değişiminden sonra hedefimiz olan Uxmal şehrine doğru yola çıkıyoruz. Harabeler, şehir merkezinden 80 km uzaklıkta ve yol yaklaşık 1 saat civarı sürüyor. Turla veya araba kiralayarak da gidilebilir.

Uxmal Harabeleri

Uxmal, Maya dilinde 3 kez inşa edilmiş veya yapılmış anlamına geliyor. MS 9 ile 12 yüzyılları arasında Maya’ların Yucatan bölgesindeki en önemli şehri haline geliyor. Şehrin bulunduğu bölgede yerleşim, MÖ 500’lerde başlamış. Yaklaşık 25.000 kişinin yaşadığı tahmin ediliyor. Şehrin en önemli sorunlarından biri; su kaynağının olmamasıymış. Dolayısı ile yağmur tanrısı Chaac‘ın kabartmalarından Uxmal’daki yapılarda çok fazla var.

Özellikle Puuc stili mimarisi ile öne çıkan Uxmal Maya’ların değerli şehirlerinden bir tanesiymiş.  Puuc stilinde, yapıların altları üst bölümlerine göre daha sade oluyormuş. 35 metre yüksekliğinde oval olarak yapılmış olan piramit hemen dikkat çekiyor. Ayrıca duvarlara işlenmiş olan birbirinden farklı figürleriyle de bazı farklılıklar gösteriyormuş. 2 başlı S şeklindeki yılan ise Maya’ların büyük tanrısı Kukulkan‘ı temsil ediyor. Uxmal’da birçok yapıda bu S şeklindeki 2 başlı yılanı da göreceksiniz.

Dolaşırken hemen hemen her yerde göreceğiniz iguanalar ise antik şehrin yeni hakimleri olarak göze çarpıyor.

Bizim için ise en güzel anı; birkaç metre önümüzde yürüyen çiftle Türkçe mi konuşuyorsunuz diye başlayan sohbetimiz oldu. Hâlâ görüştüğümüz Rana Hanım ve Yılmaz Bey 10 günlüğüne Meksika’ya gelmişler. En çok şaşırdığımız ise Onur’un 2-3 haftadır ağrıyan parmağına çare ararken Yılmaz Bey’in el cerrahı çıkması oldu. Bundan iyi tesadüf olamazdı. Uzun süreli motosiklet kullanmaya dayalı olduğunu tahmin ediyorduk ama Yılmaz Bey’in ayaküstü kontrol edip “bu parmaklar geziyi çıkarır, gezi sonunda sorun devam ederse; İstanbul’a geldiğinde bakarız” demesi içimizi iyice rahatlattı. Rana Hanım’ın da doktor olduğunu belirtelim.

İki süper mütevazi müthiş doktorumuzla tanıştığımız için çok şanslıyız. Kendileri ayrıca çok da iyi gezginler…

Uxmal harabelerine girişte kişi başı 213 Peso vermişiz (13 Ekim 2016). Akşam bir de Luz y Sonido (Işık ve Ses) gösterisi var. Ama sadece İspanyolca, biliyorsanız izlemek keyifli olacaktır. Gösteri için ayrıca 89 Peso ödemek gerekiyor.

Celestun

Ertesi gün ise hedefimizde Pembe Flamingoların durağı olan Celestun kasabası var. Pejman ile beraber 2 motor keyifli bir yolculuk sonrası Celestun’a ulaşıyoruz. Celestun, Meksika körfezinde şirin bir balıkçı kasabası. Merida’ya 88 km uzaklıkta ve yol yaklaşık 1,5 saat sürüyor.

Etrafındaki doğal ortamı ile ekolojik bir biyosfer rezerv alanına dönüşmüş. Birçok farklı türün göç esnasında uğradığı bir yer, ayrıca farklı doğal faunasında birçok türe de evsahipliği yapıyor. Özellikle rezervin kuzey bölümünde suyun rengi de pembeye çalıyor.

Biz sahile doğru devam edip motosikletleri güvenli ve deniz manzaralı gölge bir yere bıraktıktan sonra tekne sahipleri ile konuşup Ria Celestun Rezervine gitmek için anlaştık. Pazarlık yapmayı sakın unutmayın… 3 kişi için tekneye 1100 Peso verdik.

Eğer bizim gibi  sahile gelip anlaşırsanız özellikle geri dönüşte deniz tarafından sert rüzgâr ile dalgalara maruz kalıyorsunuz. Teknenin tüm zıplamaları belinize zarar verebilecek kadar sert olabiliyor.

Şehre girerken sol tarafta tur ile ilgili bir yer daha görmüştük. O bölüm zaten rezerv alanın başlangıcı gibi düşünülebilir. Eğer buradan tura katılırsanız; tekne açık denize hiç çıkmamış olur. Hem zamandan kazanırsınız hem de açık deniz dalgalarına maruz kalmazsınız.

Amacınız sırf pempe flamingoları görmek ise; fotoğraflarda gördüğümüz o pespembe her yeri kaplamış flamingo sürülerini en iyi Kasım-Mart arasında görmek mümkünmüş. Ama diğer aylarda da küçük gruplar halinde görebiliyorsunuz. Ekim ayında gittiğimizden kalabalık grup olarak göremedik ama botla girdiğimiz mangrov ormanı da görülmeye değerdi. Ağaçların yansıması ve suyun rengi müthiş güzeldi…

Bot gezisi sırasında ıslanabileceğinizi, ayrıca bottan inip flamingoları görmek için sulu alanlardan da geçmeniz gerekebilecek, ona göre uygun kıyafetlerle gidecek olursanız iyi olur. Güneş kremi, şapka ve yeterli suyunuz da yanınızda bulunsun…

Yucatan bölgesinin kuzeyine gidecekseniz; flamingolar ayrıca Rio Lagartos‘ta da izlenebiliyor… Kışı Celestun’da geçiren flamingolar yaz döneminde yumurtlama ve doğum için bu bölgeye gelirler. O yüzden yaz döneminde gelmişseniz tercihiniz burası olsun. Ayrıca pembe gün batımları muhteşem oluyormuş…

Chichen Itza Antik Kenti

Dünyanın yedi harikasından biri olan Chichen Itza Antik Kenti de Merida’ya araç ile yaklaşık 1,5 saat kadar uzaklıkta olup görülmeye değer. 2002 yılında Cancun’a geldiğimizde gezdiğimizden tekrar gitmedik. Cancun yazımızdan okuyabilirsiniz…

Akşam dönüşte ise otelde bizi başka bir sürpriz bekliyor. Otoparka girdiğimizde 2 tane 34 plakalı motor görüyoruz. Hatta bizim motorun yerine park etmişler 🙂

Yola çıkmadan önce İstanbul’da buluşup planlar yaptığımız, Selin ve Serkan ile sonunda Merida’da buluşuyoruz. Önümüzdeki 2 ayı ise hemen hemen beraber geçirerek Panama’ya ulaşıp oradan da Kolombiya‘ya geçeceğiz…

Cenote Gezisi

Hep beraber Merida civarında yer alan Cenote’lerden en azından bir tanesini görelim diye yola çıkıyoruz. Cozuma bölgesinde yer alan bir cenote’ye gidiyoruz. Bu bölgede çok fazla cenote var. Bizim gittiğimiz cenotenin adı Los Cenotes de Cuzama. Merida’dan 50 km kadar uzaklıkta ama yol ara ara bozulduğundan ve küçük kasabalara girildiğinden 1 saat 15 dakika kadar sürüyor.

Peki, nedir bu Cenoteler? Kireçtaşlarının zaman içinde çökmesi ile oluşmuş tatlı su gölleridir. Mağara veya birçok mağaranın birleşimiyle de olabiliyorlar. Derin olup tüp ile dalış yapılan cenoteler de varmış. Bizim gittiğimiz yerde birbirine yakın 2 veya 3 tane Cenote vardı. 2 cenote için kişi başı 90 Peso verdik. Dışarıdaki sıcak havadan sonra Cenoteye inince ve hatta suya atladığınızda neredeyse üşüyorsunuz. Maya’lar için cenoteler su kaynağı olmakla beraber dini ritüellerinde de önemli bir yere sahipmiş.

 

Kesinlikle çok güzel bir tecrübe, eğer Yucatan’a gelmişseniz mutlaka en azından bir cenoteyi ziyaret edin. Keyifli bir günün ardından Merida’ya geri dönüyoruz.

Ertesi gün ise biz Holbox’a gideceğiz, Serkan’lar da Cancun’a geçecekler. Chichen İtza’ya kadar beraber sürüp henüz akşama bizi ne beklediğini bilmeden ayrılıyoruz. Playa del Carmen de nereden çıktı? Sürprizler devam ediyor 😊…

Merida Şehir İçi

Merida’nın etrafını anlattık biraz da içinden bilgiler verelim. Kolonyal mimarisinin güzelliği yanında zengin bir kültürel mirasa sahip kozmopolit bir şehir. Hemen hemen tüm Latin Amerikan şehirlerinden alıştığımız gibi şehrin merkezinde büyükçe bir kilise ve hemen önünde yine büyükçe bir park ve etrafında sayısız kolonyal yapıların bulunduğu ana meydan (Plaza Grande-Plaza de Armas) var. Belediyenin meydanda ücretsiz Wi-Fi hizmeti olması süper…

Merida, sokaklarında saatlerce hiç sıkılmadan gezip keşfedebileceğiniz ve bol bol fotoğraflar çekebileceğiniz, güzel kafelerinde yorgunluk atabileceğiniz çok keyifli bir şehir. Beyaz taştan yapılmış binaları ve temizliği ile adı bazı yerlerde”Beyaz Şehir” diye geçse de beyaz binaların yoğunluğu pek dikkatimizi çekmedi…

İlk gittiğimiz akşam bir festivale (Festival Internacional de la Cultura Maya) denk geldik. Şehir, çok güzel konserlere, tiyatro ve dans gösterilerine sahne oldu. Hatta oyunları, projektör ile de Casa de Montejo binasının duvarına yansıtarak herkesin görebileceği bir ortam sağlamaları, çok hoşumuza gitti.

İlk akşamdan şehrin kendine has bir çekiciliği olduğunu anlamıştık. Meksika’yı terk etmek gerçekten kolay olmuyordu. Herhalde ileride sadece Meksika için aylarca sürecek bir gezi yapabiliriz.

Merida Maya Dünyası Müzesi (Gran Museo del Mundo Maya)

Biz gidemedik ancak giden arkadaşlarımızdan Maya’ların tarihini ve kültürünü anlatan çok güzel bir müze olduğunu duyduk. Gelmişken kaçırmayın deriz.

Catedral de San lldefonso

1598 yılında tamamlanan Katedral hem gündüz hem de gece çok ihtişamlı duruyor. Özellikle gece fotoğrafçılar için çok güzel görseller sunuyor.

Katedral ile beraber meydanın etrafındaki Saat Kulesi, Belediye Binası ve Casa de Montejo merkezin en can alıcı yapılarını oluşturuyorlar. Belediye binasına girip gezme şansımız olmadı. Dahası avlusuna aldılar ama diğer bölümleri dolaşamadık. Çok güzel resimlerin bulunduğunu okumuştuk. Eğer gidip gezen olmuşsa veya olursa; yorum olarak düşüncelerinizi yazarsanız seviniriz.

Meydan, ayrıca ağaçların gölgesinde oturup etrafı izleyebileceğiniz banklarla dolu. Haftanın hemen hemen her günü kültürel etkinlikler oluyormuş. Pazar günleri sokakları bisikletçiler için trafiğe kapatıyorlarmış.

Şehir tam bir park cenneti. Bazılarında hafta sonları müzik-dans gösterilerine denk gelebilirsiniz. Festivalden dolayı zaten her yerde sahneler kurulmuştu, müzik ve dansa doyduk 🙂 Parque de Santa Ana, Parque de la Madre, Parque de San Lucia, Parque de Santiago, Parque Hidalgo yorgunluğunuzu atacağınız parklardan sadece birkaçı…

Merida Yeme-İçme

Yucatan bölgesinde geleneksel Meksika yemeklerinin yanında Maya kültürünün Avrupa ve Karayip etkileşimi ile kendine has bir mutfağı var. Yerel yemeklerini denemek için Chaya Maya Casona restoran tavsiye edilmiş ama yoğun tempomuzda  deneme şansımız olmadı. La Parilla restoran ise diğer alternatiflerden biri, burada yedik, fena değildi. Kafe-bar alternatifi fazla, Starbucks ve fastfood zincirleri de mevcut…

Meydanlarda sokak satıcıları ve etrafında da daha ufak tefek lokallerin gittiği yerler var. Bir akşam lokal yerlerin birinde yedik ama tacoları mısır unundan ve biraz ağır olduğunu belirtelim. Eğer yemek konusunda sıkıntılıysanız; OXXO marketler kurtarıcınız olabilir. Her çeşit sandviç ve farklı yiyecek hatta peynir bile bulma şansınız var. Daha ekonomik gezenler veya lokaller gibi takılmak isteyenler için Mercado Lucas de Galvez hem alışveriş hem de yemek için ideal.

Merida Konaklama ve Nerede Kaldık

Hotel Maria Jose’de 4 gece kaldık. Gecesi 2 kişi sadece odaya 570 Peso verdik. (Ekim 2016) Otelden kesinlikle çok memnun kaldık. Ayrıca güvenli otoparkı olması en büyük artısıydı.

Merida, hem güvenli olması hem de yurtdışından ulaşımın kolay olmasından dolayı oldukça turist çekiyor. Ayrıca son zamanlarda yaşamak için de tercih ediliyormuş. Bu kadar turistik olan bir yerde her bütçeye uygun konaklama alternatifi de doğal olarak çok fazla.

Merida Ulaşım

Maalesef Türkiye’den direkt uçuş henüz yok. Ama 21 Ağustos 2019’da THY’nin İstanbul’dan Mexico City ve Cancun uçuşları başlayacak. Her iki şehirden de otobüs veya araba kiralayarak da ulaşmak mümkün.  Ama gezi planınızda sadece Merida varsa Avrupa aktarmalı gitmek daha kolay olacaktır. Havaalanının adı; Manuel Crescenco Rejon (Kodu MID).

Şehir içinde otobüs kullanılabilir ama yürüyerek gezmek daha keyifli her yer zaten birbirine yakın. Zamanınız kısıtlıysa; turist otobüsleri ile gezilebilir. Biz çok sıcak bakmasak da şehrin tarihi bölgesinde fayton gezileri var… Çevresini gezmek için araba kiralanabilir. Ayrıca bir sürü tur acentası var.

Merida BMW Servisi

Şehrin kuzeyinde yer alna servis ve satış mağazası 2016’da gittiğimizde daha yeni açılmıştı. Biz sadece yağ değişikliği yaptık. Birçok motosiklet parçası, ekipmanı ve kıyafeti bulabileceğiniz bir mağazası var. Ayrıca çalışanlar da biz gittiğimizde çok ilgiliydiler.

Alecka Motor Merida’nın lokasyonu için google haritası https://goo.gl/maps/56cSp8ZUztu

Meksika hakkında paylaştığımız gözlemlerimizi okumak için tık tık…

Keyifli geziler…

Ayfer & Onur Öznar

Faceboook : AyferOnur Seyahatnamesi

Instagram : AyferOnur Seyahatnamesi

Youtube: AyferOnur Seyahatnamesi