"Enter"a basıp içeriğe geçin

Guatepe ve El Penol Kayası

Guatepe’nin renkli sokaklarından…

Renklerin ve Basamakların Cazibesi: GUATEPE 

Medellin’e sadece 2 saat uzaklıktaki rengarenk seramik işlemeli evleri, doğası ve insanlarının sıcaklığı ile içinizin ısınacağı Guatepe Kolombiya’ya gelindiğinde kesinlikle görülmeye değer. Birçok kişi bu bölgeye özellikle Peñol tepesinden izlenen müthiş manzarası için Medellin’den günübirlik gelmeyi tercih etse de 1 veya 2 gün kalmanızı tavsiye ederiz. Medellin’den muhteşem manzaralar eşliğinde geldiğimiz Kolombiya’nın bu renkli kasabası Guatepe’yi çok sevdik. Bütün binaların alt dış yüzeyi resimlerle boyalı ve ilk 52 yıl önce başlamış. 2007 yılından sonra da fakir ve zengin arasında ayrım olmaması için gerekli malzemenin temini belediye tarafından karşılanmaya başlanmış. Zócalo diye adlandırılan bu kabartma resimler şehre ayrı bir güzellik katıyor. Bu renkli şehirde yaşayan Kolombiyalıların hem sıcakkanlı hem de yardımsever olmaları burayı sevmemizde ayrıca etkili oldu.

Böyle renkli bir belediye binasında kim çalışmak istemezki 🙂

Bir baraj gölünün kıyısında yer alan kasabada sadece evler değil, devlet dairelerinden, bankasına kadar her yer renkli. Meydandaki sevimli kilisesi, parkı, restoranları, renkli otelleri ile inanılmaz huzurlu bir yer. Guatepe Quechua dilindeTaşlar ve Su” anlamına geliyormuş.

Medellin’den Guatepe’ye gelirken yol manzaraları bile müthiş…

Kasaba çok küçük o yüzden bir iki turda bütün kasabaya hakim oluyorsunuz. Rengarenk hediyelik eşya satıcılarının arasında kayboluyorsunuz. Tirübün gibi yapılmış renkli basamaklarda oturup ister içeceğinizi yudumlayın isterseniz sadece etrafı izleyin.

Bu meydanın hemen başındaki kafeden kahve içmeyi unutmayın. Kolombiya deyince zaten ilk akla gelen şeylerden biri kahve ve buranın da kahvesi lezzetliydi. Ayrıca hafta sonları bu meydanda gençler eğleniyor. Dansa hazırlıklı olun…

Masalsı bu renkli kasabada zaman su gibi akıp gitti…

Guatepe zaman içerisinde Kolombiyalı zenginlerin yazlık bölgesi olmuş. Bir zamanlar Pablo Escobar’ın da bir çiftliği varmış ve Cali karteli tarafından Escobar ölmeden önce yakılmış. Gölde tekne turları yapılıyor ve tur sırasında Escobar’ın çiftliğinin önünden de geçiliyormuş. Biz bu tura katılmadık. Diğer bir aktivite ise zipline. Gölün üstünden giden kısa bir zipline hattı var ama daha çok çocuklar için gibi duruyordu.

Kaldığımız otelin sokağından…

İlk günümüzü bu renkli kasabanın sokaklarında dolaşıp huzuru hissederek geçirdik. Biraz serin olsa da kaldığımız otelin terasında gölün manzarasını izleyip geceyi sonlandırdık. Noel hazırlıklarının tatlı telaşı başlamış ve her yer ışıl ışıldı.

Akşam ışıl ışılız…

Guatepe’yi sevsek de uzun kalmayı planlamıyorduk ama kalmak için bahane çıkmıştı…

Her şey harika derken gece ilk Onur’un karın ağrısı tuttu. Üşüttü diye düşündük ama ertesi sabah Ayfer’de de karın ağrısı başlayınca akşam yediğimiz pizzanın dokunmuş olacağına karar verdik. Geziye çıktığımızdan beri ilk defa bir şey dokunuyordu. İkinci günümüzü maalesef biraz tatsız geçirdik.

Bu şartlar altında El Peñon de Guatape’ye çıkmak da hayal oldu. El Peñon de Guatape (diğer adı Piedra del Peñol) dünyadaki en güzel manzaralardan birini sunuyor. 220 metre yüksekliğindeki defasa kaya parçasının tepesinden muhteşem manzara ayaklarınız altında kalıyor. Bu manzarayı izlemeden buradan ayrılmak olmaz diyerek bir gece daha kalmaya karar verdik.

El Peñon de Guatape (Piedra del Peñol)

Ertesi gün kendimizi daha iyi hissetsek de bu sefer hava bizden yana değildi. Hava kapalı ve hafiften yağışlı olunca bir gece daha mı kalsak diye düşünmeye başladık. Alman arkadaşımız Klaus’ın da geliyor olması kalmak için iyi bir bahane oldu 😊

Guatepe’yi anlamlı yapan şeylerden biri de Ayfer’in doğum gününün bu sevimli şehre denk gelmesi oldu. Doğum günü bahanesiyle hep bilikte sahile bakan restoranlardan birinde yemeğimizi yedik. Her zamanki gibi bol gülmeli neşeli bir gece geçirdik.

Nuestra Señora del Carmen Kilisesi ve Guatepe Parkı…

Artık kendimizi daha yi hissediyorduk ve hava da tam tepeye çıkmalıktı. Otelin hemen önündeki meydandan tuktuklar kalkıyor ve motosiklet yerine eğlenceli bir şekilde onlarla El Peñon kayasına gitmeye karar verdik. İlk yanına gelip kayayı gördüğünüzde bu mu diyorsunuz.  Eh, dile kolay 659 basamak çıkılacak! Pek kolay olduğu söylenemez…

Biraz zahmetli de olsa önce kayanın içinden gidilen 659 basamak ve bir kule ile devam edilen 81 basamak sonrasında manzara izleme noktasına ulaştık. Ama ne manzara!

Ayaklarımızın altında kalan güzellikler…

Her çıktığınız basamaktan sonra daha ne kadar güzelleşebilir diyorsunuz. Eğer Kolombiya’ya geldiyseniz kesinlikle görülmeye değer…

Toplam 740 basamak mı çıkmışız???

Bu kadar basamaklı bir günden sonra hemen ayrılınmaz diyerek bir gece daha kalıp dinleniyoruz. Yarın sabah tembelliğe son ve yol bizi bekler…

Huzurlu ve renkli geçen günlere veda…

Guatepe kasabasının şirin merkezinin fotoğrafları için linki tıklayınız…Fotoğraflarımız…

El Peñon fotoğraf albümümüz için linki tıklayınız…Fotoğraflarımız…

 

 

2 Yorum

  1. Metin Ay Metin Ay

    Keyifli bir yazı olmuş bir çırpıda okudum. Çektikleriniz bütünlüğü sağlamış emeğinize sağlık. Pablo Escobar’ın “Narcos” dizisini izlemenizi tavsiye ederim. Gezdiğiniz yerlere biraz daha anlam katacaktır. Yaşamın her anının keyfini çıkarmanız dileğiyle.

    • Tavsiyeniz, yorumunuz ve iyi dileğiniz için çok teşekkürler. İnternetimiz ve fırsatımız oldukça diziyi izlemeye çalışıyoruz Sevgiler, selamlar…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir