İrlanda’da Islak Ama Çok Keyifli Bir Hafta
İskoçya’da geçirdiğimiz keyifli günlerin ardından İrlanda‘yı da keşfetmeye hazırdık. Isle of Skye’dan ayrıldıktan sonra, yolda kalacak yer bulamayınca yağmurla birlikte Glasgow’a ancak geç saatlerde gelebildik. Gece burada iyi bir uyku çekip ısındık. Artık İrlanda’ya geçmeye hazırdık. Feribot biletimizi internet üzerinden aldığımız için kafamız rahatça kahvaltımızı edip yola çıktık. İskoçya’nın güzel doğasının içinde son bir kez daha ıslanarak feribotun kalktığı Cairnryan kasabasına ulaştık. Özellikle deniz kıyısında gittiğimiz bölümleri çok beğendiğimizi not etmişiz günlüğümüze 😊 Feribot geçiş bilgisi için linki tıklayınız… Feribot Geçişleri
Kuzey İrlanda’ya “Merhaba”
İki saatlik feribot geçişi ile Kuzey İrlanda topraklarına ayak bastık. Larne kasabasından Carrickfergus’da 2 gece için ayarladığımız Premier Inn otele gidişimizde, yolun inek sürüleri tarafından kapanması, muazzam yeşil doğa örtüsü ve enfes yollar, bizi İrlanda için iyice heyecanlandırmaya yetti. Otele geldiğimizde görevlilerin sıcak tavırları ise İrlanda’dan çok keyif alacağımızın ilk sinyalleriydi.
Carrickfergus’un sahil kısmında günü batırıp üşüyene kadar takıldık. Kasabanın en önemli yapısı hemen limandaki Carrickfergus Kalesi (Carrickfergus Castle), biz vardığımızda kapanmıştı. En son 16.30’da ziyaretçilerin girişine izin veriliyor ve 17.00’de kapanıyormuş. Kalenin kendisi bile tek başına güzel fotoğraflar çekmek için çok fotojenik duruyor. Gün batımının kaleye yansıması ve akşam ışıklandırılmış halini de izlemek ayrıca keyifliydi. Bir Norman kalesi olan Carrickfergus Kalesi; İskoçyalılar, İrlandalılar, İngilizler ve Fransızlar tarafından kuşatılmış ve 1928’e kadar da önemli bir askeri rol oynamış. Günümüzde de İrlanda’daki en iyi korunmuş Orta Çağ yapılarından biriymiş.
Ertesi gün Carrickfergus’dan Belfast’a günübirlik tren ile gittik. Kaldığımız yerden 35 dakika kadar sürdü ve çift yön 4.50 sterlin. Belfast yürüyerek rahatlıkla gezilebilecek ufak bir başkent. Cumartesi günü olduğu için miydi bilemiyoruz ama gündüz sokaklar çok sakindi. Epey de şaşırdık bu duruma aslında ama sakince de dolaşmamız iyi oldu.
Belfast’ı, deniz kıyısından başlayıp şehrin içinde devam edecek bir yürüyüş planı ile gezmeye başladık. Titanic Meydanında Titaniği hatırlayınca; sabahın serinliğine hüzün de karışmıştı. Geminin tersaneden ayrılış fotoğraflarını gördüğümüzde neredeyse 100 sene geriye gidip ortamı hayal ettik. Titanik filminin kareleri bir anda gözümüzde canlandı. Ne büyük umutlar ile yapıldığı tersaneden, şehirden ayrılan geminin tekrar geri dönememesi ve giden canlar. Ne umutlar, ne hayaller söndü kimbilir?
Biz müzeyi pas geçtik ancak vaktiniz varsa gezebilirsiniz. Mayıs ayında Belfast Titanic Maritime Festivali oluyormuş. Daha sonra Lagan nehrinin kıyısında Waterfront bölgesine doğru yürüdük. Yolumuz üzerindeki Büyük Salmon balığını (Big fish) fotoğraflayıp yürüyüşümüze devam ettik. 10 metre uzunluğundaki Salmon heykelinin üzerinde Belfast tarihi ile ilgili yazılar ve fotoğraflar var.
Şehir içinde ise Belediye Binası – Belfast City Hall, Ulster Konser binası, St. Anne’s Katedrali (Belfast Katedrali diye de geçiyor.), St.George’s Marketi görülecekler arasına alınabilir. Market kapalı olduğu için dolaşamadık. Şehrin önemli simgelerinden biri olan Albert Memorial Clock ise dolaşırken sık sık karşımıza çıktı.
Victoria Meydanı’nın olduğu çevre ise akşam üzeri iyice hareketlendi. Bu bölgede çok fazla mağaza, kafe, bar, restoran ve trafiğe kapalı sokaklar var. Şehrin kalbi diyebiliriz. Victoria Meyadanı’nın hemen komşusu Donegall Place de şehrin en geniş alışveriş caddesi, hangi markaların olduğuna dikkat etmedik ama mağaza çoktu…
Ayrıca merak ettiğimiz için Katoliklerin ağır bastığı Falls caddesi ve Protestanların ağır bastığı Shankill caddelerine yürüyerek gittik. İki bölgenin arasında kalan duvarı, kapıları ve her iki bölgede yaşanan acıları hatırlatan anıtları gördük. Duvarlarda yaşanan acılar resmedilmiş…
Bizim yürüyerek yaptığımız bu geziyi Belfast’da siyah taksiler ile yapabilirsiniz. Yaklaşık bir saat civarı sürüyor ve taksiciler o günleri anlatarak güzel rehberlik yapıyor diye duyduk. Belki biz de öyle yapabilirdik ancak yürüyerek de gördüklerimiz; o günleri ve acılarını yaşatmaya, hissetmeye yetti.
Her iki bölge Hop-On Hop-Off otobüs turunun da durakları arasında, güncel bilgiler ve diğer turlar için linki; Belfast Hop-On Hop Off Tours Yürümek istemeyenler için kolay ulaşım sağladığı gibi şehrin gezilmesi tavsiye edilen bütün yerlerini de görme şansınız olacak. “Game of Thrones” hayranları için dizinin çekildiği mekanlara yapılan Game of Thrones turu ilgi çekici olacaktır. Zaten bir kısmını motosikletle geçeceğimiz için ayrıca bir tur alma gereği duymadık…
Aslında Belfast veya Derry şehirlerine gelmeden İrlanda’nın tarihini, İrlanda’nın ikiye ayrılma ve birleşememe sebeplerini, IRA’yı ve çatışmayı incelemek gerekiyor. Hatta o dönemleri anlatan filmleri de izlemek görsel olarak faydalı olacaktır.
Kuzey İrlanda’daki duvar resimleri, bölgenin geçmişini ve şimdiki siyasi ve dini bölünmeleri betimleyen Kuzey İrlanda’nın sembolleri haline gelmiş. Sadece ülkeden değil uluslararası çizimlerin de yer aldığı The International Wall bölgesinde de birçok siyasi resminlere yer verilmiş…
Şehrin merkezine geldiğimizde ise hareketlenmiş bulduk. Caddede dolaşan eğlence bisikletlerini pedallayan bekarlığa veda particilerin müzik sesleri her yerden duyuluyordu.
Evet uzun yürüyüşten sonra kendimizi Fish & Chips ve Guiness ile ödüllendirme vakti gelmişti. Victoria Meydanında gözümüze kestirdiğimiz Fish City’de denemeye karar verdik ve oldukça mennun ayrıldık.
Carrickfergus’a geri döndük. Bugün Belfast’da 16 km yol yürümüşüz.😊 Bu arada unutmadan Kuzey İrlanda’da Belfast ile Carrickfergus arası kullandığımız tren hem temizlik açısından hem de ücretsiz sunduğu kablosuz hızlı internet hizmeti ile bizi şaşırttı.
Gezimizin bugün 404. günündeyiz. Yollar artık bize memleket olmuş 😊 Hazırlanıp yola çıkıyoruz. Hedefimiz önümüzdeki bir hafta içinde İrlanda’yı saat yönünün tersine sahil yolunu takip ederek dolaşıp Dublin’e ulaşmayı planlıyoruz.
Yola çıkmadan önce oteldeki görevlinin bir iyiliğine daha şahit oluyoruz. Sonuçta Birleşik Krallık topraklarından ayrılacağız ve para birimi euro olan İrlanda Cumhuriyet’ine geçeceğiz. Ama tekrar İngiltere’ye geçeceğimiz için bizim kafamız rahat cebimizde kalan sterlinleri orada harcarız değil mi? Gerçekler öyle değil, İrlanda’da basılmış kağıt paralar İngiltere’de geçerli değilmiş. O zaman elimizdeki İrlanda sterlinleri ne olacak, sağ olsun oteldeki görevli yardımcı oldu. Elimizdeki paraları, ellerinde mevcut olan İngiltere’de basılmış paralar ile değiştirdi. Nasıl olsa bizim burada geçiyor diye bizi uğurladı…
Hava pırıl pırıl, masmavi gökyüzü denizle buluşuyor. Son günlerdeki yağmurlu ve gri hava kendini enfes bir güne bırakmış. Sahilden ilerlerken içimiz çocuksu bir neşe ile doluyor. İlk durağımız bir asma köprü. Motorumuzu Carrick-a-Rede asma köprüsünün motor parkına bırakıyoruz.
Köprüden geçip küçük adaya devam etmek isterseniz ücretli. Biz hem köprüyü hem de adayı net görebileceğimiz bir yere kadar ilerledik. Sonra biraz oturup manzaranın tadını çıkardık. Yaklaşık 350 yıl önce balıkçılar Atlantik Salmon balığını yakalamak için buraya ipten bir geçiş kurmuşlar. Şu anda ise turistik bir aktivite olmuş. Kişi başı köprü geçişi 7 euro. (13 Ağustos 2017)
Köprüden ayrıldıktan sonra İrlanda’nın en çok ziyaret edilen yerlerinden biri olan Giant’s Causeway’e (Devin Geçit Yolu) doğru gidiyoruz. Giriş çok yoğun, motosikletli olmanın avantajı ile bizi içeri alıyorlar ve motosiklet parkına devam edip park ediyoruz. Yanımıza gelen İtalyan motorcularla biraz sohbet edip müze bölümüne girdik. Müzede çok detaylı ve güzel bilgiler var. Müzenin üst tarafında yürüyenleri görünce biz de o tarafı merak edip çıkıyoruz. Önce üst taraftaki patikayı yürüyüp manzaranın tadını çıkarıyoruz. Daha sonra dönüp bazalt kolonlara doğru giden yolu yürüyoruz.
Üzerimizdeki motosiklet kıyafetleri ile çok konforlu değiliz ama gördüklerimize değiyor. Burada bilet soracaklarını düşündük ama sormadılar. Aklınızda olsun müze içinden geçmek isterseniz bilet soruyorlar. Farkına varmadan beleş girme yolunu da bulmuşuz :). Yaklaşık 60 milyon yıl önce olan volkanik patlamalar sonrasında 40.000 tane bazalt altıgen kolon oluşmuş. Kolonların hepsi sanki itina ile kesilmiş gibi duruyor. Gerçekten çok etkileyici bir yer. Bu etkileyici yer tabii ki Unesco Dünya Miras Listesi‘nde yer alıyor. Benzeri bir oluşumu da Meksika’da ziyaret etmiştik. Bol bol fotoğraf çekip geri dönüşe geçtik. Daha yolumuz uzun 😊.
Yolumuzun üzerindeki Dunluce Castle’a fotoğraf için uğrayıp devam ediyoruz. Açıkcası kalenin içini pek merak etmedik ama konumu enfes. Yeşillik, deniz, falezler, yollar hem güzel hem de keyifli.
Derry (Londonderry diye de geçiyor.) şehrine girdiğimiz saatlerde şehirde kimse yok gibiydi. Motosikletle biraz turlayıp yolumuza devam ettik. Merak edenler için Kanlı Pazar olarak anılan ve 14 masumun ölümü ile sonuçlanan olayların olduğu şehir burası. Aslında vaktimizi daha iyi ayarlayıp burada bir gün kalabilseydik iyi olurdu. İrlanda’da yaşanan olayları daha detaylı öğrenmek isterdik. Eğer biraz fikir edinmek isterseniz Bloody Sunday filmini izlemenizi tavsiye ederiz.
Derry şehrini geçince hiç fark etmeden Kuzey İrlanda’dan çıkıp İrlanda Cumhuriyeti’ne geçiyoruz. Benzin için durduğumuzda euro geçerli olduğunu görünce sınırı geçtiğimizi fark ediyoruz. Bildiğimiz gibi bir sınır geçişi yok. Anlamıyorsunuz bile 😊. T.C. pasaportunuzda geçerli, UK C vizesi var ve İrlanda öncesinde giriş yapılmışsa “Visa Waiver (Vize Muafiyet)” uygulaması ile ekstra vizeye ihtiyaç kalmadan girilebiliyor. (2021 yılına kadar diye biliyoruz, gitmeden önce kontrol ediniz.) Bize sorulmadı ama arada kontrol yapılacak olursa yanlış bilgilendirme yapmış olmayalım…
İkinci bölüm için tık tık İrlanda Bölüm 2…
İrlanda gezi rotamızın yazının başında bahsettiğimiz gibi saat yönünün tersine adayı dolaşarak gerçekleşti. GPS izlerini isteyen olursa bize ulaşabilir veya yorum olarak yazabilirsiniz.
Ayfer & Onur Öznar
Faceboook : AyferOnur Seyahatnamesi
İnstagram : AyferOnur Seyahatnamesi
Youtube: AyferOnur Seyahatnamesi
8 Yorum
İrlanda’yı sizlerle gezmiş kadar oldum, bilgi verici ve güzel ayrıntılara sahip bir yazı olmuş gezgin ruhunuza sağlık.
Gökhan Bey Merhaba,
Yazımızı beğendiğinize sevindik, çok teşekkürler. İrlanda’yı çok severek gezdik ve umarız eksik kalan yerleri görmek için tekrar gitme fırsatını yakalarız. Selamlar…
Karavanla gitmek istediğim ülkeler hakkında yazılarınız sayesinde çok faydalı bilgiler edindim,çok teşekkürler.facebook’tan da güney amerika gezinizi takip etmiştim gerçekten müthişsiniz
Yazılarımız faydalı olabiliyorsa ne mutlu 🙂 Motosikletle gezmeye devam ama ileriki günlerde karavan bizim planımızda da var. Sizin tecrübelerinizden yararlanmak dileğiyle, sevgiler…
Merhaba, bizlerde sizlerle geziyoruz anlatımınızla. Merak ediyor, acaba başka neler var dedirtiyorsunuz. Çok güzel bir yazı olmuş. Hem eğlenceli hem öğretici.
Teşekkür ederiz bilgiler ve görseller için.
Merhabalar, güzel yorumunuz için çok teşekkürler…
Elinize sağlık. Akıcı bir anlatış uslubu ile faydalı bir yazı olmuş.
Yazımızı beğendiğinize sevindik, teşvik edici yorumunuz için çok teşekkürler…