Teksas’ın Yaşanacak Şehri “Austin”
Dallas‘a yapacağımız iş gezisini mesai arkadaşım Levent ile konuşurken bir gün önce gidip Austin gezisi fikri ortaya atıldı. Fikirden sonra da biletlerimizi cumartesi sabahı gitmek üzere ayarladık. Uçusumuzu Atlanta’dan Delta Havayolları ile Dallas’a (Fort Worth International Airport) yaptık. San Fransisco’dan gelen arkadaşımız Tuna’yı da alarak Austin’e araba ile geçtik. Araba ile yaklaşık 3,5 saat sürüyor.
Texas’ın başkenti Austin şehrinde ülkenin en iyi üniversitelerinden biri sayılan University of Texas’ın kampüsü bulunmaktadır. Ayrıca şehir içinden geçen Colorado Nehri‘nin ve çevresinin çok iyi değerlendirilip muhteşem bir görsellik sunuyor olması, ABD‘nin canlı müzik şehirlerinden biri ve güvenli olmasından dolayı yaşamak için ABD‘de en iyi şehirler arasında sayılıyor. Bizim de otele yerleşip kendimizi dışarı attıktan sonraki ilk izlenimimiz bu yönde oldu. Öğrenci ve genç nüfusun fazla olması ise şehre büyük canlılık katmış, şehrin enerjisi gerçekten yüksek.
Cumartesi günümüzü nehir kenarında (Lady Bird Gölü) ve şehir içinde yürüyüş yapıp keşifte bulunarak değerlendirdik. Akşam ise yemek ve müzik için 6. sokaktaydık. 6. sokak (6th street) belli bir saatten sonra trafiğe kapatılıyor. Bana New Orleans Bourbon sokağı ile Memphis Beale sokağı arası bir havayı hissettirdi. Bourbon sokağı kadar çılgın değil ve Beale sokağı kadar da inanılmaz yoğun değildi.
Hemen hemen her bar ve restoranda canlı müzik var. Mekanlardan kulağımıza gelen müziklerin hepsi iyiydi. Gecenin en güzel müziği ise The 512 Pub’da idi. Alt katta DJ tarafından techno tarzı müzik varken üst kat balkonunda rock, blues yapan müthiş bir gruba denk geldik. Her cumartesi gecesi bu grup çalıyor mu bilmem ama yolumuz tekrar düşerse müzik dinlemek için ilk bakacağımız yer bu bar olacaktır. (Bu yazının üzerinden 4,5 yıl sonra tekrar gittik ve maalesef The 512 Pub’un üst katını da techno müziğe çevirmişler. Sokak yine çok hareketli ama gençlere, öğrencilere hitap eden yer ağırlıklı. Bir iki yere girip çıktık ama eski tadı alamadık.)
1886 yılında yapılmış olan Driskill Oteli’de 6. sokak üzerinde yer almaktadır. Otelin etrafı her geçtiğimizde kalabalıktı. Turistik aktivitelerin başında gelse de biz fırsat yaratıp içine girmedik. Bu tarihi, ihtişamlı mimariye sahip otelde bir şeyler yemek veya içmek zevkli olabilir.
Pazar günü nehir kenarında bulunan mekanlardan birinde kahvaltımızı yaptıktan sonra nehir kıyısında uzun bir yürüyüş yaptık. Biraz Tuna’nın yeni döndüğü 3 haftalık Güney Amerika seyahati, biraz iş, biraz kendimiz hakkında konuşarak çok güzel vakit geçirdik.
Nehir, şehri ikiye bölmüş ve iki yaka köprülerle birbirine bağlanıyor. Nehir kıyısında yürüyüş yaparken altından geçtiğimiz bir köprüde yarasa izleme noktaları olduğunu görünce şaşırdık ancak öğrendigimiz kadarı ile her akşam yarasa izleme turları düzenleniyormuş.
Nehrin kıyısında çok güzel parklar, yürüyüş yolları, restoranlar ve kafeler var. Parkurlarda koşan, yürüyüş yapan, bisiklete binen ayrıca gölde kayak yapan müthiş bir kalabalık vardı. Nehir kıyısında birçok yerden kayak veya bisiklet kiralayabilirsiniz. Ayrıca şehrin içinde de bisiklet kiralanabiliyor. Segway turları ile de şehri dolaşmak zevkli olabilir.
Bir sonraki durağımız ise Capitol binası (The Capitol Building) oldu. Binayı ücretsiz gezebiliyorsunuz. Binanın içi ve dışı göze çok hoş gelecek bir şekilde dizayn edilmiş. Bina içinde ana kubbenin altında Texas ile ilgili detaylı figürler var. 4 katlı binanın içe bakan balkonları, her yerden zemin görünecek şekilde planlanmış. İsterseniz ücretsiz rehber eşliğinde de bina gezilebiliyormuş, ilginizi çekerse Teksas tarihi hakkında daha detaylı bilgi sahibi olabilirsiniz. İkinci gidişimizde binanın içini turla gezme fırsatı yakaladık. Rehber eşliğinde 30 dakikalık turla gezmek, bilgilenme açısında daha iyi, saatini ayarlayabilirseniz tavsiye ederiz.
Öğleden sonra yemek için Tuna’nın bulduğu hamburgerciye (Hopdoddy Burger) gittik. Bir saat kadar sıra bekledikten sonra ABD‘de yediğim en iyi burgerlardan biriydi diyebilirim. Üçümüz de yemekten sonra beklemeye değdi fikrinde birleştik. İkinci gidişimizde de burada yedik ve yine çok beğendik…
Geldiğimiz bölge ise SoCo bölgesi (SoCo District-South Congress Avenue). Bu bölge de kafeleri, restoranları ve ufak tefek alışveriş mağazaları ile çok kalabalıktı. Eğer Austin‘e gelirseniz SoCo bölgesine göz atmadan ayrılmayın.
Bizim vakit bulup gidemediğimiz Texas Tarih Müzesi bölge hakkında iyi bir bilgi edinebilmek için ziyaret edilebilir.
Müzik ve film meraklıları için Waterloo Records mağazası çok geniş yelpazesi ile iyi bir seçenek olabilir. Linke tıklayarak mağaza hakkında bilgi edinebilirsiniz.
Şehre araba ile yaklaşık yarım saat uzaklıkta bulunan Hamilton Gölü de günübirlik bir gezi için görülecekler listesine eklenebilir. Linke tıklayarak daha fazla bilgi edinebilirsiniz.
Kaldığımız otel hakkındaki düşüncelerimiz; Holiday Inn-Austin Lake Otel‘de gecesi oda fiyatı vergi dahil 100 dolara kaldık. Otelin nehire veya göle yakın olması yapacağınız aktivitiye göre avantajlı olabilir. Bu otel o bakımdan iyiydi. Ama 6. sokağa yürüyerek 15-20 dakika kadar sürüyor. Eğer geceyi 6.sokak civarında geçirecekseniz şehir içinde bir oteli tavsiye ederim.
Austin fotoğraf albümü için linki tıklyabilirsiniz. Fotoğraflarımız
Onur Öznar
2 Yorum
Çok güzel bir son dakika gezisi olmuş bence.Özellikle yarasa izleme turları bir hayli değişik geldi.Teşekkürler 🙂
Çok teşekkürler Selin. Evet çok keyifli bir son dakika gezisi oldu. İş nedeni ile yapılan seyahatlere, bu şekilde ufak geziler de ekleyince daha eğlenceli oluyor. 🙂