Nikaragua Hakkında Genel Bilgi ve Düşüncelerimiz
Orta Amerika’da Guatemala‘dan sonra en çok sevdiğimiz ülkelerden biri de Nikaragua oldu. Müthiş doğası, güler yüzlü insanları, fiyatlarının diğer Orta Amerika ülkelerine göre daha uygun olması ile gezginler için uğrak noktası diyebiliriz. Ayrıca yolları diğer Orta Amerika ülkelerine göre daha iyi durumda ve güvenli olduğunu da belirtelim. Evlerin çoğu tek katlı ve demir parmalıklı ama kapılar hep açık, önlerinde oturmuş sohbet eden birilerine denk geliyorsunuz. Hayat kapı önlerinde geçiyor. 🙂
Ülkenin Resmi Dili: İspanyolca
Nikaragua Para Birimi: Nicaraguan Córdoba Kur: 1 USD = 29 NIO (Kasım 2016)
Nikaragua vize istiyor mu?
T.C. pasaportu ile giriş yapıyorsanız vize istemiyor. (Vizesiz 90 güne kadar kalınmasına izin veriliyor ama ufak detay var. Yazının sonundaki tavsiyeler bölümünde açıklamayı bulacaksınız…)
Honduras’dan Nikaragua’ya Guasaule kapısından giriş yaptık. İki saatlik sürüş sonrası Leon şehrine hava kararmaya başlarken ve inanılmaz yorulmuş vaziyette varabildik. Sabah çok erken saatte El Salvador’dan ayrılıp iki ülkeden çıkış ve iki ülkeye giriş yapmıştık. Honduras’tan çıkış işlemleri 30 dk., Nikaragua’ya giriş ise 1,5 saat sürdü. Nikaragua sınırı ise şimdiye kadar ki en eğlenceli geçtiğimiz sınır oldu. Her şey acayip kolay ama araç ile giriş bir o kadar da karışık.
Orta Amerika sınır geçiş bilgileri için linki tıklayınız… TIK TIK…
Nikaragua Güzel Bir Ülke mi? Görülmeye Değer mi?
Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi Nikaragua, Orta Amerika’da en çok sevdiğimiz ülkelerden biri oldu. Orta Amerika’nın en büyük gölü olan Nikaragua gölü birçok adacığı barındırmakta. Yerli kabililer bu göle tatlı deniz anlamına gelen “Cocibolca” diyorlar. Ayrıca köpekbalığı ve kılıçbalığı gibi okyanus canlılarını barındıran tek tatlı su gölü olma özelliğine sahip. İşte bu gölde yer alan Ometepe adası bile Nikaragua’ya gitmek için başlı başına bir neden olabilir ki göller ve volkanlar ülkesi çok daha fazlasını sunuyor.
Nikaragua’da nereleri gezdik?
Honduras’tan Nikaragua’ya geçince iyice karanlığa kalmamak için sınırdan direkt Leon şehrine geldik. İlk izlenimimiz; şehri birazcık abartılı tavsiye edilmiş bulduk. Belki çok yorgun varmamızın etkisi de olmuş olabilir. Şehirde bize göre yapacak çok özel bir şey yok. Leon Katedrali, Orta Amerika’nın en büyük katedraliymiş ve içini dolaşıp üst katından fotoğraf çekilebiliyor. Fotoğraflarda gördüğümüz o müthiş bembeyaz katedral tadilattaydı ve hava hep bulutluydu. O yüzden; öyle güzel fotoğraflanacak bir anına maalesef denk gelemedik. Sadece içini gezdik.
Katedralin hemen orada pazar kuruluyor, rakamlar oldukça ucuz. Bir dolara rahatlıkla karnınızı doyurabilirsiniz. Ayrıca marketler de var. Merkezdeki büyük hostellerin genellikle kendi barları var. Turist yoğunluğunu düşününce gece eğlencesi için merkez ideal olacaktır. Biz sakinliği tercih ettik 🙂
Şehirde bir de Devrim Müzesi ziyaret edilebilir. Yıkık dökük bir binada tek odalı müzede; Somoza ailesinin diktatörlüğünün sonlandırılması için verilen mücadele sergileniyor. Leon şehri devrimin başkenti diye anılıyor ve diktatörlüğün elinden kurtulan ilk şehir olmuş.
Şehir içinde yapılacak pek bir şey olmasa da Leon’dan civarındaki volkanlara farklı aktiviteler içeren turlar düzenleniyor. Gün batımı izleme, kızak ile volkandan kaymak gibi aktiviteler var… Eğer tüflü volkanik kumun üzerinde kaymak isterseniz; Cerro Negro Volkanına yapılan sandboarding turuna katılabilirsiniz. Ama kırmızı lava görmek istiyorsanız Telican Volkan turu daha uygun olacaktır. Ya da ikisini birden yapabilirsiniz. Biz tercihimizi Masaya Volkanı’ndan yana yaptık. Nasıl olsa Granada’ya geçerken yolumuzun üzerindeydi ve tursuz motorla gitme şansımız vardı…
İki gece kaldığımız Leon şehrinde bol bol yürüyüş yaptık. Arnavut kaldırımlı sokaklarında, boyası dökülmüş ama renkli tek katlı binalarının arasında dolaşmak ilk günkü olumsuz izlenimizi kenara bırakmamıza yetti. Etrafındaki volkanlarına tur almayacaksanız bile en azından bir gündüz rahatlıkla bu şehirde geçirilir.
Leon şehrinde nerede kaldık?
Şehirde alternatif çok olsa da istediğimiz gibi bir yer merkezde bulamadık. Ya motosikletler için otopark sorun oldu ya da temiz değildi. Yorucu bir günün ardından duşumuzu alıp kafamızı temiz bir yastığa koyup uyumak hariç bir isteğimiz yoktu. Merkezden birkaç sokak daha uzakta ama yine de merkezi konumda olan hostel Malinche’de kaldık. Motosikletleri bahçesine güvenli bir şekilde koymak en büyük avantajımız oldu. Gecesi özel banyolu odasında, iki kişi için 16 dolardan kaldık. Sessiz bir yer olsun derseniz tavsiye ederiz.
Leon şehrine Serkan, Selin ve Pejman ile birlikte gelmiştik. Ama hepimize yetecek boş odası olan bir hostel bulamadık. Serkan ve Selin’le aynı hostelde kaldık. Pejman ise başka bir hostelde kaldı. Ertesi gün diğer motorcu dostlarımız Lea, Gadi ve Stefano da geldiler ve yanımızdaki hostelde kaldılar. Akşamlarımız hep birlikte sohbetle çok keyifli geçti…
Şehirde motosiklet kullanımı çok yaygın. Elektronik eşya, mobilya satan mağazalarda bile motosiklet satılıyor olması dikkatimizi çekti…
Leon’dan Granada’ya Geçişimiz…
Leon şehrinden Granada şehrine giderken yolumuz başkent Managua‘dan da geçti ama içine girmedik. En çok görmeyi istediğimiz yerlerden biri olan Masaya Volkanı yolumuzun üzerinde olunca uğramamazlık etmedik. Volkanın yer aldığı Volkan Masaya Milli Parkı, Nikaragua’nın ilk ve en büyük milli parkıdır. Araçla volkanın olduğu yere kadar gidilebiliyor ama 5-10 dakikadan fazla kalınmasına izin verilmiyor. Zaten 5 dk.dan sonra sülfür kokusu rahatsız etmeye başlıyor. Nikaragua’nın en aktif volkanı olan Masaya Volkan‘ında hayatımızda ilk kez gördüğümüz lav etkileyiciydi ve müthiş bir tecrübe oldu. Akşamları da ziyaret edilebiliyor ama seçim dönemine denk geldiğimizden akşam girişi iptal edilmişti. Gecesini düşünemiyoruz…
Apoyo krater gölü ise özellikle Catarina şehrinden görülmeye değer güzellikte. Gölün çevresindeki kamp alanları veya otellerde kalarak bu bölgede sakin birkaç gün geçirilebilir. Catarina Gözlem bölgesinden (Mirador de Catarina) izlemeye doyamadığınız manzaranın fotoğraflarını çektik. Hele de gün batımında ne enfes olur kim bilir. Göl manzaralı restoranlar ve hediyelik eşya satıcıları da var. Yanınızda yiyecek-içecek bir şeyler götürecek olursanız da banklarda oturup yeme şansınız olduğu aklınızda olsun.
Masaya ve Grana’da arasında “Beyaz Kasabalar” diye bilinen küçük kasabalar var. Beyaz boyalı duvarları ve gösterişli kapıları ile şirin kerpiç yapıların olduğunu okumuştuk. Bu kasabalardan biri olan Diriomo kasabasına da uğradık ama düşündüğümüz gibi bembeyaz binalar değil kasabada daha çok renkli binalar vardı. Bu kasaba sütlü şekerlemeleri ile ünlüymüş. Meydandaki parkta ve duvarlarda oturmuş yerel halkın ilgisini tabii ki kalabalık bir motorcu grubu olarak hemen çektik. Ama bakmaktan öteye gitmediler. Aslında konuşkan ve güleçler… Mirador de Catarina’ya kadar gitmişken buraya da uğranabilir.
Diria Kasabası; efsaneleri ve büyücülük hakkındaki hikayeleri ile tanınıyor. Apoyo Lagünü’nün enfes manzarasını izleyeceğiniz Catarina kasabası en ilgi görenidir. San Juan de Oriente, en iyi seramiklerin işlendiği kasabadır. Niquinohomo’nun ulusal kahramanı, Augusto C. Sandido’nun doğum yeri Nandasmo’dan sonra Masatepe, Jinotepe, San Marcos ve Diriamba gibi diğer kasabalar gelir. Diriamba, 20 Ocak’ta düzenlenen Gueguense Festivali (Gueguense, sömürge döneminden kalma anonim yerli bir tiyatrodur, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası olarak kabul edilmektedir.) ve dini bayramlarıyla ünlüdür.
Apoyo Krater Gölünde yaşadığımız anımızı da paylaşmadan geçmeyelim…
Motosikletle olunca istediğimiz gibi aralara girip etrafı rahatça gezebiliyoruz. Burada da ara yollara girmeyi ihmal etmedik. Göl manzaralı, yıkık dökük evler dikkatimizi çekti ama evlerde yaşayan birilerine denk gelmedik. Gölün fotoğrafını çekecek güzel bir nokta ararken manzarasını ayaklar altına almış yine yıkık dökük ama içinde birilerin olduğu bir eve denk geldik. Evin kapısında duran çocuklardan bahçelerine girmek için izin istedik. Çocuklar bizi içeriye aldı ve dilediğimiz gibi fotoğraf çektik.
Anne ve diğer büyükler de bahçenin diğer tarafındaymış. Ailenin hali hiç de iç açıcı değildi, küçük çocuklara bir şeyler vermek istedik ama yanımızda sadece bisküvi vardı. Olan hepsini çocuklara verdik, gözleri tamam dese de annenin onayı olmadan almadılar. Hemen oracıkta ilk defa yiyorlarmış gibi iştahla yemelerini izledik. Bir taraftan da bizi uğurladılar. Öyle huzurlu bir yerdi ki keşke İspanyolcamız daha iyi olsaydı da bu güzel insanlarla biraz daha uzun sohbet edebilseydik dediğimiz anlardan birini daha yaşadık…
Granada şehri daha turistik, etkileyici, güzel bir kolonyal şehir. Özellikle farklı renklerde boyanmış rengarenk binaları ile çok fotojenik duruyor. Hele o evlerin kapıları yok mu hepsini fotoğraflamak istiyorsunuz. Bizi en çok zorlayan ise yemek konusunda istediğimizi bulamamak oldu diyebiliriz. Amerikan fastfood zincirleri var ama açıkcası buradalarda yemek istemedik. Ancak şehrin merkezindeki parkın içindeki lokal restoranı yerel tatlar için tavsiye ederiz.
Granada’da, Hotel Generalife‘da kaldık. Yeni açılmış çok ufak bir otel. Her konu da yardımcı olmaya çalışan süper tatlı bir sahibi var ve çok temizdi. Kesinlikle tavsiye ederiz. Henüz Google maps’de yerleri yok ancak Morazan sokağına giderseniz rahatça bulursunuz.
Ometepe Adası
Gezimizde şu ana kadar kaldığımız en güzel yerlerden birisi kesinlikle Isla de Ometepe‘de oldu. Hotel Finca Venecia’da göle nazır kaldığımız kabinler bize Türkiye’deki yazlıkları hatırlatan türdeydi. Göl ve volkan manzaralı otelimiz adanın belki de en iyi konaklanacak yerlerinden biriydi. Otelin gidiş yolu üzerinde kalan La Paloma havaalanı ise bize eğlencelik oldu. Haftada sadece birkaç uçuşun yapıldığı havalanı genelde kapalı, biz de motorlarla artistik pozlar vermeyi ihmal etmedik. 😊
Ometepe’de çok keyifli ve huzur dolu 2 gün geçirdik. Hem ada çok sakindi hem de kaldığımız yer. Adada motosiklet ile biraz dolaşma fırsatımız da oldu. Gayet keyifli yeşilliklerin arasında köylerin içinden geçiyorsunuz. Sık sık adadaki iki volkanı (Consepcion ve Maderas) görüyorsunuz. Ayrıca her iki volkana da turlar yapılıyor ama 8-10 saatlik yürüyüşe hazırlıklı olun. Onur’un dizlerinde sorun olduğundan bu kadar uzun süreli yürüyüşler maalesef yapamıyoruz.
Kaldığımız yere çok yakın olan El Ojo de Agua (doğal kaynak havuzu) parka da gittik. Ama çok kalabalıktı. El Ojo de Agua, yanardağ Maderas’tan gelen yer altı nehirinin berrak suyu ile dolu doğal bir kaynak havuzu, renkler muhteşemdi. Kalabalık olmadığı bir zamanda bu havuzda yüzmek keyifli olacaktır. Bizim gittiğimizde biraz fazlaca turistik duruyordu.
Ometepe Adası’na motosikletle ulaşım nasıl?
Biz San Jorge’den adanın Moyogalpa bölgesine feribot ile geçtik. Araçlı-araçsız feribotlar var ve web sayfalarında İngilizce saat bilgisi mevcut. “Ferry” yazanı araç taşıyor, “boat” yazanı ise araç taşımıyor. Dönüşte ise San Jose Del Sur’dan kalkıp San Jorge’ye giden feribota bindik. Ferry saatleri ve Ometepe hakkında daha detaylı bilgiye linkten ulaşabilirsiniz… TIK TIK
Moyogalpa’da ana cadde üzerindeki İtalyan restoranında öğlen yemeği yedik ve hepimiz çok memnun kaldık. Rakamlar adada biraz daha pahalı ama marketlerden alışveriş yaparak yemeğinizi daha uyguna getirebilirsiniz.
Nikaragua’da görmek isteyip de göremediğimiz ve aklımızda kalanlar…
Nikaragua’daki başkanlık seçimine denk geldiğimizden; gece gidemediğimiz Masaya Volkanı ve Eylül ile Aralık ayları arası her pazar yapılan Masaya festivalinin seçim dolayısı ile iptal olması kaçırdıklarımız oldu. İlgisini çekenler için Esteli şehrinde puro fabrikası ve plajları ile çok övülen San Juan del Sur görülebilir, bizim göremediklerimiz ama göreceklerimiz arasında kaldılar. Ayrıca Masaya ve Grana’da arasında “Beyaz Kasabalar” diye bilinen küçük kasabaların da hepsini gezemedik. Tekrar gider miyiz? Kesinlikle, bu ülke daha uzun süre kalmayı hak ediyor…
6 gece kaldığımız Nikaragua’dan büyük keyif alarak ayrıldık. Fiyat açısından da Nikaragua sunduğu doğal güzellikler ile karşılaştırınca Orta Amerika ülkeleri içinde bize daha uygun geldi.
Nikaragua’da Ne Kadar Harcadık?
Ülkenin genelinde toplam 714 kilometre yol yapmışız. 6 gece kaldığımız Nikaragua’da 324 USD harcamışız. Detayları;
- 24 USD Ülkeye giriş ücreti (kişi başı 12 dolar)
- 6 USD Ülkeden çıkış ücreti (kişi başı 3 dolar)
- 3 USD gümrük girişinde motosiklet lastik sprey ücreti
- 144 USD konaklama (iki kişi 6 gece) Motosikleti park edecek yer arayışımız olmasaydı çok daha uyguna kalınır.
- 28 USD benzin (30 litre benzin almışız litresi 93 cent)
- 12 USD motosiklet sigortası (Guatemala’da yaptırdığımız sigorta normalde kapsıyordu ama kabul etmediler. Gümrükte kontrol ediliyor ve tekrar yaptırmak zorunda kaldık.)
- 4 USD motosiklet yıkama
- 7 USD ören girişi (Masaya Volkan girişi; kişi başı 3,5 USD)
- 24 USD ulaşım (tekne geçişleri, taksi, otopark vs. En büyük kalem 9 USD taksi)
- 72 USD yeme-içme (iki kişi)
Nikaragua Diğer Bilgiler ve Tavsiyeler:
- Guatemala-El Salvador-Honduras ve Nikaragua’da toplam kalış süresi vizesiz 90 günü geçemiyor. Hangi ülkede ne kadar kaldığınızın önemi yok toplama bakılıyormuş. O kadar uzun süre kalmadığımız için sorun yaşanır mı bilmiyoruz. Guatemala’da pasaporta giriş damgası vurulduktan sonra diğer ülkelere girişte vurulmadığını okumuştuk ama El Salvador hariç hepsinde vuruldu. Hatta Honduras için 30 gün ibaresi var, bilgiler neye kime göre değişiyor belli değil. O yüzden bu ülkelerde her türlü sürprize hazırlıklı olun. 90 günden fazla kalmak istiyorsanız en kolay yol; Kosta Rika veya Belize’ye geçip tekrar bu ülkelerden birinden giriş yapmanız olacaktır.
- Elektrik 110 volt ve iki ince uçlu priz kullanılıyor.
- Benzinin litresi 93 cent.
- Birçok yerde özellikle konaklamalarda USD kabul ediliyor.
- Musluk suyu içilmesi tavsiye edilmedi.
- Nikaragua, hem İspanyollar hem de İngilizler tarafından sömürgeleştirilmiş tek Latin Amerika ülkesi.
- Kalacağınız yerlerde kesinlikle pazarlık yapın, sezonuna göre indirim yapıyorlar. Kahvaltı dahilse kahvaltısız fiyatını sorarak karşılaştırın. Odaların iki kişi fiyatı daha uyguna geliyor.
- Seçim, resmi tatil vs. varsa normalde düzenli yapılan aktivitelerin o dönemde de olup olmadığından emin olun. Bizim gibi festival var deyip direkt gitmeyin. 9 dolar taksiye ödeyip elimiz boş döndük. Hoş birlikte gittiğimiz arkadaşlardan teki sorduğunu ve varmış dediği için gittik ama birkaç kişiye sormakta fayda var. 🙂
Not: Bizden sonra ülke biraz karıştı ama toparlanması uzun sürmedi, güvenli seyahatlar…
Ayfer & Onur Öznar
Faceboook : AyferOnur Seyahatnamesi
Instagram : AyferOnur Seyahatnamesi
Youtube: AyferOnur Seyahatnamesi
2 Yorum
Güzel bilgi paylaşımı için teşekkürler.
Yorumunuz için biz de teşekkür ederiz.