ABD’nin Rüzgârlı Şehri: CHİCAGO
2004 yılında yaptığımız 4 günlük Chicago (Şikago) gezimiz yeni olmasa da anılarımız taptaze ve bu güzel şehri yazmadan geçmek istemedik. ABD’nin 3. büyük şehri olan Chicago, yılın büyük bir bölümünde havasının soğuk olmasına rağmen canlı hayatı ile sıcacık bir şehirdir. Rüzgârlı şehir olarak anılıyor ancak bu rüzgârlı anlamının daha çok politik olduğu dile getirilmektedir. Michigan gölünün etkisi ile de gerçekten rüzgârlı bir şehir olduğu kesin 🙂 Mayıs ayının sonlarına doğru gittiğimiz Chicago’da serin bir hava hakimdi. Bizden sonra aynı dönemde giden arkadaşlarımız ise sıcak ve rutubetli bulmuştu. Gitmeden önce hava durumunu kontrol etmekte kesinlikle fayda var.
Gökdelenleri, parkları, sahilleri, caz barları, müzikalleri ve hareketli caddeleri ile soğuk olmasına rağmen zevkle gezebileceğiniz keyifli bir şehir Chicago… Bize kaldığımız 3 gün yetmedi. Doya doya gezeceğim, yiyeceğim, müzelerin hakkını vereceğim, akşamları müzikallere, caz dinlemeye gideceğim diyorsanız bir haftaya ihtiyaç var.
Türk Hava Yolları’nın İstanbul’dan direk uçuşunun olması Türkiye’den gelmek isteyenler için büyük kolaylık. ABD’ye yapacağınız bir seyahatte gidişi veya gelişi Chicago üzerinden yaparak en azından birkaç gününüzü bu canlı şehri gezmeye ayırabilirsiniz.
Chicago Gezilecek Yerler ve Yapılacaklar
Cloud Gate veya The Bean: Bizim gittiğimiz dönemde anıt henüz yapılmamıştı. Herhalde Chicago’ya gidildiğinde ilk görülecek ve fotoğraflanacak yerler arasındadır.
Magnificent Mile: Muhteşem mil olarak adlandırılan Michigan caddesinin bir bölümüdür. Restoranları, alışveriş mağazaları, otelleri ile Chicago’nun en hareketli bölgesidir. Burada gezerken kendimizi bir anda Bağdat Caddesinde dolaşıyor gibi hissettik. Büyük Chicago yangınından geriye kalan tek yapı olan Water Tower bu bölgede bulunmaktadır.
Willis Kulesi (Eski adıyla Sears Kulesi): 110 katlı kuleye yoğunluktan dolayı çıkamadık ancak ilk fırsatta şehri ayaklarınızın altına alacak bu kuleye çıkmanızı tavsiye ederiz. Kulenin 103. katında yer alan ve havada yürüyormuş etkisi bırakan camdan teras (skydeck) ise kaçırılmayacak bir deneyim olacaktır.
Hancock Kulesi: Sears kulesine çıkamayınca biz de şansımızı Hancock kulesinde denedik. Akşam üzeri çıktığımız kulenin 360 Chicago isimli gözlem katından, hem gündüz hem de gece kuşbakışı şehri ve Michigan gölünü izlemek çok keyifliydi. 95. katta yer alan restoranda yiyeceğiniz bir akşam yemeği unutulmazların arasına girebilir. Restoranın bilgileri için web sitesine (signatureroom.com) göz atabilirsiniz.
Navy Pier: Chicago’nun görmeden dönülmemesi gereken yerlerinden biri de Navy Pier’dir. Hem gezmek hem de eğlenmek için ideal, özellikle çocuklu aileler için çok fazla seçeneğin bulunduğunu da hatırlatalım. Dönme dolap her yaş için keyifli olacaktır. Yemek için de bol seçeneğin olduğu Navy Pier’den gölde ve nehirde yapılan tekne turlarına da katılabilirsiniz.
Milenyum (Millennium Park) ve devamındaki Grant Parkları arasında kalan Sanat Müzesini de (Art Institute of Chicago) gezilecek yerlerin arasına eklemeyi unutmayınız. Shedd Akvaryum, The Field Müzesi, Adler Planetarium ve Bilim ve Endüstri Müzesi (Museum of Science and Industry) zamanınıza göre şehirde gezilecekler arasında yer alıyor.Bu müzelerin olduğu alan Müze Kampüsü (Museum Campus) diye geçmektedir ve Grant Parkın güneydoğu ucunda yer almaktadır.
Eğer müzeleri gezecek ve birçok girişi ücretli olan aktiviteleri yapmayı düşünüyorsanız daha uyguna gelebilecek iki seçenek var. Birinci alternatif; yapılması, görülmesi tavsiye edilen 25’in üzerinde yerin dahil olduğu Chicago Go Card‘ı kalmayı planladığınız gün sayısına göre günlük veya 5 güne kadar çıkan seçeneklerden birini almak olacaktır. Yetişkinler için fiyatı 85-175 dolar arasında değişiyor. Hepsine yetiştirmem zor derseniz kendi zevkinize göre de seçebiliyorsunuz, seçiminize göre indirimli fiyat çıkıyor. Ya da Skydeck ve seçenekli müzelerin olduğu Chicago CityPass bileti de alabilirsiniz. Giriş ücretlerinin rakamı hem daha uyguna gelir hem de uzun kuyruklarda beklemeyip önceliğiniz olacağından zamandan kazanırsınız.
Şehirde geçirecek az vaktiniz varsa Big Bus Tours Hop-On Hop-Off otobüsleri ile gezerek hem İngilizce gezdiğiniz bölgeler hakkında bilgi alıp hem de görülmesi gereken birçok yeri görme şansınız olur. 14 farklı durağı var ve istediğiniz durakta inebilir veya binebilirsiniz.
17 Mart’da kutlanan St. Patrick gününün, ABD’de en çoşkulu kutlanan şehirlerin başında da Chicago gelmektedir. Eğer denk getirirseniz çok keyifli bir gün geçirebilirsiniz. O gün her yer yemyeşil yanınızda yeşil bir kıyafet getirmeyi unutmayın 🙂 Nehir bile o gün yeşile boyanıyor…
Dünyanın en büyük ve iyi orkestralarından biri olan Şikago Senfoni Orkestrasının (Chicago Symphony Orchestra– CSO) konserinin olup olmadığını gitmeden önce kontrol etmenizi tavsiye ederiz.
Chicago Theater’da da performanslardan biri izlenmeye değer. Etkileyici tarihi binanın içinde ayrıca tur da düzenlenmektedir.
Chicago, farklı etnik gruplara ait mahalleleri ile de canlı bir şehirdir. Bu çeşitlilği yaşamak, farklı lezzetleri tatmak isterseniz bu mahallelere de uğramamazlık etmeyin. Buradaki Çin Mahallesi ABD’de sayılı Çin Mahallelerinden biridir. Chicago, Meksika ve Porto Riko kökenlilerin ABD’de en yoğun yaşadıkları yerlerin başında gelmektedir. Ayrıca şehir deniz kenarında olmasa da birbirinden güzel plajları sahip olduğunu hatırlatalım. Yazın gidiyorsanız yanınızda mayonuzu getirmeyi unutmayın.
Şehirde yeterince vakit geçirdim, müzelerini gezdim, bütün yapılacakları da yaptım ama biraz da çocuklar gibi eğlenmek, adrenalin dolu saatler yaşamak istiyorum diyorsanız Six Flags Great America eğlence parkı sizi çağırıyor. Şehir merkezinden araba ile yaklaşık 1 saat kuzeyde kalan eğlence parkı, özellikle gençler ve böyle bir yere daha önce gitmemiş olanlar için süper eğlenceli olacaktır. Giriş ücerti ve daha fazla bilgi için linki tılayabilirsiniz.
Bizim için biraz fazla yağlı ve soslu olsa da pizza severler tadına bakmalı deriz.
Chicago Ulaşım
Şehrin yerden 30 metre kadar yukarıda giden metrosuna binip bir tur atmak da keyifli olabilir. CTA (Chicago Transport Authority) hem downtown bölgesindeki ‘loop’ hem de şehrin diğer bölgelerini bağlayan geniş bir raylı ve otobüs ile desteklenen toplu ulaşım sistemidir.
Biz New Jersey’den araba ile gittiğimiz için uzak bölgeleri araba ile yakın yerleri ise yürüyerek gezmeyi tercih ettik. Kaldığımız Swissotel Chicago’nun konumu da her yere yürüme mesafesindeydi.
Chicago O’Hare International Airport ABD’nin en yoğun havaalanlarından biridir. Terminaller arası ulaşım ücretsiz tren seferleri ile sağlanıyor. Türk Hava Yolları, O’Hare (kodu ORD) havaalanından İstanbul’a direkt seferlerini gerçekleştiriyor. Los Angeles’ta yaşadığımız dönemde THY’nın direkt uçuşu henüz başlamadığından Şikago havaalanından THY ile İstanbul uçuşlarımızı yapardık. Şehirde en çok bulunduğumuz bölgesi diyebiliriz 🙂 Hele kış uçuşlarında iyi eziyet çekmişliğimiz vardır 🙂 Havaalanı, şehir merkezinin 27 km kuzeybatısında kalmaktadır.
Diğer havaalanı ise Midway Airport‘tur. Bu havaalanından Amerika kıtası ve ülke içine seferler vardır. Her iki havaalanı bilgisine linkten ulaşabilirsiniz. Web sayfasında şehir içine toplu taşıt ve diğer ulaşım şekilleri ile bilgiler de var.
Şikago’da konsolosluğumuz bulunmaktadır.
Kaldığımız Swissotel‘den genel olarak memnun kalmıştık ve konumu çok iyiydi. Priceline web sitesinden kendi fiyatımızı vererek ayarlamıştık ama artık eskisi kadar uygun rakamlara ayarlamak kolay olmuyor.
3 Yorum
Elinize saglik, cok guzel bir bilgilendirme.
Çok teşekkürler Mesut…Dilimiz döndüğünce anlattık…