Antarktika’ya Açılan Kapı “USHUAIA”
“Kutuplara Yolculuk” ismini verdiğimiz gezimizin bugünkü hedefi; dünyanın sonundaki şehir diye bilinen Ushuaia‘ya yaklaşmak. Punta Arenas şehrinde gezgin dostlarımız Özlem ve Hidayet (uzaklaryakın) ile geçirdiğimiz keyifli günler sonrasında soğuk bir Patagonya sabahında yola çıktık. Punta Arenas’tan Porvenir‘e sadece sabah 9:00’da feribot var ve hava çok soğuk olunca erken kalkıp bu feribot ile gitmekten vazgeçiyoruz.
Hedefimiz kuzey doğuya doğru giderek Punta Delgada’dan gün boyunca çalışan feribotlar ile Macellan Boğazı’nı geçmek. Yol boyunca sert rüzgar ve soğuk bizi hırpalasa da feribota son araç olarak biniyoruz. En azından bunda şanslıyız Bizi en az yarım saat soğukta beklemekten kurtardı. Atlas Okyanusu ile Büyük Okyanus’u birbirine bağlayan Macellan Boğazı’nı soğuk ve rüzgar eşlik etse de keyifle geçiyoruz.
Soğuk havada önce Cerro Sombrero’ya geliyoruz. İlk başta burada mı kalsak diye düşünsek de gözümüze kestirdiğimiz otelin fiyatını öğrenince benzin alıp yola devam etmeye karar veriyoruz. Arjantin sınır kapısına geldiğimizde soğuktan ellerimiz ve ayaklarımız buz gibi olmuştu. Neyseki iki ülke arasındaki çıkış ve giriş işlemleri hızlı oluyor. Rio Grande’ye vardığımızda orası da soğuk olunca kamp yapmaktan vazgeçtik. Ancak kalacak yer bulmakta da sancılı saatler yaşıyoruz. Not aldığımız hostelde özel banyolu oda kalmamış, resepsiyondaki görevli ortak banyolu bir oda ayarlayabileceğini söylüyor. Başka bir oteli tavsiye etmesi üzerine oraya gidiyoruz ama orada da yer yok. Zaten akşam olmuş yatıp sabah erkenden yola çıkacağımız için ayarladığı odaya yerleşiyoruz.
Ertesi gün ise yine soğuk bir havada Ushuaia’ya doğru yola çıktık. Yol üzerinde pastanesi (Panaderia La Union) ile ünlü Tolhoin şehrine uğruyoruz. Ünlü pastanede kahve ile ısınıp tatlılarımızı da yiyince yola devam…
Müthiş manzaralı Garibaldi geçidini geçerek Ushuaia’ya varıyoruz. Dile kolay yola çıktıktan 8 ay ve 38.000 km sonra Ushuaia’ya varmanın heyecanı var. Ushuaia‘nın girişinde fotoğraf çekilerek bu heyecanımızı ölümsüzleştirmeyi de ihmal etmiyoruz.
Not ettiğimiz birkaç hostele sırasıyla uğrayarak yer bakıyoruz ancak hava öyle soğuk ki motosiklet ile rahat rahat dolaşıp bakalım diyemiyoruz. Mart ayının neredeyse ortası olmasına rağmen hostellerin dolu olması bizi şaşırtıyor. Bazılarında da motosiklet için park yeri yok. Ama fazla uzatmadan ilk akşam için temiz bir hostelin 6 kişilik odasında yer ayarlıyoruz ve odada bizden başka kalan yok.
Panama‘dan Kolombiya‘ya beraber geçtiğimiz başka bir motorcu arkadaşımız Chris de Ushuaia’da. Onunla buluşuyoruz, az sonra Hidayet ile Özlem bizi arıyor onlar da Ushuaia’ya ulaşmış. Konumumuzu söylüyoruz. Bu sırada Meksika’dan bu yana beraber yol aldığımız İranlı arkadaşımız Pejman da ben Ushuaia’ya geldim siz neredesiniz diye yazıyor. Kalabalık bir grup olarak dünyanın sonundaki şehre ulaşmamızı kutluyoruz.
Keyifli bir akşam sonrasında Ushuaia’da ilk sabahımıza Özlem ve Hidayet eşlik ediyor. Hep beraber şehri dolaşıyoruz. Limandan güzel fotoğraflar çektikten sonra Beagle Kanalına yapılan turları araştırıyoruz. Hidayet hiç usanmadan her bir acentaya girip fiyat alıp pazarlık yapıyor. Son dakika fiyat alalım diyor ve şarap sandviç alıp sahilde keyif yapıyoruz. Turdan hemen önce dünyanın sonu tabelasının olduğu parkta da hatıra fotoğraflarımızı çektirmekten eksik kalmıyoruz 🙂
Son dakikada çok büyük indirim alamasak da bir tura dahil olup kendimizi Beagle Kanalının keyifli manzarasına bırakıyoruz. Hoş sohbet saatler çok çabuk geçiyor. Dünyanın en güneyindeki deniz feneri (Faro del Fin del Mundo), müthiş manzaralar, albatroslar, karabataklar, denizaslanları, foklar derken sevimli penguenleri görüp geri dönüşe geçiyoruz. Dönüş yolunda müthiş gün batımı da bize eşlik ediyor.
Dün gece rahat rahat kaldığımız hostelin odası bu gece dolu o yüzden hostelin sahibi bizi yeni odaya yerleştirecekti. Hostele geldiğimizde sabah bize gösterdiği odalardan biri yerine yine 6 kişilik dorm odasına eşyalarımızı taşıdığını görüyoruz. Nedenini sorduğumuzda biraz saygısızca sabah gösterdiği odaların ücretinin farklı ve daha yüksek olduğunu söylüyor. Sabah fiyatının aynı olduğunu söylediğini hatırlatsak da anlaşmak mümkün değil. Zaten odadaki bir grup yatmış vaziyette ve eşyaları tekrar toplayıp diğer odaya veya başka bir yere taşınmak saygısızlık olacak diye bu gece de kalacağız. Ama önce dışarıya çıkıp gece gece kendimize başka bir hostel ayarlıyoruz.
Hostele döndüğümüzde hostelin sahibi başka bir Türk’ün daha hostele geldiğini söylüyor. Hadi canım diyoruz hostelde zaten toplasan 12 kişi var ve dünyanın ucunda Zeynep ile aynı odada kalıyoruz. Bulmuşuz birbirimizi öyle hemen yatılır mı 🙂 Gece hadi yatalım diye diye saatlerce sohbet ediyoruz.
Özlem, Hidayet ve Zeynep ile kaldıkları süre boyunca bir iki gün daha Ushuaia’nın sokaklarını arşınlayıp bol bol sohbet ettik. Özlem ve Hidayet ile buluştuğumuz bir gün oturduğumuz bir kafede Türk bir genç kızımıza denk geldik. Aynı günde 6 Türk’ün Ushuaia’da denk gelmesi gerçekten büyük tesadüf…
Ushuaia’ya kadar gelip de Antarktika hayali yapılmaz mı Antarktika’ya giden gemilerden birinde son dakika fırsatı yakalamak için bir hafta daha dünyanın sonundaki şehirde kaldık.
Bu esnada bolca dinlendik, hostelimizin manzaralı terasında epey vakit geçirdik. Havanın daha iyice olduğu bir gün ise 3 numaralı yolun (Ruta 3) sonuna gittik. Tierra del Fuego (Ateş Toprakları) Ulusal Parkın içinde biten yol birçok kişinin fotoğraf çektirdiği bir hatıra işareti ile son buluyor. Burada Libertad ilgiden birazcık şımardı Bir grup bizimle sohbet ederken bir taraftan da sıra ile Libertad’la bol bol fotoğraf çektirdiler. Tur ile gelen bu kalabalık grup ayrılınca biz de hem kendimizin hem de Libertad’ın fotoğraflarını çekiyoruz.
Parkın içinde birçok yürüyüş parkurları var. Çadır ile gelip bu yürüyüş parkurlarını tamamlamak parkı keşfetmenin en güzel yolu. Biz motorla göle (Lago Acigami) doğru gidiyoruz, manzara enfes. Gölün rengi turkuaz ama fena rüzgar var.
Fazla duramıyoruz ve postanenin olduğu yere gidiyoruz. Dünyanın sonundaki postanede (Unidad Postal Fin del Mundo) biraz ısınıp yanımızda getirdiğimiz kahveyi içiyoruz. Postanede isterseniz ücret karşılığı pasaportlarınıza damga bastırabiliyorsunuz. Şehir içinde ise ücretsiz turizm ofisinde de bastırma şansınız var.
Dünyanın sonundaki postanede çalışan postacı ile selfie çekmeyi de ihmal etmiyoruz. 🙂 Manzaranın keyfine vardıktan sonra hostele dönmek üzere yola çıkıyoruz.
Antarktika tur arayışlarımız devam ederken bir tur acentası ile kafamızdaki rakamdan yüksekçe ama bir daha mı geleceğiz dünyaya dedirten bir düşünceyle Beyaz Kıta’ya tamam diyoruz. Turun başlamasına iki gün kala karar veriyoruz ve heyecanımız tavan yapıyor. Antarktika’ya gidiyoruz… Penguenler, buzullar, balinalar, deniz aslanları, dalgalar belki de fırtınalar bizi bekliyor nasıl heyecan yapmayalım 🙂
Geri kalan günlerde Ushuaia sokaklarını arşınlıyoruz. Hediyelik eşya satan mağazalardan birinin duvarındaki paraların arasında Türk Lirasını da görünce yüzümüzde bir gülümseme oluyor.
Turistik aktivite olarak üst sıralarda yer alan Denizcilik Müzesi’nin (Museo Maritimo) kapısına kadar gitsek de girmiyoruz. Eski hapishane binasında kurulmuş müzenin içinde Cezaevi Müzesi (Museo del Presidio), Deniz Sanat Müzesi (Museo de Arte Marino), Antarktika Müzesi (Museo Antartico) de ayrıca yer alıyor. Girişi 350 peso (yaklaşık 22 USD) ve iki gün boyunca gezilebiliyor. Bu sefer müzeleri gezmek yerine gezgin dostumuz Çağlar’ın yazısını okuyup biralarımızı yudumlamayı tercih ediyoruz 🙂
Şehrin üstünde kalan Martial buzuluna (Glacier Martial) da çıkma gereği duymuyoruz. Manzaranın çok iyi olduğunu söylüyorlar ancak soğuk havada buzula tırmanmak çok cezbedici gelmiyor. Biz Antarktika’da ne buzullar göreceğiz diye hayallere dalmış durumda son hazırlıkları yapmanın peşindeyiz.
Kaldığımız hostelin sahibi 12 gün boyunca motosikletiniz burada kalabilir deyince çok rahatlıyoruz. Zaten Antarktika dönüşümüzde de bir akşam burada kaldıktan sonra yola çıkmayı planlıyoruz.
Ushuaia’da Nerede Kaldık
Torre Al Sur Hostel: Hostel’de bizi en çok şaşırtan ayakkabıların çıkarılmasıydı. Her ne kadar bizim bu hoşumuza gitse de birçok kalanın sevimli bulduğunu sanmıyoruz. Arjantin’deki her otel, hostel veya kamp alanı gibi sabahın 10’unda çıkış yapmak gerekliliği tartışılır bir konu olsa da ama buralar böyle işte 🙁 Hostelin mutfağı saat 20:00’da kapanıyor dolayısı ile akşam yemek veya sıcak içecek yapmak imkansız. Biz 6 kişilik dorm odalarında kaldık. İlk akşam sadece ikimiz olunca özel oda gibi oldu ama ikinci akşam bizim ve diğer gezginlerin eşyaları ile sıkış sıkış ve havasız 6 kişi kalınca çok da keyifli olmadı. Zeynep ile ikinci akşam aynı oda da kalıp tanışmamız hariç olumlu bir yanı olmadı. Gecesi kişi başı kahvaltı dahil 350 peso.
Hostel Aonikenk: Ushuaia’daki ikinci gecemizden sonra Aonikenk hostele geçtik ve 5 gece kaldık. Yeri biraz merkeze uzak gibi gözükse de 10 dk. yürüyüş ile merkeze ulaşabiliyorduk. Dönüşte rampa çıkışı zor olsa da bacaklarımızı çalıştırdığımızı düşünerek çok da takmadık. Hostelde özel odada kaldık ancak banyosu paylaşımlıydı ve 1 gün hariç bizden başka kullanan olmadı. Sezon sonu olduğu için kalan azdı ve hosteli kapatmış gibiydik. Hostelin mutfak ve kapalı terasından manzara güzel olunca vaktimizi hemen hemen hep cam kıyısındaki masada geçirdik. Antarktika turunu ayarlama ve sonrasında turu beklerken burası çok keyifli oldu. Gecesi kahvaltı dahil iki kişi için oda fiyatı 800 peso.
Ushuaia’da Yeme-İçme
Çeşitlilik çok fazla olsa da tabii ki Arjantin’in genelinde olduğu gibi et ağırlıklı restoran sayısı daha fazla. Parilla restoranlarda akşam açık büfe yaygın ve içeceksiz kişi başı 350 peso’dan başlıyor. Deniz ürünleri, balık restoranı var ama rakamlar biraz daha pahalı. Galeria Temica binasının içinde yer alan hapishane görünümlü dizaynı ile renklendirilmiş restoran-bar keyifli bir yerdi…
Beagle Kanal Turu fotoğraf albümümüz için linki tıklayınız… Beagle Kanal Turu
Tierra del Fuego Ulusal Parkı fotoğraf albümümüz için linki tıklayınız… Tierra del Fuego Ulusal Parkı
Ushuaia fotoğraf albümümüz için linki tıklayınız… FOTOĞRAFLARIMIZ
4 Yorum
Mehmet this is Syed Alam (what the heck are you doing…?…lol)
Syed, I took off a year from work. I will be back to work on 9th October 🙂
Çok keyifle okudum…Elinize, dilinize sağlık
Beğendiğize sevindik, çok teşekkürler. Selamlar, sevgiler…