Yunanistan’da Yaşam
Son dönemlerde Yunanistan, ülkemizden yaşamak için gidilen ülkeler arasında anılmaya başladı. Yunanistan’a iş, eğitim, eş veya farklı nedenlerle süreli veya süresiz yaşamak üzere gitmeyi düşünüyor ama yaşam şartlarını merak ediyorsanız bu yazımız az da olsa fikir verecektir. Sizi nasıl bir ortamın beklediğini kafanızda biraz da olsa canlandırmanıza yardımcı olacaktır. 2017 yılından itibaren 7 aydır deneyimlediğimiz gözlemlerimizi paylaşıp zaman içerisinde de yazımızı güncel tutmaya çalışacağız.
Yunanistan’a hangi nedenle gelirseniz gelin Türkiye’den özellikle büyük şehirlerden gelmişseniz zorlanacağınızı hiç sanmayız. Son nüfus sayımına göre yaklaşık 11 milyon olan ülkenin neredeyse 3 te 1’i başkent Atina’nın merkezi ve çevresinde yaşamaktadır (3.8 milyon). Selanik de 1.1 milyon nüfusuyla en kalabalık ikinci şehri. Eh, geri kalan bölgelerde de ülkenin diğer yarısı yaşıyor.
Nüfus olarak yaklaşık 7 katı daha kalabalık olan ülkemiz yüzölçümü olarak da Yunanistan’dan 6 katı kadar daha geniştir. Aslında büyük şehirlerdeki yoğunluk birbirinden abartı farklı olmasa da nüfus yoğunluğu Yunanistan genelinde 85 kişi/km², Türkiye’de ise 102 kişi/km²’dir.
Yaşlı bir nüfusa sahip olan Yunanistan’da ortalama yaş ömrü 81,5. Yaş ömrü uzun olsa da özellikle şehirde yaşayan yaşlılarının, diğer Avrupa ülkelerinde gördüğümüz yaşıtları ile karşılaştırdığımızda çakı gibi olduklarını söyleyemeyeceğiz.
Yunanistan’da Hayat Pahalı mı?
Felsefe, sanat, edebiyat ve siyaset ile dünyaya yön vermiş Yunanistan, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından sosyal ve ekonomik olarak hızlı bir değişim yaşamış, turizm ve gemicilik sektörlerindeki başarısıyla yeniden ayağa kalkabilmiş. 2009’da şiddetlenen global ekonomik krizle birlikte iflasın eşiğine doğru sürüklenmiş. Yüksek kamu harcamaları ve vergi kaçırmaları sonucunda, borç batağında yüzmeye başlamış. Ekonomik durgunluk, rekor işsizlik (son yıllarda düşmüş hali ile %20 civarı) ve grevlerle uğraşıyor gibi bilinse de gündelik hayatta bunu pek gözlemleyemiyorsunuz. Bizdeki gibi bütün kafeler, restoranlar dopdolu, insanlar evden daha çok sanki dışarıda yaşıyor.
Gördüklerimiz toz pembe bir tablo çizse de bizim gitmediğimiz ama Yunan arkadaşlarımızdan duyduğumuz halkın refah içerisinde yaşamadığı bölgelerinin de olduğu. Şehir merkezindeki evsizlerin sayısı da azımsanacak kadar az değil.
Grevler ise; bazen can sıkıcı hale gelebiliyormuş. Toplu taşımacılığı çok sık kullanmadığımız için biz fazla etkilenmiyoruz. Ama geçenlerde ziyaretimize gelen arkadaşlarımız sayesinde biz de yakından takip ettik ve zaman zaman ne kadar vahim durumlar yaşatabileceğini öğrenmiş olduk. Genelde metro ile otobüs aynı anda greve girmiyor ama bazen taksiler de dahil bütün toplu taşıma kilit olabiliyormuş. Grevleri takip edebileceğiniz sayfalar var, İngilizce LİNK…
Yunanistan Yeme-İçme
Yunanistan, yeme-içme konusunda zorluk yaşanacak en son ülkelerden biri olsa gerek. Tatlıdan tuzluya yemekten mezeye neredeyse mutfağımız aynı. Atina’da çok fazla Türk restoranı varmış ama biz henüz denemedik. Taze sebze-meyve yönünden çok zengin ve İstanbul gibi büyük şehirlerden sonra buradakiler inanılmaz lezzetli geldi. Açıkcası en sevdiğimiz yanlarından biri haftada bir kurulan semt pazarları oldu. Çoğu tarlasından toplamış çiftçi tarafından satılıyor. Marketlerden çok ucuz olmasa da ilk elden almanın tazeliği ayrı.
Market zincirlerinin arasında Lidl (Alman markası) en uygun olanı ama her yerde bulmanız zor. AB Food Market, Sklavenitis, My Market, Market In, Bazaar (nispeten daha uygundur), OK (24 saat açık şubeleri vardır) en yaygın olanlarıdır. Ürün fiyatları yaklaşık hepsinde aynıdır. İndirimler ve marka çeşitliliği veya kendilerine özel market markaları ayrıdır. Pazar günleri süpermarketler kapalıdır. Sadece OK ve Bazaar açıktır. Bazaar da erken saatte kapanır. Kasap, pastane, manav bizdeki gibi çok yaygın…
Yunanistan Ulaşım ve Otoban Ücretleri
2004 yılındaki Atina Olimpiyatları için yapılan Atina metrosu şehir içi ulaşımında inanılmaz rahatlık sağlamış. 3 hatta sahip metro sisteminin kullanımı çok rahat. Hatlardan biri havaalanı ve şehir merkezi arasındaki bağlantıyı sağlıyor. Ayrıca otobüs ile de şehir merkezinden havaalanına gitmek mümkün. Metro fiyatı tek yön 10 euro, otobüs ise 6 euro. Gidiş-dönüş biletler indirimlidir.
Tren ve otobüs ile de şehirler arası ve daha uzun mesafelere ulaşım ağları yaygın. Deniz yolu da hem adalarına hem de ülkeler arası çok yaygın. Büyük şehirlerde otopark sorun olsa da araba sahibi kişi sayısı da azımsanmayacak kadar çok. O yüzden kaldırımlara park etmiş araç görmek mümkün. Bu konuda bizi aratmıyorlar.
Tren hatları için linki ; TrainOSE
Otobüs hatları için linki; Ktelbus
Deniz yolu ile ulaşım için linki; Ferries
Taksi ücretleri biraz pahalı kalıyor, aynı yere toplu taşıma ile daha uyguna gidilebilir. Araba kiralamak da kısa süreli seyahatlerde konforlu ve 3-4 kişiyseniz daha ekonomik olabilir. Yalnız araba kiralarken dikkat etmeniz gereken en önemli unsur sigorta kapsamı olmalı. Sigorta var deyip araba çalınmasına, aracın cam, lastik gibi parçalarının çalınması vs. dahil olmayabiliyor. Eğer her şeyi kapsayan bir sigorta alacak olursanız en basit aracın kirası günlük 40 euro civarına gelecektir.
Metro ücreti Atina’da tek yön 1.40 euro, iki biniş 2.70 euro, günlük 5 euro, aylık 30 euro.
Otoban ücretleri araçların cc’ne göre değişiyor. Motosikletle geçişler binek araçlara göre neredeyse %50 daha ucuz. 1.40-2.80 euro arası değişiyor. Kısa bir mesafede bile 5-6 euro geçiş ücreti ödenir. Eski yollar genelde yolu uzattığından ekstra ödeyeceğiniz benzin farkını düşününce değmiyor. Ama motosikletle otobandan gitmek keyifli olmadığından mümkün olduğunca ara yolları tercih ediyoruz. Otobanlarda hızlı geçiş kartları var ama geçiş ücretlerinde indirim yapılmıyor. Ayrıca birden fazla firma olup bazen sorun yaşandığından çok da talep görmüyor.
Atina Ev Kira Rakamları
Ev kira rakamları bölgelere ve evin özelliğine göre farklılık gösterir. Atina’nın merkezinde 250 euroya eski bir ev bulunabilirken bizim oturduğumuz Marousi bölgesinde çok zor. Belki ancak oda kiralayabilirsiniz. İki odalı evler 500 euro civarı. Ama garajlı biraz yeni olsun derseniz rakam hemen 1000 euroya çıkacaktır. Şehirde 250-400 euro, Marousi’de 500-1200 euro arası.
Asgari ücret; Yunanistan’da 684 euro, Türkiye’de euro’nun günlük kuruna göre hesaplayın diyeceğiz bugün 270 euro. Günlük, aylık harcamalar hakkında bilgi verecek olursak belki daha rahat kıstas edebilirsiniz.
Mutfak masrafı: Sebze meyve fiyatları mevsim dönemine göre çok farklılık göstermez. Bizdeki gibi haftada bir gün kurulan semt pazarları vardır. Sabah erken saatlerde market fiyatlarından çok ucuz değildir ama ürünler çok taze olur. Öğleden sonra 3 gibi pazar toplanmış olur, eğer 2 gibi gidecek olursanız neredeyse bütün sebze-meyve-balık indirime girer. Özellikle ertesi gün satma şansları yoksa.
Market fiyatlarından örnek verecek olursak; Et kg; 8-10 euro, Domates kg; 1-1,50 euro, Beyaz peynir 400gr; 4-5 euro, Zeytin kg; 4-5 euro Süt 1lt; 1-2,5 euro (organik olmasına göre değişiyor), Yumurta 6’lı; 1,5-2 euro.
Musluklardan akan su birçok bölgede içilir.
- Su: 10-30 Euro
- Elektrik: 40-100 Euro (Ekonomik krizle birlikte apartmanlardaki merkezi ısıtma sistemleri pek kullanılmıyor. Ya da geç çalışmaya başlıyor. O yüzden klima veya elektrik ısıtıcılar ile ısınmaya çalışıldığından elektrik rakamı duruma göre farklılık gösterebilir. Çok az da olsa doğal gazın olduğu binalar da var.)
- Apartman Aidatı: 5-40 Euro (Merkezi ısıtmanın var olup olmaması veya yakılıp yakılmamasına göre değişiyor.)
- Öğle yemeği: 2 euro civarı en ucuz souvlaki yiyeceğinizi düşünürseniz 3-5 euro’nun altına yemek mümkün olmayacaktır. Genelde şirketler öğle yemeği vermez.
- Akşam yemeği: Kebap fiyatları tabakta 8-10 euro civarı. Alkollü veya alkolsüz içeceklerin rakamı neredeyse aynı. İki kişi 30-40 euro’ya orta sınıf bir restoranda yemek yenilebilir.
- Kahve: 1 euro’nun altına kahve içmek mümkün değil. O da Yunan kahvesi, diğer havalı kahve fiyatları içtiğiniz yere göre 2-4 euro civarı.
- Aylık Toplu Taşıma: 30 Euro (kart fiyatı)
- Tekstilde bizden daha pahalı. (Dünyaca ünlü markalar yerine yerel ürünleri tercih eden kesim daha fazla)
Yunanistan’da aylık ortalama iki kişi ne kadara geçinir?
Atina için örnek verecek olursak;
- Kira 250-1200 Euro
- Su-Elektrik-Aidat 55-170 Euro
- Süpermarket 200-250 Euro
- Semt Pazarı 80 Euro
- Ulaşım 60 Euro
- Yeme-İçme 150-240 Euro (haftanın 5 günü en ucuzundan öğle yemeği, ayda veya haftada 1 kere akşam yemeği yediğinizi ve arasıra bir kafeye gittiğinizi düşünerek hesapladık.)
- Saç kesimi 5-20 Euro (Erkek için bu rakamlar kadınların bakım masrafları hakkında henüz bilgimiz olmadı.)
Toplam; 800-2000 Euro arasında hatta daha fazla bir harcamanız olabilir. Bu rakamın içinde aracınız varsa; sigortası, bakımı, benzin vs., seyahat, otel, şahsi harcamalarımız yok. Kira rakamınız aylık giderinizi belirleyecektir.
Türklere Karşı Davranışları Nasıl?
Özellikle alışveriş yaparken Yunanca bilmediğinizi fark ettiklerinde ilk soruları nerelisin oluyor. Türk’üz dediğimizde 7 ayda bir kez tepkili bir davranışla karşılaştık. Türkiye’den daha sık ziyaret edilen adaları ve bölgeleri haricinde o kadar çok kasabasını gezdik ki oranın bu kadar az olması sevindirici. Televizyonda en çok izlenen diziler; Türk dizileri. O yüzden basit bazı Türkçe kelimeleri öğrenmişler, birisi Türkçe teşekkür ederse şaşırmayın. Gençleri zaten nereli olduğunuzu pek önemsemiyor, özellikle yaşlıları arasında tepkili davranan çıkabileceği konusunda uyarılmıştık. Ama köylerindeki insanlar bile o kadar sıcak davrandı ki umarız hep böyle devam eder.
Bizim orada kurulan semt pazarındaki esnaftan nereli olduğumuzu gülümseyerek soran birkaçının suratındaki gülümsemenin Türk olduğumuzu öğrendikten sonra kaybolduğuna denk geldik ama hiçbir şekilde ters davranmadılar.
O bir kişi nasıl mı tepki verdi? Atina’nın Monastraki bölgesinde Flea Market denilen bir sokak var ve hediyelik eşyadan giyime kadar birçok ürünü bulmanız mümkün. Yunanistan’da el yapımı sandaletler çok yaygın ve burada da seçenek çok. O mağazalardan birinden sandalet bakarken sahibi (öyle olduğunu sanıyoruz) yanımıza geldi ve sohbeti başlatmak için nereli olduğumuzu sordu. Türk’üz dememiz ile birlikte kafasını çevirip bir tek kelime etmedi. Zaten böyle bir durumda uzatmanın anlamı yok deyip biz de ayrıldık. Bu olay Ayfer’i biraz üzdü ve nedenini bilmemek kafasını kurcalasa da unutmak en güzeli. Bizim sana düşmanlığımız olsa zaten ülkende ne işimiz var. Bir kısmının bakış açısı da bu ve doğrusu olduğunu düşünüyoruz.
Yunanca Bilmiyorum Dil Sorun Olur Mu?
Dil bilmemek başta biraz ürkütse de yaşamaya başlayınca bir şekilde hallediliyor. İngilizce biliyorsanız büyük şehirlerde dil konusunda kolay kolay sorun yaşamazsanız. Neredeyse bütün iş kollarında İngilizce bilen birileri var. Pazarda, markette, fırında bile İngilizce anlaşabileceğiniz birilerine denk geliyorsunuz. Ama hangi ülke olursa olsun yaşadığınız yerin dilini az da olsa bilmek o ülkeyi daha yakından tanımanızı ve hissetmenizi sağlayacaktır.
Yunanca Öğrenmek Zor mu?
Yunanca öğrenmek zor mu sorusunun cevabı herhalde kişiye göre değişir şeklinde olacak. Kökleri Fenike alfabesine dayanan Yunan alfabesi; Yunanca dilinin yazımında yaklaşık MÖ 8. yüzyıldan itibaren kullanılmaya başlanmış. Ayrıca Kirilik ve Latin alfabesi dahil olmak üzere birçok alfabenin kökeni olmuş. Özellikle Matematik, Fizik ve diğer bilim dallarındaki bazı semboller de Yunan alfabesindeki harflerdir. Alfabesinde sembollerin ağırlıklı olması dili; Latin alfabesine alışkın olanlar için başta zor yapıyor. Yunan alfabesi 24 harften oluşmakta ve alfa (α)’dan omega (ω)’ya doğru sıralanmaktadır. Orijinal Yunan alfabesi yanlızca büyük harflerden oluşmaktayken, modern Yunan alfabesi hem büyük hem de küçük harflere sahiptir. Ayrıca modern Yunanca’da seslerin üzerine eklenen Tonos (‘ ) işareti bulunmaktadır. Bu işaret (‘ ) üzerine konduğu sesin daha uzun okunması gerektiğini belirtmektedir.
Yunan Alfabesi
Küçük Harfler: α β γ δ ε ζ η θ ι κ λ μ ν ξ ο π ρ σ τ u φ χ ψ ω
Büyük Harfler: Α Β Γ Δ Ε Ζ Η Θ I Κ Λ Μ Ν Ξ Ο Π Ρ Σ Τ Y Φ Χ Ψ Ω
Henüz bir kurs ayarlayıp derslere başlayamamış olsak da Onur’un şirketteki arkadaşlarının yardımıyla günlük konuşma cümlelerini kalıp olarak öğrenmeye çalışıyoruz. Latin alfabede yazarak öğrettikleri için zorlanılmıyor ama Yunan alfabesinde şimdilik zorlanıyoruz. Yemek, sebze-meyve, gıda isimlerinin Türkçe ile benzer olması sayesinde zorlanmıyoruz. Ama markete gittiğinizde ürünlerin içeriği sırf Yunanca yazılmışsa ne aldığımızı bilmeden eve gelebiliyoruz 😊.
Yunanca Nerede Öğrenebilirim?
Üniversitelerde, kurslarda veya özel ders alarak öğrenebilirsiniz. Kurs yerleri, maalesef şehir merkezleri ve bazı adalar hariç çok yaygın değil. Ayrıca üniversitelere göre daha pahalı. Haftada 20 saat 4 haftalık kurslar 320 euro’dan başlıyor. Üniversiteler daha uygun ama dönemleri var, her zaman denk gelemeyebilirsiniz. Gitmeden önce kayıt tarihlerine bakmanızı tavsiye ederiz. Özel ders yaygın, Türkçe de bilen öğretmen bulabilirsiniz. Almak istediğiniz toplam ders saatine göre ücret belirleniyor.
www.languageinternational.com/greek-courses-athens-62703
Yunanistan’ın İklimi Nasıl?
Yunanistan’da yıl boyunca güneşli gün sayısı fazladır ve tipik Akdeniz iklimi vardır: ılık, yağışlı kışlar ve sıcak, kuru yazlar. İklimsel olarak, Yunanistan’da yılda iki mevsim yaşanmaktadır:
– Sıcak mevsimin özellikleri: (Nisan-Ekim ortası) gün ışığının artması, yüksek sıcaklıkların olması ve Ağustos’ta meltem olarak da bilinen Ege rüzgarlarıdır.
– Kış mevsiminin özellikleri: (Ekim ortası-Mart) ortalama sıcaklık bölgesine göre değişir. Genellikle 0-10 derece arasında görülürken kuzey bölgelerde 0 derecenin altına da düşer. Kışın hafif kar yağışı ve yağmurlar görülebilir ancak güneşli günler de sık sık sürpriz yapar.
(Kaynak: Hellenic Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü: www.hnms.gr)
Yunanistan Teknolojik Olarak Türkiye’nin Gerisinde Mi?
Buna direkt evet veya hayır demek doğru olmayacaktır. Türkiye’den ilk gelindiğinde özellikle Atina’nın şehir merkezinde AVM, gökdelenler yerine eski binaları, kaldırımları ve asfaltı düzgün olmayan yollarını görünce ya bizden bunlar geri canım deyip eleştirelere başlayabilirsiniz. Evet, teknoloji olarak çok çok ileri değiller hele de Avrupa ülkesine gidiyorum diye kafanızda büyütmüşseniz ilk kez gelenler için ilk izlenim hüsran olabilir. Hatta birçok kişi bizim 20 yıl önceki halimiz diye içinden geçirebilir. 20’li yaşlarda iseniz bir anda eski bir filmi izliyormuşsunuz gibi hissedebilirsiniz. Ama birkaç gün kalacak olursanız diğer yüzünü görmeye başlarsınız. Güzel ve özel yapan yanlarından biri de eski güzelliklerini bugüne kadar getirip kültürlerini koruyabilmiş olmaları. İnsanlar ülkeleri hakkında konuşurken gözlerinin içi parlıyor, evet ülkelerine bağlılar.
Başkentin göbeğinde bile sokak pazarı kuruluyor. Et ve balık pazarı var. Kahvehane (Yunanca kafenio diye geçiyor) kültürü devam ediyor ve bu pazarlardan çıkanlar özellikle yaşlıları kafe yerine buralarda soluklanıp kahvesini, şarabını, uzosunu içip sosyalleşiyor. Tavlasız tabii ki olmaz, domino ve satranç oynayanlara da denk gelebilirsiniz. Eh, gençlerin tercihi ise yeni tarz kafeler. Ama bildik marka zincirleri yaygın değil. Yerel markalar tercih ediliyor.
Gençler de dahil olmak üzere bizdeki gibi son model telefon markalarını ellerinde görmezsiniz. Çok az bir kesim hariç marka peşinde koşanlara denk gelmedik. Rahat ve keyifli yaşam öncelikleridir.
Yunanistan Güvenli Mi?
Yunanistan’ın geneli için güvenli olduğunu söyleyebiliriz. Şehirlerinde veya kamp alanlarında güvenlik problemi yaşamadık. Ama Atina ve Selanik gibi büyük şehirlerinin turistik bazı bölgelerinde ve toplu taşıma araçlarında kapkaçcılık olduğunu da duyduk.
- Atina’nın eski şehir bölgesinin özellikle yazın turistlerin yoğun olduğu dönemde çehresi bir anda değişiyor. Çok göç aldığı için Afrika kökenli, son dönemlerde Suriyeli, Arap sayısı azımsanmayacak kadar göze çarpıyor. Dilenen, çiçek satmaya çalışan çingene çocukları sizinle Türkçe konuşursa şaşırmayın. Açıkcası yazın Monastraki meydanında geç saatlere kadar dolaşmaktan biz pek keyif almadık. Tren, metro hatlarında kapkaç olayına karşı dikkatli olmakta fayda var. Yere bir şey düşürmüş birine yardım ederken cepleriniz veya çantanızın içi boşalabilir. Bu tarz hikâyeleri dinledik ama birçok ülkede dinlemeye alıştığımız hikâyeler ve zaten dikkatli olmak lazım.
- Motosiklet hırsızlığı da en çok büyük şehirlerde yaşanıyormuş. Ama bizdeki kadar yaygın olduğunu sanmıyoruz yine şehir merkezlerinde dikkatli olmakta fayda var.
- Evlerde alarm yaygın ve pencere, balkonların kapıları için ayrıca kilitlenir kepenkler var. Başta bu kadar çok korumanın olması bizi ürkütmüştü ama binaların az katlı olması ve güvenlik ile sorunların artması durumunda baştan tedbiri almışlar. Ayrıca kepenkleri çok sıcaklarda veya soğuklarda da kullandıkları dikkatimizi çekti. Ekonomik kriz ile birlikte hırsızlık olaylarında biraz artış olmuş.
- Ama öyle kasabaları var ki esnaf sattığı ürünleri gece bile dükkanının önünde bırakıyor. Genel güvenlik önlemlerini alıp yerel halkın davranışına göre hareket etmekte fayda var…
- Kadınlar için gayet güvenli bir ülke. Gece istediği vakitte rahatlıkla dolaşabiliyor ve her iş kolunda kadınları görmeniz mümkün. Açıkcası bu konuda bizden bir adım öndeler. Kadınlar ne yaptıkları işten gocunuyor ne de mutsuzlar. Taksi şöföründen postacısına, çöpçüsünden mühendisine, postacısına aşçısına yaşamın her daim içindeler, nasıl güvenli olmasın 😊.
Yunanistan Gezilecek Görülecek Yerler
Felsefe, sanat, edebiyat ve siyaset ile dünyaya yön vermiş ülkeye bir de eşsiz plajlar ve doğa da eklenince gezmeye doyulamayacak, turistleri her yönden cezbeden bir ülke yapmış. 14.000 km’ye yakın uzunlukta denize kıyısı bulunan Yunanistan’da 1400 ada bulunmakta ve bunların sadece 227’si yerleşime açık. Plaj yönünden zengin ülkenin yüzölçümünün %80’ini dağlar oluşturmakta. Orta ve batı Yunanistan sarp ve yüksek dağlar içermekte ve birçok kanyona ev sahipliği yapmaktadır. Vikos kanyonu dünyanın en derin 3.kanyonudur. Adalar, dağlar, antik şehirler, müzeler ve gece hayatı ile dolu dolu yaşanacak ülkede gezdiğimiz yerlerle ilgili paylaşımlara linkten ulaşabilirsiniz TIK TIK… Tabii ki çok daha fazlası var ve gezdikçe güncelleyeceğiz.
Yunanistan Beklentinizi Karşılar mı?
Evet, ucu açık bir soru daha 😊. Nereden geldiğinize ve ne istediğinize bağlı. Avrupa ülkesine gidiyorum diye; İsviçre, Almanya, İngiltere vs. standartlarında bir ülke beklentiniz varsa karşılama şansı düşük. Ama Türkiye’ye göre az stres benzer kültür arayışında iseniz doğru ülkedesiniz 😊 Büyük şehirleri haricinde kalabalık olmaması, trafik sorununun bize göre daha az olması, korna sesini daha az duymak olumlu yanları. Ama trafikte ateşli kavgalara denk gelmeyeceğiniz anlamına da gelmiyor, bu oran tabii ki bize göre çok daha düşük.
Kadınların, Türkiye’ye göre daha özgürce dolaşabiliyor olması bizim hoşumuza gitti ama zaten olması gereken bu değil mi? Kültürlerini ve olanı koruyorlarmış gibi dursalar da çevrecilik ve temizlik anlayışları bunu pek yansıtmıyor. Her yerde çöp kutusu olmasına rağmen dışına atmaları, grevler yüzünden öbek öbek kokan çöpleri görmek hoş değil. Tabii ki işçiler haklarını alsınlar…
Parklara bu kadar önem verip her yeri yemyeşil yapıp kaldırımları tekerlekli sandalye veya çocuk arabalarını düşünerek dizayn etmemeleri diğer çelişki. Bu arada zaten kaldırımlara bırakılmış araçlar yüzünden yürümek sorun.
Statü ve rüşvetin; işlerin ilerlemesinde geçerliliğini kaybetmemiş olmasından da hoşlanmadık.
Eskisi kadar değil deseler de iş ortamları da bize göre daha rahat, siesta saatlerine bir grup özen gösteriyor. Bildikten sonra çok da rahatsız edici değil, sonuçta yaşam tarzları böyle. Bir restorana gittiğinizde; 1 saatte sipariş alıp bir o kadar da yemeğin gelmesini beklemeye hazırlıklı olmalı. Aceleci değiller ve siz de buraya gelirken bu özelliğinizi bırakıp gelin 😊
Bizim ilk gözlemlerimiz böyle, farklı deneyimleriniz varsa paylaşırsanız seviniriz…
Ayfer & Onur Öznar
Faceboook : AyferOnur Seyahatnamesi
Instagram : AyferOnur Seyahatnamesi
Youtube: AyferOnur Seyahatnamesi
8 Yorum
Merhabalar,
Gözlemlerimiz o kadar samimi olmuş ki emeğinize sağlık. Yaşamayı düşünenler için çok faydalı olacaktır.
Umarız faydalı oluyordur, teşekkürler…
Yine çok samimi, çok güzel bir yazı daha eklemişsiniz blogunuza. Gecikmeli de olsa zaman içinde hepsini okumaktan inanılmaz keyif alıyorum, pek çok şey öğreniyorum, gezilerimde rehber kaynak olarak kullanıyorum 🙂
Mehmet Merhaba, yorumun için çok teşekkürler. Yazılarımız faydalı oluyorsa ne güzel. Sevgiler, selamlar hepinize.
Teşekkürler,Yunanistanı ne güzel anlatmışınız,biz 1986 yılında arabayla avrupa dönüşü ilk defa gittiğimiz kavalada bir mağazada eşyaları karıştırırken mağaza sahibi yaşlı amcadan azar işitmiştik ancak daha sonra bizim türk olduğumuzu anlayınca türklere serbest karıştırın ben sizi polonyalı sandım demiş bu bizim çok hoşumuza gitmişti,o günden beri onlarca defa yunanistana gittik.dört yıldır da yaz tatillerini karavanımızla yunanistanın güzel kıyılarında geçiriyoruz,bu krizle birlikte pahalanınca biz de erzaklarımızı Türkiyeden doldurup öyle gidiyoruz
Merhaba, biz de içten yorumun için teşekkür ederiz. Krizle birlikte pahalansa da bir şekilde gezmenin yolu bulunuyor 🙂 Umarız bir gelişiniz, bizim de olduğumuz döneme denk gelir ve misafir etmekten büyük mutluluk duyarız. Selamlar, sevgiler…
Harika detaylarla dolu bir yazı olmuş emeğinize sağlık.. selamlar!
Erkut, çok teşekkürler. Bizden de sevgiler, selamlar…