"Enter"a basıp içeriğe geçin

PANAMA Hakkında Genel Bilgi ve Panama Maceramız

Panama City 

PANAMA Hakkında Genel Bilgi ve Panama Maceramız

Orta Amerika’yı Güney Amaerika’ya bağlayan Panama, Panama Kanalı kadar Karayipler’deki 300’ün üstündeki adacık topluluğundan oluşan eşsiz San Blas Adaları ile de ünlüdür. Deniz tatili düşünenler için bulunmaz bir cennet. Panama da diğer Orta ve Güney Amerika ülkeleri gibi T.C. pasaportlulardan vize istememektedir. Ayrıca THY’nin İstanbul’dan Panama City’e direkt uçuşunun olması; ulaşımı diğer Orta Amerika ülkelerine göre daha kolaylaştırmaktadır.

Panama’yı yılın her dönemi ziyaret edebilirsiniz ama en uygun zaman kuru sezonunda; Aralık ortası ile Nisan ortası olacaktır. Isı 30 derece civarı oluyormuş. Motosikletle çıktığımız “Kutuplara Yolculuk” adını verdiğimiz gezimizin Cartagena – Kolombiya’ya geçişini Carti – Panama’dan tekne ile yaptık. Kullandığımız teknenin en son geçişi 21-Kasım’da olduğundan maalesef kuru dönemine denk gelemedik ☹ 2 gece Las Lajas şehrinde, 3 gece de Panama City’de geçirdiğimiz Panama; hafızalarımızda yağmuru ile kaldı. San Blas Adalarından geçişimiz ise fırtına eşliğinde oldu…

Ülkeye girişimiz bile yağmurla oldu 🙁 Kosta Rika’dan Panama’ya geçişimiz…

Motosikletle ülkeye giriş yaptığımızdan geri dönüş bileti ile ilgili bir istekte bulunmadılar. Ama uçak veya otobüs ile giriş yapılması halinde geri dönüş biletinin sorulduğunu okumuştuk. Kendi aracınız ile giriş yapmıyorsanız bir kez daha teyit etmeyi unutmayın.

Panama’da ilk dikkatimizi çekenler

  • Ülkeye adım atmamız ile Amerikan dolarının geçerli para birimi olması ile bizi şaşırttı. Bir an ABD’ye geri mi döndük derken İspanyolca konuşuluyor olması kendimize getirdi. Kendi para birimleri olmasına rağmen Amerikan dolarını kullanmalarına anlam veremedik. Etiketlerin üstünde dolar fiyatı yazıyor  ve 1 dolar 1 Panama Balboa’sına eşit. Para üstü verirken bazen bozuk kendi paralarından veriyorlar ama kağıt paralarını göremedik.
  • Hemen hemen fiyatların ABD ile aynı olmasına rağmen halkının refah içinde olduğunu söyleyemeyiz. Yıllık kişi başına,düşen gelir 12.500 dolar civarıymış. Ama Panama City’e gelince neden ortalamanın yüksek olduğunu anlıyorsunuz. Evet, burada iki sınıf var ve zengin gerçekten zengin. Şehre girmeniz ile  dengesizliği anlıyorsunuz. Öyle yerlerden geçtik ki bu evlerde nasıl yaşıyorlar diye düşünmeden edemiyorsunuz.
Panama City’e Merhaba!
  •  Birçok Orta Amerika ülkesine göre daha güvenli duruyor.
  • Uzakdoğulular başta olmak üzere farklı ülkelerden gelen göçmenleri ile oldukça kozmopolit bir ülke. Uzakdoğulular özellikle market işletiyor. Diğer O.Amerika ve G.Amerika ülkelerinden de ekonomik sebeplerden dolayı göç alıyormuş.
  • Özellikle Panama City herhangi bir ABD şehrinden farklı değil. Her ülkeden mutfağı bulabileceğiniz şehirde, ABD’deki gibi bol bol AVM’ler var. Panama Kanalı haricinde fazla özelliği olmayan bir yer olarak tanımlasak yeridir.
  • Taksi ücretleri uygun olsa da uber kullanımı çok yaygın ve daha ucuza ulaşımı sağlayabilirsiniz. Özellikle iki kişi üstünde uber çok işinize yarayacaktır.
  • Elektrik 110 volt ve fiş girişleri iki ince uçlu.

Panama’da Trafik

Eğer bizim gibi araç ile gezeceksiniz trafik kurallarına dikkat etmenizi tavsiye ederiz. Orta Amerika’daki ülkelerin neredeyse hepsinde araç sollamak başta olmak üzere trafik kurallarına uyulmuyor. Panama’da ise durum farklı, aman hız yaparken ve araç sollarken ekstra dikkat! Özellikle yabancı plakalıysanız, acımadan cezayı yazıyorlarmış. Birkaç motorcu arkadaşımız ceza yedi ve hız cezası 60 dolardan başlıyormuş 🙂 Neyse cezasız ülkeden ayrıldık…

Panama City’den Carti’ye geçerken…

Yolların kalitesi genel olarak iyi. Panama City’de trafik yoğun olsa da sürücüler dikkatli. Araca sigorta yaptırma zorunluluğu var. Kosta Rika’dan Panama’ya geçerken gümrükte 15 dolara yaptırdık.

Panama Güvenli Mi?

Panama, Orta Amerika ülkelerinin arasında güvenli olarak bilinse de güvenlik sorunu yaşanabileceği bölgelerinin de olduğunu unutmayarak, gezerken tedbirli davranmakta fayda var.

Genel olarak evlerin çoğunun pencerelerinde, balkonlarında ve bahçelerinin etrafında demir parmaklıklı korumalar var. İlk an ürkütücü gelse de 6 gün boyunca güvenlikle ilgili herhangi bir sorun ile karşılaşmadık.

Panama City’de parmaklıkların arkasında yaşam…

Las Lajas

Ülkeye kuzeyinden girdik ve ilk şehrimiz Las Lajas oldu. Yeşilliklerin içerisinde çok güzel sahilinin de olduğu söylenen Las Lajas’ı maalesef yağmur yüzünden keşfedemedik ☹ Daha önce kalan motorcu arkadaşlarımızın tavsiyesi üzerine direkt Casa Berlin Hostele gittik. Gezi boyunca kaldığımız, unutamayacağız yerlerin başında gelecektir.

Casa Berlin’in bahçesinde dinleniyoruz 🙂

Yağmur yüzünden sırılsıklam geldiğimiz hostelden yine yağmurla ayrıldık. Yerin sahiplerinden Karsten’in sıcacık karşılaması, ilk andan itibaren evimizde gibi hissettirdi. Sahibi Alman ve arkamızdan Alman arkadaşımız Klaus’un da gelmesi daha da neşeli saatler geçirmemizde etkili oldu. 2 gün boyunca şiddetli yağmur yüzünden kafamızı dışarıya çıkaramasak da hostelin bahçesinde dinlenip bol bol yedik içtik. Eğer yolunuz bu taraftan geçecek olursa; kesinlikle burada birkaç gün kalmanızı tavsiye ederiz. Enfes yemeklerinden de yemeği unutmayın. Annenizin yaptığı yemeklerden farklı olmayacak emin olun. Gecesi iki kişi 30 dolar ödedik ve süper bir kahvaltı da dahil.

Böyle bir kahvaltıyı Orta ve Güney Amerika’da her yerde bulmak çok zor…

Güvenlik sorunu yok, motosikletleri bahçesine park ettik. Karsten’in bir ara hosteli bize bırakıp gittiğinde çok şaşırdık. Hatta gelen olursa şu fiyattan odaları verebilirsiniz demesi ve o müthiş güven duygusunu hissetmek kadar güzel bir şey olamaz. Ayrılık günümüz geldiğinde ise sanki ailemizden birinden ayrılıyormuşuz gibi hem onun hem de bizim içimiz burkuldu. Umarız bir gün Karsten ile tekrar bir araya geliriz…

Evet, sırada başkent Panama City vardı ve yağmur eşliğinde yola devam 😊

Panama City

Panama City’e hafif trafik eşliğinde akşam üzeri girdik. Bütün çarpıklığı ile karşınızda başkent…

5-6 katlı binaların bile balkonları, pencereleri neredeyse her yer demir parmaklıklı. Bu mahallelerden geçerken az ilerde gökdelenlerin manzarasını görüyorsunuz. Bir yanda fakirliğin bir yanda zenginliğin kol gezdiği, gökdelenler ve lüks restoran, barlar ile yıkık dökük evlerin olduğu bölgelerin içiçe geçtiği enterasan bir şehir. Nasıl bir çelişkidir!

Yürüyüş ve bisiklet yolu ile ne kadar da hoş duruyor değil mi? – Panama City

Sahil tarafına doğru her yer gökdelen. Burada da sanki kentsel dönüşüm yapılmış ve yapılıyor. Bazı eski binalar yıkılmış yeni yüksek binaların yapımı devam ediyor. 5 yıldızlı Amerikan otelleri, kumarhaneler de araya serpiştirilmiş. Gökdelenler yapılmış ama alt yapısını ona göre düzenlememişler. Şehirde geçirdiğimiz 3 gün boyunca kanalizasyon kokusu hiç eksilmedi. Hele fiyatlarının pahalı olduklarını tahmin ettiğimiz sahil tarafındaki evlerde nasıl oturabiliyorlar diye düşünmeden edemedik. Gökdelenlerle sadece şehrin görselliği bozulmamış sanki içine de etmişler. Sokakları genel olarak pis. Ayrıca şehirde her şey pahalı.

Bu da diğer yüzü, kokudan durulmuyor 🙁

Buraya kadar gelip de görmeden olmaz diyerek Panama Kanalına gittik. Girişi kişi başı 15 dolar, içinde çok iyi dizayn edilip açıklamaların olduğu müzesi var. Ayrıca sabah ve öğleden sonra kanaldan geçen gemileri de izleme şansınız var. Biz de kendimizi ona göre ayarlayıp öğleden sonra gittik. İki geminin geçişini de izleme fırsatı yakaladık.

Heyecanla beklenen an geliyor ve gemilerin geçişini izliyoruz…
Panama Kanalı – Panama City

Castro Viejo (Eski Castro)

Bir akşam diğer motorcu arkadaşlarla Castro Viejo (Eski Castro) bölgesine gittik. Bu bölge daha turistik ve lüks barları, restoranları ile ünlü. Kaldığımız otelin olduğu bölgeden Chicken Bus diye geçen daha çok yerel halkın kullandığı içinde müzik çalan, renkli otobüslere bindik. Ücret sadece 50 cent.

Eğlenceli bir şekilde son durak 5 de Mayo’ya geldik ve oradan yürümemiz gerekiyordu. Otobüsten indiğimizde ısrarla yürümememizi taksi ile gitmemizi söylediler. Turist gördükleri için yapıyorlar diye düşündük ama arkadaş İspanyolca bildiği için geçen diyalogtan kandırmaya çalışmadıklarına inandık. Ve taksiye binmeye ikna olduk. Taksi ücreti de zaten bir şey değil, 5 kişi 4 dolar ödedik. Taksi ile giderken uyarıların ne kadar doğru olduğunu fark ettik. Geçtiğimiz bölgeler karşısında ağzımız açık kaldı. Bambaşka bir dünya ve bambaşka insan görünümü, sakın küçümsediğimizi düşünmeyin. Bu tarz yerleri gördükçe tam tersine adaletsizlik karşısında içimiz burkuluyor. Taksiden indiğimiz anda her şey bıçak gibi kesildi. Güvenlik önlemleri hat safhada ne de olsa turistik bölgedeyiz. Denize nazır restoranlar, kafeler. Şık giyimli garsonlar müşterileri kapılarının önlerinde karşılıyor. Ama bu kadar lükse karşılık ortalık leş gibi kanazilasyon kokuyor.

Castro Viejo bölgesinden…

Panama City’de kaldığımız süre boyunca yağmur bizi hiç bırakmadı. O yüzden de dinlenip motosikletle ilgili ihtiyaçlarımızı gidermeye çalıştık. Klaus’ın zincir ve dişlilerini değiştirdiğimiz Antonio’da çok iyi bir arkadaş olarak hatıralarımızda kalacak.

Sevgili Antonio iş başında…

Kaldığımız otelde Tuğba ile tanışmamız ise güzel bir sürpriz oldu. Klaus ile otelin restoran bölümünde oturmuş sohbet ederken yan masadaki bayanın Türk müsünüz sorusu ile bir an şaşırdık. Otelde toplasanız 10 kişi kalıyor ve yanınızda oturan Türk çıkıyor. Tuğba ile biraz sohbet etme fırsatımız oldu ama mesleğini sormadığımız için milli basketbolcumuz olduğunu Facebooktan arkadaş olduğumuzda öğrendik 😊 Bunu öğrenmek ise bizi bir kez daha şaşırttı. Gece ayrılacağı için tekrar görüşemedik umarız bir yerlerde denk geliriz…

Baru Lodge otelde iki kişi kahvaltı dahil 65 dolara kaldık. Otel temiz, hoş bir bahçesi var.

21 Kasım günü Panama’dan ayrılma zamanımız gelmişti.

Panama City’den erken saatte teknemizin kalkacağı Carti’ye doğru yola çıktık. Yağmura rağmen enfes manzaralar eşliğinde virajlar, iniş-çıkışlar ile müthiş keyifli bir yolculuk oldu.

Carti’ye gidiş, yağmur olsa da manzara süper 🙂

Limanın olduğu Guna Yala bölgesi; Guna yerlilerin yaşadığı özerk bir bölge. O yüzden girişte askeri kontrol var ve ücret ödeniyor. Kişi başı 20 dolar, ayrıca motosiklet için 3 dolar ödedik. Limanın olduğu yerde neredeyse hiçbir şey yok. San Blas Adalarına tekneler buradan kalkıyor.

Yeni bir ülkeye doğru yelken açtık…

Adalardan gelen bir grup turistten fırtınanın geldiğini öğrenmek pek de hoş haber olmadı ☹ Uçsuz bucaksız maviliğin içinde Cartagena, Kolombiya’ya doğru yolculuğumuz başlamıştı.

Merakla beklenen an gelmişti…

San Blas Adaları

Bembeyaz kum ile kaplı kumsalları, mavinin bütün tonlarını barındıran suyu, inanılmaz renkli sualtı dünyası ile kesinlikle görülmeye değer. Hatta kuru mevsiminde geldiyseniz birkaç gün herşeyden uzak kalmak kafa dinlemek için muhteşem bir yer. Biz yaklaşan fırtınadan dolayı uzun vakit geçirip tadını çıkaramasak da bu hali ile bile çok hoşumuza gitti. Sırf burası için bile Panama’ya gelinir 😊

San Blas Adaları - Panama
San Blas Adaları ve düğün için gelmiş bir çift 🙂 

Eğer uçak ile gitmeyi düşünürseniz; istediğiniz herhangi bir tarih aralığında en uygun fiyatları sunan birucak.com adresinden uçak biletinizi alıp doyasıya tatilin tadını çıkarabilirsiniz.

San Blas adalarının bazılarında yerel halkın yanında kalabiliyorsunuz, bazılarında ise sadece kamp yapılabiliyor, farklı bir deneyim olacağından eminiz 🙂

Panama’da Ne Kadar Harcadık?

6 günde 600 kilometre yol yapmışız. Toplam 500 USD harcamışız.

  • Konaklama 255 dolar (iki kişi 5 gece)
  • Yeme-İçme 116 dolar (iki kişi)
  • Benzin 23 dolar (32.3lt almışız – litresi 71 cent)
  • Araç sigortası 15 dolar
  • Panama Kanalı girişi 30 dolar (iki kişi)
  • Guna Yala bölgesine giriş 43 dolar (iki kişi ve 1 motosiklet)
  • Gümrük girişinde 3 dolar (1 doları motorun lastiklerine sprey)
  • Ulaşım 11 dolar.

Panama fotoğraf albümümüz için linki tıklayınız… FOTOĞRAFLARIMIZ

4 Yorum

  1. panama hakkında kısa ve güzel bilgiler edindim teşekkür ederim 🙂

    • ayferonur ayferonur

      Yorumunuz için teşekkür ederiz, selamlar…

  2. Érkan Érkan

    Faydalı bir yazı olmuş, bilgiler için teşekkürler. San Blas adalarına hayran kaldım.

    • Merhabalar, yorumunuz için teşekkür ederiz. San Blas adalarının tadını çıkaramasak da biz de bayıldık

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir